Fethiye Uluslararası Film Festivali'nden geriye kalanlar

Fethiye Uluslararası Film Festivali, festival başkanı Canan Tor önderliğinde bu yıl 3. kez düzenlendi.

Fethiye Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği'nin çabalarıyla hayata geçen festival, 5 gün boyunca Fethiye'de güzel anlara sahne oldu.

İlk 2 senenin ardından ilk kez "uluslararası" bir kimlik kazanan festivalin heyecanlı bir ekip tarafından yapıldığını söylemek mümkün.

Nazik davetlerine icabet ederek 5 gün boyunca sinema dolu günler yaşadık.

Fethiye'de yalnızca evrensel bir dil olan sinema değil, emek ve tutku da onurlandırılıyor.

Seçilen uzun ve kısa filmlerin, belgesellerin ve deneysel yapımların ekipleri birer birer filmleriyle perdede görülürken, meraklı ve ilgili Fethiye halkı da filmlerdeki yerlerini alıyor.

Böylece çok sıcak ve samimi bir atmosferde filmlerle dolu güzel günler yaşanıyor.

Her ne kadar sonbaharda olsak da Fethiye'nin ılık havası da bizlere eşlik ediyor.

FETHİYE, LİKYA VE KSANTHOS ANTİK KENTİ Bölgenin antik dönemdeki Likya uygarlığının da önemli duraklarından biri olması bu festivali çok daha değerli bir konuma getiriyor.

Son yıllarda Likya Yolu ile popülaritesi artan Likya kentlerinin yakınlarda olması Fethiye'yi antik dönemle günümüze bağlıyor.

Kenti izleyen kaya mezarları tarihin derinliklerinden bizlere selam veriyor ve geçmiş ile gelecek yeşil ile mavinin zengin birlikteliğinde yeniden buluşuyor.

Likya Birliği'nin en önemli kentleri arasında yer alan, antik dönemde Likya'ya başkentlik yapmış olan ve günümüzde ise UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan tek Likya kenti olma özelliğini taşıyan Ksatnhos Antik Kenti, bu yıl festivalin simgesi olarak öne çıktı.

Afişte Ksanthos'un görkemli mezarları sinemaseverleri karşıladı.

Ayrıca festival komitesi yine harika bir karar alarak festivalin son günü misafirlerini Ksanthos Antik Kenti'ne götürerek bu harikulade kentin tanıtımında büyük ve önemli bir rol oynadı.

Antik kentte çalışan arkeolog Mustafa Yıldızlı rehberliğinde son derece keyifli bir gezi organize edildiğini belirtmek gerekiyor.

Fethiye'nin eşsiz doğası ve tarihi, Likya uygarlığının benzersizliğiyle buluşuyor ve sonuç olarak yerelden ulusala ve ardından uluslararasına dönüşen, giderek büyüyen bir festivalin meşalesi oluyor adeta.

YEREL VE ULUSLARARASI FİLMLER Bu yıl festivalde Yunanistan ve İsveç filmleri de vardı.

Yönetmenlerin katılımıyla festivalin uluslararası boyuta taşınmış olması gelecek yıllar için de bilinirliğini artırdı elbette.

Bu geleneğin devam etmesi film sayısının daha da artması dileğiyle.

Yerli filmlerden ise Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden 2 ödülle dönen Hasan Tolga Pulat'ın yönetmenliğini üstlendiği "Parçalı Yıllar" filmi dikkat çeken yapımlar arasındaydı.

Ceyhan Kandemir'in yönettiği "Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim", Ayçıl Yeltan'ın yönetmenliğini üstlendiği "Fidan", Murat Fıratoğlu imzalı Altın Koza Ödüllü "Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri" de yine festivalde öne çıkan filmlerdi.

Ek olarak Onur Ünlü'nün sevilen filmi "Sen Aydınlatırsın Geceyi", Vuslat Saraçoğlu'nun "Bildiğin Gibi Değil" ve Ceylan Özgün Özçelik'in "On Saniye" filmleri de yine festival kapsamında Fethiye izleyicisiyle buluştu.

GÜÇLÜ KISA FİLM SEÇKİLERİ Dünyadaki önemli film festivalleri arasında yer alan Amerika Alabama Fair Hope ve Yeni Zelanda Show Me Shorts'un 2024 kısa film seçkilerini de yine Fethiye'de izleme şansına sahip olduk.

Türkiye'den de pek çok kısa film, belgesel ve deneysel yapım izleyicilerin beğenisine sunuldu.

Festivalin açılışı Fethiye Belediyesi'nin bandosu ile renkli anlara sahne olurken, kapanıştada da stand up gösterileri Fethiye halkına ve festival konuklarına eğlenceli anlar yaşattı. 5 gün boyunca çeşitli paneller, söyleşiler ve sunumlar da yine Fethiye Uluslararası Film Festivali'nin gücünü bizlere gösterdi.

FESTİVALİN EKSİKLERİ Henüz 3. kez düzenlenen bir film festivali olan Fethiye Uluslararası Film Festivali'nin gözlemlediğim kadarıyla en büyük eksikliği büyük bir sponsorunun ve destekçisinin olmaması.

Yani Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü gibi tepe noktalardan bahsediyorum elbette.

Festival başkanı Canan Tor'un "biz resmi olarak festival değilmişiz, bu sebeple destek alamadık" cümlesini bizlerle paylaştığı esnada oldukça üzüldüm zira büyük bir potansiyel barındıran bu festivalin daha da büyüyebilmesi için kalbi sinemayla atan bu kişilerin desteklenmesi zaruridir.

Haliyle bu eksiklik festival ekibinden kaynaklanmıyor, emeği geçen herkesin elini fazlasıyla taşın altına koyduğu, imece usulüyle hayata geçirilen son derece içten bir festival bu.

Dilerim önümüzdeki yıldan itibaren almayı hak ettiği resmi desteği de alarak yoluna emin adımlarla devam eder.

Son olarak, festival konuklarının konakladığı otellerin de sponsorlarla birlikte zamanla daha iyi olacağına inancım tam.

Bu konuda Altın Portakal, Altın Koza, Bodrum ve Ankara gibi festivallerin çok iyi bir yerde olduğunu ve ilerleyen süreçte Fethiye'nin de benzer kaliteye ulaşacağını düşünüyor ve hayal ediyorum.

Zira bunun olması festivalin birkaç level daha atlayacağı anlamına gelir.

Otellerden filmlerin gösterileceği yerlere servislerin bulunması da bir diğer elzem konu elbette.

Konukların kendi imkanlarıyla ulaşmaya çalışması zor oldu.

Kendi adıma konuşacak olursam eğer, minibüs ve otobüs seçeneklerine, Fethiye'nin kent planına ve trafik durumuna alışmam 2 günümü aldı.

Ondan sonra biraz daha ustalaştım fakat dediğim gibi bu konuda servis ve transfer kesinlikle şart.

Büyüyen bir film festivalinin ilk zamanlarına hep birlikte tanıklık ediyoruz.

Bu vesileyle gazeteci kimliğimle ayrı, bir sinefil olarak ayrı olmak üzere Canan Tor hanımefendiyi azmi ve kararlılığı için tebrik ediyorum. 4.

Fethiye Uluslararası Film Festivali'nde görüşmek dileğiyle.