Haber Detayı

Diyarbakır'da 5 bin yıllık yıkım: Depremle çöken yapı ortaya çıkarıldı
Kültür - sanat nefes.com.tr
03/11/2025 10:07 (1 ay önce)

Diyarbakır'da 5 bin yıllık yıkım: Depremle çöken yapı ortaya çıkarıldı

Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yer alan 12 bin yıllık Çayönü Tepesi yerleşkesinde, yaklaşık 5 bin yıl önce meydana gelen depremde yıkıldığı belirlenen boş bir yapının enkazı gün yüzüne çıkarıldı.

Ergani’nin 7 kilometre güneybatısında bulunan Çayönü Tepesi, Neolitik Dönem’in ilk evrelerine uzanan tarihiyle insanlık tarihinin yerleşik yaşama geçiş sürecinin en önemli merkezleri arasında gösteriliyor.

Yakındoğu ve Levant coğrafyasının kültürel gelişimini yansıtan en kritik yerleşimlerden biri olan Çayönü’nde kazılar ilk kez 1964’te başlatıldı ve bugün hâlâ sürüyor.Kazı çalışmaları kapsamında 5 bin yıl önceki bir depremin etkisiyle yıkılan kerpiç yapının, blok halinde kuzeye doğru devrildiği tespit edildi.

Kerpiç duvarın yaklaşık 5,2 metre uzunluk ve 1,25 metre genişliğinde olduğu belirlendi."YAPI DEPREMDEN ÖNCE TERK EDİLMİŞ"Kazı Başkanı Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç.

Dr.

Savaş Sarıaltun, bu sene Neolitik Dönemle ilgili birçok çalışma yapmakla beraber, İlk Tunç Çağ yani MÖ. 3000'lere ait bir dönemde de yoğun bir şekilde kazı alanını genişlettiklerini söyledi.

Genişletince farklı alanlarda mimari verilerin ve alan kullanımıyla ilgili birçok veri elde ettiklerini belirten Sarıaltun, şu anda üzerinde çalıştıkları konu da bir kerpiç duvarın yıkımı olduğunu kaydetti.

İlk Tunç Çağda 2800'lerden sonra yerleşimin kısmen terk edildiği, ya da burada yaşayan ahalinin bu alanı kullanmadığı dönemden sonraki yakın bir zamanda bir deprem oluştuğunu aktaran Sarıaltun, "Bunu nereden biliyoruz.

Arkamızdaki dikdörtgen yapının güney duvarında taş temelli kerpiç bir duvar olduğunu biliyoruz.

Bu kerpiç duvarın 12-13 sırası kuzeye doğru blok halinde kuzeye (mekanın içine) devrilmiş.

Uzunluğu yaklaşık 5 metre 20 santim civarında.Yükseklik ya da genişliği diyebileceğimiz alan da 1 metre 25 santim.

Blok halinde mekanın zemini üzerinde devrilmiş düşmüş.

Bunu niye yerleşim terk edildikten sonra olduğunu söylüyoruz.

Çünkü mekanın içerisinde bir moloz yığını ya da yerleşmenin yaşam alanın kullanımı sırasında yıkıldığını gösteren veri yok, aksine oluşan deprem sırasında önce bu yapı terkedilmiş gibi.

Ön incelemelerimiz sonucuna göre muhtemelen yapı depremin oluşumundan kısa bir süre önce bir terk edilme söz konusu.

Doğal olarak yapı, zaman içerisinde insanlar gittikten sonra tahribata uğramış.

Sanırım 50 yıllık zaman diliminde bina tamamen yok olmadan depremle beraber taş temeller üzerindeki kerpiç duvar blok halinde kuzeye doğru düşmüş.

Bu bloklar arasında harçlar var.

Kırmızı renkli bir kerpiç.

Bu da, bölgedeki topraktan kaynaklı hematit bir renk alışımınım göstergesi.

Çevredeki kırmızı toprak kerpiç blok arasında çamur olarak kullanılmış.

Yanma değil.

Çünkü mekan içerisinde herhangi bir yanma izi bulmadık.

Kerpicin kendi yapım tekniğinden kaynaklı kırmızımsı bir renge sahip.

Kerpiç duvarın blok halinde düşüş yönü ve şekli, bize bir depremle bu yapının duvarlarının yıkıldığını gösteriyor" dedi.5 BİN YIL ÖNCEKİ YAPI DEPREME MARUZ KALMIŞSarıaltun, geçen sene alanda jeolojik bir çalışma yaptıklarını aktararak, "Jeolog ekip üyeleriyle birlikte fay hatlarına baktık, çünkü daha önce böyle varsayımlar vardı.

Aslında bizim için bir ön çalışmaydı.

Çayönü'nün yakın çevresinde belirgin bir fay hattı yok.

Ama biliyoruz ki son 5 yıldır Çayönü'nün kuzeyinde Elazığ-Sivrice bölgesinde ciddi deprem hareketlilikleri var.

Muhtemelen de yine aynı bölgede kuzeydeki bir depremin dolaylı bir etkisi olarak bir yıkım gerçekleşmiş.

Çok yakında veya çok şiddetli bir deprem değil.

Çünkü duvarları çok ciddi bir şekilde bozmamış" şeklinde konuştu.Bunun bir benzerini de yukarı Dicle havzasında Bismil civarındaki bir yerleşim olan Orta Tunç Çağında Salat Tepe yerleşmesinde en az 4-5 defa deprem yaşandığını, bu depremlerinde MÖ. 2300-2200'lerde başlayıp 1600'lere kadar devam ettiğini bildiklerini dile getiren Sarıaltun, "Bu binanın içerisinde ve kültür dolgusunda dönemin temsil eden buluntularımız var.

Çanak çömlekler, tüme yakın kaplar var.

Bunlar bir yıkıntının sonucu değil, doğal bir süreçle kalan arkeolojik malzeme.

Bu anlamıyla iyi bir veriye sahip.

En azından hem kronolojik açıdan hem de mekanı anlamamız açısından değerli buluntular bu sene tespit ettik.

Son bulduğumuz kerpiç verileri de bizim bu verilerimizi daha nitelikli hale getirdi.

Yerleşmenin sürecine, yapının duvarlarının yıkımına ya da bu yaşam alanının terk edilmesinden sonra neler yaşandığına dair bilgiler dışında; deprem veya sel gibi doğal olayla ilgili bir kalıntıları bulmuş olduk.

Arkamızda görmüş olduğumuz yapı, günümüzden yaklaşık 5 bin yıl önceki bu yapı depreme maruz kalmış.

Dolayısıyla, Diyarbakır'da 5 bin yıl önce bir deprem izini daha bulmuş olduk" ifadelerinde bulundu.

İlgili Sitenin Haberleri