Haber Detayı

‘New’ York denklemi!
Dünya takvim.com.tr
09/11/2025 07:01 (1 ay önce)

‘New’ York denklemi!

Amerika Birleşik Devletleri 30,4 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasılasıyla dünyanın ekonomik süper gücü. Bu dev pastanın yaklaşık 10 trilyon dolarlık dilimi ise yalnızca bir şehirde, New York'ta dönüyor. Yani küresel ekonominin kalbi, hâlâ Manhattan'ın gökdelenleri arasında atıyor. Ancak son günlerde…

Amerika Birleşik Devletleri 30,4 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasılasıyla dünyanın ekonomik süper gücü.

Bu dev pastanın yaklaşık 10 trilyon dolarlık dilimi ise yalnızca bir şehirde, New York'ta dönüyor.

Yani küresel ekonominin kalbi, hâlâ Manhattan'ın gökdelenleri arasında atıyor.

Ancak son günlerde New York'un gündemi, paradan çok siyaset.

Müslüman Zohran Mamdani, New York'un yeni belediye başkanı oldu.

Kent için ilk olan bu durum sadece New York'un değil, Washington ve Tel Aviv'in de dikkatini üzerine çekti.

Zira seçim sürecinde Mamdani'nin rakibi Andrew Cuomo, Lauder, Ackman, Walton gibi güçlü Yahudi ailelerin desteğini arkasına almıştı.

Buna rağmen sandıkta kaybetti.

Bu tablo, bazı çevrelerde 'New York'ta dengeler değişiyor mu?' sorusunu gündeme getirdi.

Çünkü uzun yıllardır kentte Yahudi lobisinin güçlü olduğu biliniyor.

Kamuoyunda Netanyahu'ya yönelik tepkiler, Cuomo'nun elini zayıflatıyordu.

Zira Cuomo, Netanyahu'nun yakın dostu, danışmanı ve avukatıydı.

Seçim sonrası yaşananlar da bu değişimin sinyallerini veriyor. 26 Yahudi ailesinin bazı üyeleri New York'tan ayrılma kararı aldı.

Kentin önemli isimlerinden İtfaiye Komiseri Robert Tucker'ın istifası da bu tabloya eklendi.

Şehrin yönetiminde yaşanan bu sarsıntılar devam edecek.

Mamdani'nin, Yahudi lobisine karşı sert söylemleriyle tanındığı bir gerçek.

Bu nedenle önümüzdeki dönemde finans çevrelerinin nasıl bir tavır alacağı, şehirdeki ekonomik düzeni de doğrudan etkileyecek.

New York gibi küresel sermayenin merkezinde bu tür gerilimlerin sonuçları hiçbir zaman sınırlı kalmaz.

Sonuç olarak, New York bugün sadece bir belediye başkanını değil, aynı zamanda gelecekteki ekonomik ve toplumsal yönünü de seçti.

Paranın merkezi olarak mı kalacak, yoksa siyasetin sert rüzgârlarına mı kapılacak?

Cevabını kimilerine göre Wall Street, kimilerine göre ise sokaktaki New Yorklular belirleyecek.

AVRUPA BORÇLAR BİRLİĞİ Avrupa'nın parlak refah hayali, giderek büyüyen bir borç kabusuna dönüşüyor.

Avrupa Birliği'nin 2025 yılı ikinci çeyrek rakamları açıklandı: tablo, sanıldığından çok daha karanlık.

Birliğin toplam kamu borcu 15 trilyon 47 milyar euroya ulaştı.

Yani Avrupa'nın en güçlü ekonomileri bile artık 'borçla yaşamayı' bir sistem haline getirmiş durumda.

Kamu borcunun GSYH'ye oranında başı hala Yunanistan çekiyor: yüzde 151,2.

Onu İtalya (%138,3), Fransa (%115,8), Belçika (%106,2) ve İspanya (%103,4) izliyor.

Avrupa'nın güneyinden kuzeyine yayılan bu tablo, 'borçlu Avrupa' kavramını artık sadece bir ekonomik terim olmaktan çıkarıyor.

Buraya bir Türkiye notu da ekleyelim.

Türkiye'nin kamu borcunun GSYH'ye oranı yüzde 26'ya geriledi.

Tekrar Euro Bölgesi'ne dönersek toplam borç/GSYH oranının 2025'te %87,8'den 2030'da %92,2'ye çıkacağı öngörülüyor.

Yani Avrupa, kendi ekonomik geleceğini şimdiden ipotek altına alıyor.

Finans uzmanları arasında yaygın kanaat net: 'Ve Avrupa batıyor.' Kısacası Avrupa'nın sorunu sadece ekonomi değil; bir vizyon krizi.

Eğer bu kriz çözülemezse, 'borçlar birliği' diye anılacak. 'İŞ'TE YENİ MODA!

Plaza modası tarihe mi karışıyor?

Görünen o ki evet.

Bir zamanlar ciddiyetin ve profesyonelliğin sembolü sayılan takım elbiseler, artık yerini spor ayakkabılara, oversize tişörtlere ve bol pantolonlara bırakıyor.

COVID-19 pandemisi ile evden çalışma dönemi, hepimize 'rahatlık' kavramının lüks değil, verimlilikle de doğrudan ilişkili olduğunu gösterdi.

Ofis koltuklarında otururken bile sweatshirt giyen bir nesil doğdu.

Küresel işe alım platformu Indeed'in verilerine göre, birçok şirket artık bu yeni giyim anlayışını benimsiyor. 'Casual Friday' kavramı neredeyse haftanın her gününe yayıldı.

Bu dönüşüm, iş kültürünün kökten değiştiğinin de göstergesi.

Z kuşağı ve Y kuşağı artık yalnızca maaşa değil, kendini ifade edebileceği, kimliğini saklamak zorunda kalmadığı iş ortamlarına önem veriyor.

Teknoloji sektörü bu konuda öncü oldu; hoodie'li yazılımcılar, start-up kurucuları, sneaker'lı yöneticiler...

Hepsi iş dünyasının yeni yüzünü temsil ediyor.

GRAMMY KRALİÇESİ Grammy Ödül Töreni'ne daha aylar var ama müzik dünyasının nabzı şimdiden hızla atıyor. 1 Şubat 2026'da düzenlenecek olan törende kırmızı halının üzerinde kimler yürüyecek, kimler o altın gramofonu kaldıracak, şimdiden merak konusu.

Adaylık listesi açıklandığından beri gündemden düşmeyen bir isim var: Kendrick Lamar.

Altıncı stüdyo albümü 'GNX' ile tam dokuz dalda aday.

Üstelik bu dokuz dal arasında 'Yılın Albümü', 'Yılın Şarkısı' ve 'Yılın Kaydı' gibi en prestijli kategoriler de var.

Lamar, sosyal medyada hem müzik eleştirmenlerinden hem de hayranlarından övgü dolu yorumlar alıyor.

Görünen o ki, hip-hop sahnesinin entelektüel dâhisi bu yıl da adından uzun süre söz ettirecek.

Ama Grammy sahnesi, her zaman büyük isimlerin kapıştığı bir yer olmuştur.

Daha önce tam 14 Grammy kazanan Lady Gaga, bu yıl 'Mayhem' albümüyle yedi dalda aday.

Gaga'nın sahne performanslarını bilen bilir; onun olduğu bir törenin sürprizsiz geçmesi pek mümkün değil.

Ve elbette Beyonce...

Grammy denince adını anmadan geçmek neredeyse saygısızlık olur.

Tam 35 Grammy'siyle tarihe adını altın harflerle yazdıran sanatçının rekorunu kırmak pek kolay görünmüyor.

Her sene yeni isimler, yeni sesler geliyor ama Beyonce hâlâ zirvede, hâlâ Grammy'nin kraliçesi...

PARANTEZ Elon Musk, yakında 1 trilyon dolarlık iş adamı olacak.

Bir trilyon dolar, ilk kez 14 Ekim 1952'de Le Monde gazetesinde yayınlanmıştı.

Robert Escarpit'e göre, günümüzde tek bir bireyin serveti olan para, o zamanlar tek insan hayatının toplam değeriydi.

İlgili Sitenin Haberleri