Haber Detayı
Ekonomik çıkmaz hükûmeti devirdi
Fransa’da beklenilen oldu ve Bayrou hükûmeti güvenoyunu alamadı. Bir yıl içerisinde düşen ikinci hükûmet oldu. Sebep ise kamu borcunun artması ve halkın fakirleşmesi.
Fransız milletvekilleri 8 Eylül pazartesi günü, Başbakan François Bayrou'nun kamu maliyesinin durumu hakkında talep ettiği güven oylamasında, muhalefet milletvekilleri güven oyu vermeyerek hükûmeti devirdiler.
Akşam saatlerinde, Elysee Sarayı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bu oylamayı “kabul ettiğini” ve “önümüzdeki günlerde” yeni bir hükûmet başkanı atayacağını duyurdu.
BİR ÖNCEKİ 3 AY DAYANMIŞTI Oylamaya katılan 573 milletvekilinden büyük çoğunluk (364 milletvekili) hükûmete güven oyu vermezken, 194 milletvekili, özellikle hükûmet koalisyonundan, güven oyu verdi.
On beş milletvekili ise çekimser kaldı.
Bir önceki azınlık hükûmetinin ömrü 3 ay olurken sonuncusu 9 ay dayanabildi.
Şubat 2025’ye Sosyal Demokratlar desteklemeseydi bu hükûmet de 3 ay içine düşmüş olacaktı.
Jean-Luc Melenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa Partisi, Sosyalist Parti, Fransız Komünist Partisi, Yeşiller blok olarak hükûmete karşı oy kullandı.
Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi ve müttefiki Eric Ciotti'nin Cumhuriyet için Sağ Birlik eksiksiz olarak karşı oy kullandılar.
Macron’un Cumhuriyet için Birlik, Başbakanın Demokratik Hareket ve Macron’un önceki başbakanlarından Edouard Philippe’in Horizons partileri hükûmete tam destek verdiler.
Hükûmette yer almakla birlikte güven oylamasında en kararsız tutum sergileyen Cumhuriyetçiler Partisi oldu: 27 milletvekili güven oyu verdi; 13 milletvekili karşı oy kullandı ve 9 milletvekili çekimser kaldı.
YENİ HÜKÛMET YOLDA AMA ÖMRÜ UZUN OLMAYACAK Başbakan Cumhurbaşkanına istifasını sunmuş olacak, Cumhurbaşkanı da Başbakandan yeni hükûmet kurulana kadar hükümetin görevini devam ettirmesini isteyecek.
İstifa etmeyi ve Meclis’i feshetmeyi reddeden Macron, önce yeni bir Başbakan atayacak.
Hükûmetin kurulması birkaç haftayı alacaktır.
Programını oluşturduktan sonra hükûmet Meclis’in karşısına çıkacak ve muhtemelen bir gensoru ile karşılaşacak, büyük bir ihtimalle de yeni kurulacak bu hükûmet de düşürülecek.
Çünkü Meclis’te hiçbir parti ve ittifakın hükûmet kurma çoğunluğu yok. 2024 seçimlerinde üç parçalı bir Meclis oluşmuştu: Macron’un merkez sağı, Sosyal Demokratların Yeni Halk Cephesi ve Milliyetçi İttifak.
Yeni Halk Cephesi Boyun Eğmeyen Fransa Partisi’nin ayrılmasıyla dağıldı.
Melenchon’un partisi tek başına hareket etmekte ve Macron’a karşı radikal bir çizgi izlemekte.
ERKEN SEÇİM BEKLENTİSİ Marine Le Pen’in partisi ise Meclis’te birinci durumda.
Le Pen yeni bir azınlık hükûmetinin yaşama şansının olmadığını ve Cumhurbaşkanı Macron’un Meclis’i feshederek genel seçimlere gidilmesini savunuyor.
Bilindiği gibi milliyetçi lider Marine Le Pen, ilk derece mahkemesinde beş yıl süreyle seçilme hakkından mahrum bırakılarak derhal infaz cezasına çarptırılmıştı.
Dava temyize taşındı.
Ama erken bir seçimde milletvekili olamayacak.
Bununla ilgili bir soruya “Dünyadaki tüm görevleri feda etmeye hazırım” yanıtını verdi.
Kendisi milletvekili olmasa da bu kez yeni bir seçimde partisinin çoğunluğu elde ederek hükûmeti kuracağını düşünüyor.
Le Pen’in kendisi ise 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday.
Temyiz duruşması 13 Ocak-12 Şubat 2026 tarihleri arasında yapılacağı duyuruldu.
Le Pen’in itirazı kabul edilirse aday olmasının önündeki engel de kalkmış olacak.
Jean-Luc Melenchon hem Meclis’in feshedilmesini ve genel seçimlere gidilmesini hem de Macron’un görevden alınarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öne çekilmesini savunuyor.
Marine Le Pen temyiz sonuçlarını beklediği için erken bir Cumhurbaşkanlığı seçimine karşı.
Bunun yanında sosyal demokrat blok ve merkez sağ da buna karşı.
Macron istifa etmeyeceğini de defalarca açıkladığı için görevini 2027 yılına kadar devam ettirmeyi düşünüyor.
Macron’un bu planının tutması zor görünüyor.
Seçildiği 2022 yılından bu yana dört hükümet kuruldu ve son iki hükûmet bir yıl içinde yıkıldı.
Yeni kurulacak hükûmetin ömrü de uzun olmayacak.
Her iki hükûmette Macron’un sekiz yıldır uyguladığı neoliberal kemer sıkma politikaları uyguladı ve bu yönde bütçeler oluşturdu.
Bütçeyi Meclis’ten geçirme umudu olmayan Başbakan Bayrou Anayasa’nın 49.1. maddesinde öngörüldüğü üzere 8 Eylül’de güven oylaması yapılmasını önerdi.
Borç batağında çırpınan ve ağır bir ekonomik kriz içinde olan Fransa yıllık bütçesini bile yapamıyor.
Bunun yanında dikiş tutmayan hükûmetlerle yaşanan siyasi kriz Macron döneminin sonuna gelindiğini gösteriyor.
SİSTEM ÇIKMAZDA HALK SOKAKTA Ayrıca bugün başlayan 10 Eylül Hareketinin eylemleri aynı Sarı Yelekliler gibi sistemi sallayacak.
Bir hafta sonra da 18 Eylül’de Sendikalar Kolektifi ülke çapında bir eyleme hazırlanıyor.
Fransa’nın en büyük işçi sendikası CGT Genel Sekreteri Sophie Binet, pazartesi günü Agence France-Presse'e yaptığı açıklamada, “Gabriel Attal, Michel Barnier ve François Bayrou (hükûmetlerinin) ortak noktası, hepsinin politikalarının sosyal şiddeti nedeniyle düşmüş olmalarıdır” dedi.
Binet, “işçiler güçlü bir konumdalar” ve “10 ve özellikle 18 Eylül'de, sendikaların çağrısı üzerine Fransa'nın her yerinde düzenlenen tüm gösterilere ve grevlere katılarak” harekete geçmeliler.
Binet, “İşverenlerin aşırı sağ ile kurdukları tehlikeli bağlantılardan çok endişeliyiz” dedi.
Solidaires Sendika Konfederasyonu ise yaptığı açıklamada “Şimdi, kemer sıkma politikası ve bu bütçe taslağındaki tüm adaletsiz öneriler ortadan kaldırılmalıdır” diyerek, 10 Eylül'de “yüzlerce eylem, genel kurul, miting ve gösteriye katılma” çağrısı yaptı.