İnadına festival, inadına kültür

Ankara’nın sadece 500 kilometre dışına çıkıp, yüzü gülen, inancı yüksek, mutlu insanlarını görmek, üstelik de bunun bulaşıcı olduğu yaşamak çok güzel.

Başkent’in karamsar havasından uzakta, ‘Mersin Modeli’ adını verdikleri belediyecilik anlayışıyla tüm dezavantajlı ailelere ulaşıp, onlara ücretsiz her türlü desteği ve eğitimi veren insanların toprağından, memlekete baktık.Kadınların nasıl üretime sokulduğunu, nasıl kültür ve sanatın konuşulabildiğini, insanların sempozyumlarda farklı görüşleri nasıl merakla dinlediğini, müzik dinleyip, satış yapıp hem de kadım şehir Tarsus’u festival aracılığıyla nasıl tanıttığını, tüm kentin nasıl ayağa kalktığını gördük.Mesleki hastalıkla, Ankara’nın 500 kilometre öteden nasıl göründüğünü, açılım sürecini, yereldeki CHP ve DEM’li siyasetçilerin psikolojisini de yokladık.

Öncelikle belirtmeliyim ki; DEM’li yerel siyasetçiler ‘açılım hemen yarın tamamlanacak’ gibi tabanlarını hazırlamak için seri toplantılar yapıyor.

Bu yoğun mesailerine rağmen içlerinde ‘yarım kalacağı’ endişesi de taşıyorlar.Şüphenin temel kaynağını ise AKP’nin tavrı.

Sanki son dakika golü yiyeceklermiş duygusu hakim.

Yerelde, sonucu ne olursa olsun Kürt seçmenin AKP’nin cumhurbaşkanı adayına oy vermeyeceği analizleri yapılıyor.AKP’lilerin ‘Orta Anadolu ve Karadeniz seçmenini’ kaybetme endişesi geldi aklımıza.

İktidar partisinin ağırdan almasına neden olan tablo bu olabilir mi?

Kürtlerden oy gelmeyecekse, kendi tabanı olup bitenlerden rahatsızsa niye istekli olsun ki?***Genel siyasetle son derece ilgili olan, partide zaman zaman abilik ve arabuluculuk görevi üstlendiğini bildiğimiz Mersin’in CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e bu konuları sorduk.

Özetle aktarırsam;AÇILIM: Tabii ki barış istiyoruz.

Bir süreç yürütülüyor ama bu süreci iktidar partisinin dışında diğer aktörler yürütüyor.

Bir tanesi DEM Parti, bir tanesi Milliyetçi Hareket Partisi.

AKP bir var, bir yok.

Bana kalırsa AKP’nin de çok etkin olduğu bir program yürütülmüyor.‘Türkiye’de barışı tahkim edeceğiz’ diye edebiyat parçalarken, siz benim belediye başkanlarımı, siyasetçilerimi apar topar hukuk dışı uygulamalarla alıyorsunuz.

Hücrelere koyuyorsunuz, cezaevlerine koyuyorsunuz.

Ya bir taraftan ‘Demokrasi’ diyorsunuz, bir taraftan demokrasiyi tahrip etmeye devam ediyorsunuz.

Şimdi burada bir çelişki var.KÜRT SEÇMEN: Kürt seçmeni, son dönemde AK Parti zulmünü, antidemokratik uygulamaları görmeye başladı.

Kutuplaştırıcı politikalarını görmeye başladı.

Ben DEM seçmenin bir daha AK Parti tarafından aldatılabileceğini düşünmüyorum.

DEM Partili seçmenin önümüzdeki seçimlerde de partisine büyük oranda sadık kalacağını ama Cumhurbaşkanlığı seçiminde de AK Parti’nin adayına desteklemeyeceğini düşünüyorum.CHP OPERASYONLARI: Eğer toplumun sesini dinlerlerse bu işten vazgeçerler.

Ama inadına, körlemesine bildiklerinden şaşmazlarsa bunu bir hesaplaşma, böyle bir intikam alma, rövanş alma, adını ne koyarsanız koyun; bu duruma getirirse, operasyonları daha da sertleştirerek devam edebilir.Bizim üzerimize gelinmesi bizim şevkimizi kırmıyor.

İnanın bana çok daha erken kalkıyorsunuz, çok daha zinde kalkıyorsunuz.

Emin olun daha ne yapabilirim hep bunun gayreti içerisinde oluyorsunuz.

Daha çok motive oluyoruz…”***CHP’li belediyelere festival ve kültür etkinlikleri üzerinden yüklenmeye çalışan iktidarın mensuplarının, o meydanlara gelip, başörtülü-örtüsüz kadınların, genç kızların, ailelerin kol kola nasıl dayanıştıklarını, gündüz stantlarında yerel ürünleri satıp eve katkı yaparken, akşam şarkılar eşliğinde nasıl rahatladıklarını görmeleri gerekir.Kim bilir belki de bu rahatsız ediyordur?Mersin genelinde 400 atanmamış öğretmeni istihdam edip, her ilçede ücretsiz üniversiteye hazırlık kursu açıp, 10 bine yakın öğrenciye eğitim vermektir, belediyecilik.

Her yıl gelir düzeyi yetersiz ailelerin çocuklardan yüzlercesinin üniversiteye girmesi, hatta ilk bine girmeleri demektir.Mersin Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının, bu projelere işlerinin bir parçası gibi değil de ‘sanki evlerinde ailelerine yardım edercesine’ gece gündüz demeden nasıl inançla çalıştıklarını görseler, belki utanırlar.Kaliteli siyasi rekabet, kültür ve seviye gerektirir.O yüzden İNADINA festival, İNADINA kültür…