Haber Detayı
Unutulacak dünler!
Fenerbahçe’nin yıllardır süren bir laneti vardı. Galatasaray ne zaman tökezlese, Fenerbahçe ayağına gelen fırsatı elinin...
Fenerbahçe’nin yıllardır süren bir laneti vardı.
Galatasaray ne zaman tökezlese, Fenerbahçe ayağına gelen fırsatı elinin tersiyle iterdi.
El ayağa dolanır, top bile yönünü şaşırırdı.
Çünkü gerçek sorun ne saha içindeydi ne de soyunma odasında.
Sorun, toplumumuzu tümden saran hastalıktı; Kötüyü ve vasatı kanıksamak.Ama bazen bir camianın kaderi, tek bir bakışla, tek bir kararla yön değiştirir.Sadettin Saran ve ekibi göreve geldiğinde yaptıkları ilk şey, eskinin toz tutmuş vizyonuyla patronluk taslamak değil, zihinlerindeki pası silmek oldu.
Fenerbahçe’nin yeniden ayağa kalkması için önce bu pası kazımak gerekiyordu.Ve şimdi, o kazı çalışmasının meyveleri toplanıyor.♦♦♦♦♦Kayserispor maçı, yeni Fenerbahçe’nin hikayesine not düşülen bir dönüm noktası oldu.Kayserispor, yeni hocası Radomir Dalovic ile puan tablosunda olmasa da, oyun anlamında ışık veriyor.
Maça da iyi başladılar.
Pas kanallarını kapattılar, nefes aldırmadılar.Böyle anların en güçlü çilingiri duran toplar olur.
Fenerbahçe, uzun süredir çözemediği ve her geçen gün problem haline gelen duran top organizasyonu ile kilidi kırdı ve içeri girdi.
Bu golün Fenerbahçeli oyunculara yaydığı rahatlık ve Kayserispor'daki çözülme, iki dakika sonra ikinci golün gelmesini sağladı.Mourinho'lu düzende 40 metreyi tek başına toparlamaya çalışmaktan bitap düşen Fred, haftalar sonra ilk kez eski formuna kavuşmuş bir görüntü verdi.
Mourinho'nun karanlık gölgesinden sıyrılmış, aylar sonra yeniden nefes alır gibiydi.
Sahanın her yerinde, hem kendiyle hem geçmişiyle hesaplaştı.♦♦♦♦♦Eskiden olsaydı, 3-0’dan sonra yenen bir gol, Kadıköy’ü buz keser, soğuk bir sessizliğe gömerdi.
Tribünlerde uğultu, oyuncularda telaş...
Panik başlar, paslar titrer, her hata bir endişe olurdu.Ama bu kez öyle olmadı.Belki Samandıra’da gece gündüz çalışan o psikoloğun emeği, belki Saran’ın dirayeti, belki Tedesco’nun futbolcularla kurduğu sade ama etkili bağ, belki de sadece kaderin yön değiştirmesiydi.Galatasaray 19 maç sonra yenildi.
Fenerbahçe kazandı.
Kadıköy’de, tribünlerin üzerine uzun süredir uğramayan 'umut' duygusu yerleşti.
Kerem’in ligdeki ilk 'büyüsü', Nene’nin iki golle “ben buradayım” deyişi, Talisca’nın ilk goldeki ince asisti, Asensio’nun liderliği...
Bunlar, sadece bir futbol maçındaki anlar değil; Fenerbahçe'deki zihinsel dönüşümün işaret fişekleri.Kayserispor gol atsa da, Fenerbahçe oyundan düşmedi.
Skor 4-2 olduğunda bile beşinciyi, altıncıyı kovaladı.
Şansın yüzünü çevirmesi bile, belki de o değişen ruh halinin bir yansımasıdır.♦♦♦♦♦Sırada Rizespor, sonra Galatasaray var.
Muhakkak bu iki maç, sezonun geleceği için çok önemli.
Ancak bugünden söylemek gerekir ki, bu maçlardan alınacak sonuçlar ne olursa olsun, lig bir sprint değil, maraton.Yol uzun, viraj çok, hava değişken.
Asıl mesele, o uzun yolun sonunda hala ayakta kalabilmekte.Özellikle ikinci yarıdaki lig fikstürü ve Avrupa maçlarının yoğunluğu, hem Fenerbahçe hem de Galatasaray için işlerin çok hızlı değişebileceğinin göstergesi.♦♦♦♦♦Siz bakmayın bu aralar 'bahis' konusuyla ele geçirilmemize.
Bunlar böbrek taşı gibidir.
Ağrı yapar ama elbet vücuttan dışarı atılırlar.Futbolun içinde sadece taktik yok; sosyoloji var, psikoloji var, hatta biraz da edebiyat var.Fenerbahçe Kayserispor karşısında, sadece puan için değil, kendi hikayesini geri almak için oynar gibiydi.
Ve Fenerbahçe nihayet geçmişi bırakıp geleceğe bakabildi.Ve o hikayenin fonunda, Gazapizm’in o sözleri yankılandı sanki Kadıköy gecesinde: "Unutulacak dünler, yaşanılacak günler var, öyle günler var."