Haber Detayı
Orta Doğu’yu şekillendiren kadın: Gertrude Bell
Olivier Guez’in ‘Mezopotamya’ romanı, 20. yüzyılın başında Irak’ın ve Orta Doğu'nun siyasi ve kültürel yapısında rol oynayan arkeolog Gertrude Bell’in hayatını anlatıyor. Bell, Irak Krallığı’nın kuruluşunda etkili oldu ve ülkenin ulusal müzesini kurdu.
Historik dergisinde yayımlanan incelemede, Fransız yazar Olivier Guez’in “Mezopotamya” adlı romanı, 20. yüzyılın başında Ortadoğu’nun kaderini etkileyen Gertrude Bell isimli bir kadının portresini yeniden canlandırıyor.Bell, sadece bir arkeolog değil, aynı zamanda bir istihbaratçı, diplomat ve Irak’ın ulusal kimliğinin şekillenmesinde kilit bir figürdü.ARKEOLOGTAN AJANLIĞA1868’de İngiltere’de varlıklı bir ailede doğan Gertrude Bell, Oxford mezuniyetinin ardından alışılmış kadın rollerini reddederek dağlara tırmandı, çölleri geçti ve Arap kabilelerinin dünyasına adım attı.Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ordusu için Arap Bürosu’nda istihbarat danışmanı olarak görev aldı.OSMANLI'YA KARŞI ARAP İSYANI'NIN BAŞ AKTÖRÜArap kabileleriyle kurduğu güven ilişkileri, İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Arap isyanını örgütlemesinde kritik rol oynadı.Gertrude Bell, rehberi Fattuh ile birlikte - Haziran 1907IRAK KRALLIĞI'NIN KURULUŞUNDA ETKİLİ OLDUSavaş sonrası dönemde Bell, Irak Krallığı’nın kuruluşunda doğrudan etkili oldu.
Kral Faysal’ın tahta çıkışında önemli bir payı vardı; bu yüzden Arap halkı ona “mü’minlerin kraliçesi” diyordu.Irak Ulusal Müzesi’ni kurarak ülkenin kültürel mirasını da koruma altına aldı.KARAKTERİN ALTINDA DERİN YALNIZLIKRomanın yazarına göre, Bell’in dışarıdan güçlü görünen karakterinin ardında derin bir yalnızlık gizliydi.Evli bir subay olan Charles Doughty-Wylie’ye duyduğu aşk, 1915’te Gelibolu’da ölümüyle son buldu.Guez, bu kaybın Bell’in ruhunda açtığı boşluğu, “çölün sessizliği kadar ağır bir yalnızlık” olarak betimliyor.ERKEKLER DÜNYASINDAKİ ZAFERBell, İngiliz yönetimi içinde aktif görev alan tek kadındı.
Hem Kral Faysal hem de İngiliz Yüksek Komiserliği nezdinde nüfuzu büyüktü.
Ancak erkek egemen bir diplomasi dünyasında bu güç uzun sürmedi.
Kenara itilmiş, anlaşılmadığını hisseden Bell, 1926’da Bağdat’ta hayatına son verdi.Cenazesine binlerce Iraklı katıldı.Historiek dergisi; "Olivier Guez’in 'Mezopotamya' adlı romanı, tarihsel belge ile edebi kurgu arasında zarif bir denge kuruyor.” diyor.Romanda Gertrude Bell’in mektuplarını, Winston Churchill ve Arabistanlı Lawrence gibi figürlerin anılarından yararlanıldığı belirtiliyor.
Historik dergisi, değerlendirmesinde ise şu ifadeye yer veriyor:“Guez’in anlatımı, çölün rüzgârı gibi hem yakıcı hem de duru.
Bell’in hayatı yalnızca bir kadının hikâyesi değil, bir imparatorluğun doğuşu ve çöküşünün aynasıdır.”Gertrude BellKOLOĞLU YAZMIŞTI; ORTA DOĞU’YU ŞEKİLLENDİREN KADIN “Arabistanlı Lawrence” kitabının da yazarı Orhan Koloğlu 2019 yılında bir Gertrud Bell yazısı kaleme almıştı. “Ortadoğu’yu Şekillendiren Kadın” başlıklı makalede Koloğlu tarihte Lawrence’ in öne çıkarıldığı asıl belirleyici ismin Bell olduğunu belirtiyor.
İşte o yazının önemli bölümleri…İNGİLTERE'NİN GİZLİ AJANIKoloğlu’na göre Bell, Arabistanlı Lawrence’tan çok daha etkiliydi.
Arap Bürosu’nda görev alarak kabilelerle İngiltere arasında köprü kurdu, Osmanlı’ya karşı Arap isyanını örgütleyen isimlerdendi.“Arkeolog kimliği” ise istihbarat faaliyetleri için kullandığı bir örtüydü.FAYSAL'I KRAL YAPAN KİŞİBell, Osmanlı’nın çekilmesinin ardından Irak Krallığı’nın kuruluşunda belirleyici rol oynadı.1921’de Faysal’ı kral yapan kişi olarak tarihe geçti.
Bu sayede İngiltere, Musul ve petrol bölgeleri üzerindeki kontrolünü korudu.Koloğlu, Bell’i “erkek egemen dünyada bilgiyle yükselen ama bir imparatorluğun çıkarlarını da temsil eden” çelişkili bir figür olarak tanımlar. 1926’da Bağdat’ta yaşamına son veren Bell, ardında Irak’ın haritasını ve bitmeyen bir mirası bıraktı.KURDUĞU MÜZEGertrude Bell’in 1920’lerde kurucusu ve ilk müdürü olduğu Irak Ulusal Müzesi, 2003’teki ABD’nin Irak işgali sırasında yağmalandı.
Binlerce yıllık eserlere ev sahipliği yapan koleksiyondan yaklaşık 15 bin parça çalındı, Bell’in bronz büstü de bu karmaşa sırasında kayboldu.Yıllar süren uluslararası çabalar sonucunda eserlerin yaklaşık 6 bini geri getirildi ve müze 2009’da yeniden ziyarete açıldı.Odatv.com