Haber Detayı
Cumhuriyeti kuranlar ‘Türkiye Avrupalı olmalı’ dediler
Erdem, “Cumhuriyet kopya değildir, taklit de değildir” dedi. Bu aydınlanmayı sevmeyenlerin eski kavramları ülkenin başına geçirmeye çalıştığı ikazını yaptı
MEMDUH BAYRAKTAROĞLU / NEFESAli Naili Erdem, neredeyse cumhuriyetle yaşıt. 1927 doğumlu Erdem, cumhuriyetin emekleme dönemlerine tanıklık etti, 4 dönem bakanlık yaparak ayağa kalkmasına katkı verdi.
Kendisiyle yaptığımız dijital sohbetin konusu tabii ki cumhuriyet oldu.
Yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şu şekilde:SIFIRDAN BAŞLADILAR* Sayın Ali Naili Erdem, Allah uzun ömürler versin, neredeyse cumhuriyetimizle yaşıtsınız.
Çalışma, Sanayi ve Milli Eğitim Bakanlığı görevlerinde bulundunuz...
Bize cumhuriyetin manasını ve değerini anlatır mısınız?Cumhuriyeti kuranlar ‘Türkiye Avrupalı olmalıdır’ dediler.
Bir eli Allah’ta bir eli toprakta olan insanının elinden tuttular, medeniyetçilik yoluna kervan ettiler.
Çağdaşlaşmayı metot kıldılar. ‘Kuracağımız devlet’ ‘Türk tarihinin ve kültürünün üzerinde kurulacaktır’ dediler.
Medeni imkanları seferber ettiler. ‘İnsanlar korkusuz yaşamalıdır’ dediler.
Yeni bir devlet kurdular.
Her şeye sıfırdan başladılar.
Güzel insanlar olmuşlardır.* Cumhuriyetin atılımları ve Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesi yolculuğu sizce engellendi mi?1960’ta ve daha sonra, ‘Türkiye uçuruma yuvarlanıyor’ bahanesi ile darbeler yaptılar, Türk halkı demokrasiden vazgeçmeyeceğini haykırarak bu günlere geldik.
Şu anda yarım yamalak bir demokrasimiz var.
Aydınlanmayı sevmeyenler boş durmuyorlar.
Köhnemiş kavramları ülkenin başına geçirmeye çalışıyorlar.
Bereket ki aklı başında olanlar var.
Yobaz takımına, inkârcılara ve bölücülere hayat hakkı tanımamanın şerefi içinde görevlerini yapıyorlar.CUMHURİYET BİZİM ESERİMİZ* Sizce Gazi Mustafa Kemal Mayıs 1919’da Samsun’a hareket etmeden önce büyük bir kurtuluş savaşını yöneteceğini ve zafer kazanıp cumhuriyeti kuracağını planlamış mıydı?23 Nisan 1920’den bu yana değer yargılarımıza bakılınca görülecektir ki Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün Atatürk soyadını almadan çok daha önceki hedefidir ve bizlerin de onun kurduğu bu cumhuriyeti yaşatmakta payımız elbette vardır, yani cumhuriyet Mustafa Kemal Atatürk ve onu emanet ettiği bizlerin eserimizdir.
Kopya değildir, taklit de değildir.
Bugün cumhuriyeti kuranları ve bu toprağı vatan kılanları minnet ve şükranlarımızla anmak bizim görevimizdir.
Şunu unutmamalıyız ki kâmil insanlar topluluğu milletimizin hedefidir...YAŞAMAK YENİLEŞMEKTİR* Sohbetimizin bu bölümü için son olarak bir şeyler söylemek ister misiniz?Statik kalıpların içinde donup kalmadan yürüyen, yürüdükçe yenileşen ve yenileştikçe iyiye, güzele ve doğruya yönelen bir gelecek, yolumuz olmalıdır.
İktidara hangi partimiz olursa olsun, Türk’ün ve Türklüğün unutulmuş meziyetleri, atinin yüksek medeniyet ufkundan yükselinceye kadar ilme ve akla hâkim oluncaya kadar bu yolculuğumuzun süreceğine milletimizi ikna etmeliyiz...“ÖĞRENCİYDİK, HARÇLIĞIMIZ EKMEĞE YETİYORDU”* Geçmişten günümüze sizi en çok etkileyen anılarınızdan ya da yaşantınızdan kısa bir kesiti bizimle paylaşır mısınız?Üniversite yıllarımın tamamı soğuk odalarda geçmişti.
Battaniyelere sarılarak otururduk.
Odamızı ısıtacak hiçbir şeyimiz yoktu.
Isınmak için sabahın köründe üniversiteye giderdik.
Öğrenci idik.
Harçlığımız sadece ekmeğe yetiyordu.
Ama şikâyetimiz hiç olmamıştır.
Okumakta kararlıydık.
Lokantaya gidemediğimiz günler Kızılay Aşevi’ne giderdik.
Parasızdık ama azimliydik ve okulu bitirmekte kararlıydık.1949’da Hitler’in zulmünden kaçan ve Atatürk’ün müstesna görüşüyle Türkiye’yi vatan olarak benimseyen ve kabul eden Ernest Hirş Hoca yaptığı konuşmada ‘nerede olursanız olunuz, hangi mevkiin ve hangi postun sahibi olursanız olunuz, ülkenizin meselelerine sahip çıkınız’ uyarısından beri Türkiye’min sevdası ile çalışıyorum…”Erdem, üniversiteyi Ankara’da okudu.ALİ NAİLİ ERDEM KİMDİR?Ali Naili Erdem, 17 Şubat 1927’de İzmir, Kemalpaşa’da doğdu. 1951’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1954’te Demokrat Parti’den politikaya atıldı.1960 darbesinden sonra 1961’de 29.
Hükümette Sanayi, 1965’te kurulan 30.
Hükümet ve 1973’te göreve gelen 36.
Hükümette Çalışma, 1975’te kurulan 39.
Hükümette de Milli Eğitim bakanlıkları yaptı.Milli Eğitime bağlı “Türk Musikisi Konservatuarı” onun bakanlığı döneminde kuruldu.
Siyasetçiliğin yanı sıra şiirle de ilgilenmiştir.
Birçok dergide şiirleri yayınlanmıştır.Şiirlerinde genellikle Anadolu insanını işlemiştir. 4 de kitabı vardır.
Bu Toprağın İnsanları 1972’de, Sevda Kuşatması 2002’de, Siyasetin Yollarında 2004’te ve Bir Sevgidir Yaşamak 2014’te yayınlandı.