Haber Detayı
Frankenstein olması 10 saat sürdü
Guillermo del Toro’nun Netflix için çektiği Frankenstein filminde Jacob Elordi, 42 parçalık protezle 10 saat süren bir makyaj sürecinden geçerek yaratığa dönüştü.
Guillermo del Toro’nun uzun süredir beklenen Frankenstein filmi, yalnızca gotik atmosferiyle değil, Jacob Elordi’nin oyunculuk ve fiziksel dönüşümüyle de gündemde.
Del Toro’nun çocukluğundan beri takıntılı olduğu hikâyeyi yeniden yorumladığı film, yaratığı bir canavardan çok, insanlığın yaralı bir yansıması olarak ele alıyor.Filmin hazırlık süreci zorlu geçti.
Başrolde yaratığı canlandırması planlanan Andrew Garfield çekimlerden dokuz hafta önce projeden ayrılınca, del Toro rolü Avustralyalı oyuncu Jacob Elordi’ye verdi.
Elordi, baştan ayağa protez kaplamalı yaratığa dönüşmek için 10 saat boyunca makyaj koltuğunda kaldı.Protez makyaj departmanı şefi Mike Hill, ELLE dergisine yaptığı açıklamada, “Elordi sadece fiziksel olarak değil, ruh olarak da karakterin içini doldurdu.
Onun sabrı olmasaydı bu dönüşüm imkânsız olurdu” dedi. 42 ayrı parça protezle kaplanan Elordi’nin makyajının çıkarılması bile 90 dakika sürdü; oyuncunun karavanına bu işlem için şişirilebilir sauna yerleştirildi.DEL TORO'DAN SHELLEY'YE SADIK BİR TASARIM Del Toro, 1931 tarihli Boris Karloff’lu filmdeki yeşil tenli, boynunda cıvatalar olan “canavar”ı değil, Mary Shelley’nin 1818’deki romanına daha yakın bir varlık tasarladı.
Hill ve kostüm tasarımcısı Kate Hawley, yaratığı “insan anatomisinden esinlenmiş bir yapboz” olarak tanımlıyor.
Deriden yapılmış bandajlar, dikiş izleri ve savaş meydanlarından toplanmış bir askeri ceket, karakterin hem kırılganlığını hem geçmişini yansıtıyor.Hawley, “O ceket, başka bir adamın hatırası, adeta ikinci bir deri” diyor.
Kostümün sırt kısmına omurga desenleri işlenmiş; bu detay, yaratığın hem fiziksel hem duygusal bütünlüğünü temsil ediyor.YARATIĞIN YÜZÜ VE RUHUElordi’nin saçları bile özel olarak tasarlandı.
Hill, “Farklı kafa derilerinden alınmış gibi görünmesini istedik.
Ne siyah ne de keskin kontrastlı bir renk – toprak tonlarında, insana ait bir karışım” diyor.Del Toro’nun dünyasında her detay, mitolojik ve dini göndermelerle örülü.
Hawley, bu atmosferi Caravaggio’nun tablolarındaki karanlık romantizmle ilişkilendiriyor: “Kırmızılar, perdeler ve o mum beyazı ten – hepsi teatral ama aynı zamanda derin bir acıya işaret ediyor.”ANKA KUŞU MİSALİFilmin açılışında yaratığın buzlarla kaplı bir manzarada ortaya çıkışı, yönetmenin deyimiyle “alevlerden doğan bir anka kuşunu” andırıyor.
Hawley, “O sahnede görsel bir büyü vardı.
Her dikişte, her kumaşta, del Toro’nun takıntılı dünyası hissediliyordu” diye anlatıyor.Del Toro’nun yönettiği Frankenstein filminde Jacob Elordi’ye Oscar Isaac, Mia Goth, Christoph Waltz ve Charles Dance eşlik ediyor.
Film, insan yaratıcılığının sınırlarını, Tanrı’yı oynama arzusunun yıkıcılığını ve yalnızlıkla yoğrulmuş bir ruhun varoluşunu yeniden sorguluyor.Odatv.com