Haber Detayı
Damla Sönmez: Aşk benim için bir ayna gibi
Ünlü oyuncu Damla Sönmez, aşkı nasıl tanımladığını açıkladı: “Aşk benim için bir ayna gibi. Kendini gördüğün, bazen büyüdüğün, bazen kaybolduğun bir alan. Oyunculukta da aşk sahnelerini iki ruhun birbirine değdiği bir an olarak görüyorum.”
DAMLA Sönmez, Gardırop Magazine’in yeni sayısının kapağında yer aldı.
Sönmez, “Aşkı nasıl tanımlarsın?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Aşk benim için bir ayna gibi.
Kendini gördüğün, bazen büyüdüğün, bazen kaybolduğun bir alan.
Oyunculukta da aşk sahnelerini sadece romantik bir şey olarak değil, iki ruhun birbirine değdiği bir an olarak görüyorum.
Hayatımdaki aşk anlayışım, o sahnelerdeki duygunun derinliğini belirliyor sanırım.
Gerçeklik oradan geliyor.” BAZEN KARAKTER SENİNLE TERAPİ YAPARDamla Sönmez, kariyerinde dönüm noktası olan projeyi şu sözlerle anlattı: “‘Sibel’ filmi çok net bir dönüm noktasıydı.
Çünkü o film bana sadece oyunculuk değil, üretim tarafını da öğretti.
Kendi hikâyemi nasıl sahiplenebileceğimi, bir kadının yaratım alanında nasıl var olabileceğini gösterdi.
O filmden sonra başka türlü çalışamazdım zaten; daha bilinçli, daha içgüdüsel, daha bağımsız biri oldum.” Oyuncu, bir dönem Kanal D’de yayınlanan “Güllerin Savaşı”ndaki Gülru karakteri hakkında şunları söyledi: “O da bende iz bıraktı.
O hırs ve kırılganlık dengesini çözmeye çalışmak bana kendi gölgemi tanıttı. ‘Çukur’daki Efsun ise katmanlı ve gri bir karakterdi.
Onu anlamak için kendi karanlık taraflarıma dürüstçe bakmam gerekti.
Bazen bir karakter seninle terapi yapar, Efsun biraz öyleydi.” Sönmez, hayatının nasıl bir döneminde olduğunu ise şöyle anlattı: “Hayatımın bu dönemi biraz topraklanma ve yeniden doğuş gibi.
Hem üretim anlamında hem de içsel olarak yoğun bir süreçten geçiyorum.
Beni en çok meşgul eden şey ise ‘nasıl yaşamak istediğim’ sorusu.”TİYATRO KALBİMİN EN ÇIPLAK YERİ Damla Sönmez, “Tiyatro sahnesi, televizyon ve dijital platform deneyimlerin arasında senin için en besleyici olan hangisi?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Tiyatro hâlâ kalbimin en çıplak yeri.
Orada hiçbir filtre yok, sadece an ve seyirciyle nefes almak var.
Benim için en besleyici olan, biçimden çok anlatma dürtüsünün kendisi.
Nerede olursa olsun, eğer hikâye dürüstse, orada besleniyorum.”YAPIMCILIK YAPIYORUMDamla Sönmez, “Oyunculuk dışında şu sıralar beni en çok meşgul eden şey yapımcılık.
Esra Saydam ile birlikte yapımcılığını üstlendiğimiz, Eda Çarıkçı’nın yazıp yöneteceği ‘Jump’ isimli kısa filmimiz bu ay sete giriyor.
Ceylan Özgün Özçelik’in çektiği ‘Hiçbir Şey Normal Değil’ belgeselinin de ortak yapımcılığını üstlendim” dedi.