Haber Detayı
Küçüklüğüne aldanmayın! Şeytan boynuzlu yeni arı türü keşfedildi: Bilim insanları ‘Lucifer’ adını verdi
Bilim dünyası, doğanın gizemli yüzünü bir kez daha ortaya çıkaran ilginç bir keşifle sarsıldı. Araştırmacılar, ilk bakışta sıradan görünen ancak detaylı incelemelerde şaşırtıcı özellikler barındıran yeni bir arı türüne rastladı.
Başındaki boynuz benzeri çıkıntılarla dikkat çeken bu tür, bilim insanları tarafından 'Lucifer' olarak adlandırıldı.
AVUSTRALYA'NIN TEHLİKELİ LİSTESİNE YENİ BİR TÜR EKLENDİ Avustralya ölümcül yılanları, örümcekleri ve köpekbalıklarıyla tanınırken, ülkenin 'tehlikeli canlılar' listesine şimdi de şeytan boynuzlu yeni bir arı türü eklendi.
Bilim insanları, başındaki boynuz benzeri çıkıntılar nedeniyle bu etkileyici türe 'Lucifer' adını verdi.
ŞEYTAN BOYNUZLU YENİ TÜR: MEGACHİLE (HACKERİAPİS) LUCİFER Curtin Üniversitesi'nden araştırmacılar, Megachile (Hackeriapis) Lucifer adı verilen bu yeni arı türünün Batı Avustralya'da keşfedildiğini duyurdu.
Bu keşif, bölgedeki yabani arı türleri üzerine yapılan çalışmalar açısından büyük bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. 20 YIL SONRA GELEN İLK KEŞİF Üniversitenin Moleküler ve Yaşam Bilimleri Fakültesi'nden Dr.
Kit Prendergast, 2019 yılında nesli kritik derecede tehlike altında bulunan bir yabani çiçek türünü incelerken bu arıya rastladığını açıkladı.
DİZİ İSMİNDEN İLHAM ALINDI Lucifer dizisinin hayranı olduğunu belirten Prendergast, arının dikkat çekici görünümünün dizideki karakteri anımsattığını söyleyerek, türe 'Lucifer' adını verdi.
Bilim insanı, 'Bu grup içinde tanımlanan ilk yeni türün üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçti.
Bu da doğada hala keşfedilmeyi bekleyen sayısız canlı olduğunu gösteriyor.' ifadelerini kullandı.
Dr.
Prendergast, bu keşfin aynı zamanda önemli bir uyarı niteliğinde olduğunu vurguladı.
Özellikle madencilik faaliyetleriyle tehdit altındaki bölgelerde henüz tanımlanmamış çok sayıda türün bulunabileceğini belirtti.
ARILAR DOĞANIN GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARI Dünya genelinde çiçekli bitkilerin büyük bölümü, arılar gibi yabani tozlayıcıların varlığına bağımlı.
Ancak yaşam alanlarının daralması ve iklim değişikliği, bu hayati canlıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
