Haber Detayı
Kanserde ilaca erişim hakkı
Bu haftaki konumuz kanser hastalarının ilaç ve tedaviye erişimi... Türkiye’de hastalar, kanser ilaçlarına, klinik tedavilere erişebiliyor mu? Yeni nesil teknoloji kanser tedavilerinde ülkemiz nerede? Kanserde yenilikçi tedaviler neler? Aşılar kurtarıcı mı? m-RNA aşıları kanser, beyin kanaması, kalp krizi riskini artırıyor mu?
Sağlıkla ilgili milyonların merak ettiği bu soruları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 29 Ekim- 2 Kasım’da yapılan 9.
Ulusal İmmünoterapi ve Onkoloji Kongresi’ndeki uzmanlara sordum. 800’ün üzerinde bilim insanının katıldığı kongrede 30 bilimsel oturum düzenlenirken, yenilikçi tedaviler masaya yatırıldı.
Onkoloji ve İmmünoterapi Derneği Genel Sekreteri Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof.
Dr.
Fatih Selçukbiricik’in değerlendirmeleri şöyle: “Türkiye’de onkoloji eğitimi ile uzman sayısı arttı.
Dolayısıyla hastaların medikal onkoloji uzmanına ulaşma kolaylıkları oluşmaya başladı.
Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu ilaçların temini konusunda inanılmaz çaba içinde.
Bu noktada immünoterapiler geri ödemeye alınmaya başladı.
Avrupa’da, Amerika’da geri ödemede olmayan kanser ilaçlarının Türkiye’de geri ödemede olduğunu görüyoruz.
Hastalarımıza dünya standartlarında onkoloji hizmeti vermekteyiz.İMMÜNOTERAPİLER GERİ ÖDEME KAPSAMINDAGeri ödeme kapsamındaki kanser ilaçlarına hastalar para ödemiyor.
Devletin hastanesinde ücretsiz tedavi görebiliyorlar.
Şu çok önemli.
Her hastanın tedavisi bir diğerinden farklı.
Tıpta hastalık yok, hasta var.
Geri ödemede olan bir ilaç o hastanın tedavisinde kullanılmıyor olabilir.
Hastalarımız bu ilaç bana neden uygulanmıyor diye sorabilir.
Bu durumun onkoloğu tarafından değerlendirilmesi lazım.
Bunlar kişiye özel tedaviler.
YENİ NESİL İLAÇLARA ERİŞİM Yeni nesil ilaçlar, hedefe yönelik tedaviler kişiye özeldir, her hasta için uygun olmayabilir.
Uygun olan hastalar tespit edildiğinde bu yenilikçi ilaçlara erişim kolayca sağlanabilmektedir.
Kanser hastalarının internet ya da başka yerlerde mucize diye satılan ilaç ve ürünleri kullanılmasını kesinlikle önermiyoruz.Yeni araştırılan, etkinliği kanıtlanmamış ilaçlar araştırma fazında hastalar üzerinde gönüllülük esası ile kullanılabilir.
ABD’de her tür ilaca bundan erişilebiliyor.
Yoksa, Amerikan sağlık sisteminde çoğu kanser ilacının geri ödemesi yok.
Ülkemizde de klinik çalışmalar arttı, yenilikçi ilaçlara erişimin bir yolu olarak devreye girdi.” PROF.
DR.
ERDEM GÖKER: ANTİ AŞI GRUBU KANITLAYAMADIEge Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr.
Erdem Göker’e ise şehir efsanesine dönen “m-RNA aşılarının kanser, beyin kanaması ve kalp krizi riski yaratıp yaratmadığını” sordum.
Prof.
Dr.
Göker’in yanıtı “hayır”.
Dünyada aşı karşıtlarının bu tezinin istatistiksel ve bilimsel olarak kanıtlanamadığını söyledi.
Üç kez m-RNA aşısı olduğunu belirten Prof.
Dr.
Göker’in o değerlendirmesi de şöyle:“Covid korkunç bir pandemiydi.
Aşıyla yok oldu.
Şu anda covid var ama öldürmüyor, hastanelik etmiyor.
Neden öldürmüyor?
Bütün mesele bu aşılama sistemi.
Kızamıkta aşılama düştü şimdi ölümcül kızamık geliyor. m-RNA aşıları bir şekilde bunu başardı.
Hastalığı yok etti.
Aşı olmakla iyi mi yaptık, evet.Aşı, salgını baskıladı. covid’den ölümleri önledi.
Bu aşikâr.
Yan etkilere gelince...
Her gün hastalarımın da sorduğu şeyler.
Ben akciğer bakıyorum.
Kalp krizi, beyin kanaması, kanser istatistikleri elimizde.
İstatistiklere göre böyle bir artış yok.
Anti aşı grubu var.
Sadece covid değil kızamık, çiçek aşısına da karşılar.
Sadece Türkiye’de değil ama bütün dünyada da öyle.
Amerika’da da var böyle bir grup.
Ama hiçbir şey kanıtlayamadılar.
İstatistiklere göre böyle bir artış yok. istatistiksel olarak hiçbir kanıt yok. ‘Bu bundan oldu.
Akciğerde nodül çıktı, ben aşı oldum aşıdan çıktı’ gibi bir kanıt yok.”