Haber Detayı

Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk’tan sınır tanımayan çocuklarla baş etmenin yolları
Yazarlar hurriyet.com.tr
01/11/2025 06:29 (1 ay önce)

Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk’tan sınır tanımayan çocuklarla baş etmenin yolları

Sokakta, markette, bahçede, plajda, restoranlarda oradan oraya koşturan, etrafta kendisinden başka hiç kimse yokmuş gibi hareket eden, sabırsız, saygısız, öfkeli, şımarık çocuklar... Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk’la sınır tanımayan çocuk ve ergenleri konuştuk...

NEZAKETİ, saygıyı unutmuş hoyrat, nobran bir nesil ve onlara “Dur” ya da  “Sus” demeyen yetişkinler.

Bu çocuklara sınır koymayan, evde terbiye vermeyen anne babalar bunu okulların, öğretmenlerin yapmasını bekliyor.

Hatta bazılarının böyle bir beklentisi de yok, onlar çocuklarının kaba saba diye niteleyebileceğimiz uyumsuz davranışlarından memnun, “özgür nesil yetiştiriyoruz” gururunu taşıyor.

Davranış Bilimleri Enstitüsü kurucusu, Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk ile sınır tanımayan çocuk ve ergenleri konuştuk.

Emre Konuk öncelikle konu hakkında şöyle bir çerçeve çiziyor: “Yetişkin bir insanın beyni ortalama 1200 gram gelir.

Ayaklanmış bir bebeğinki ise limon kadardır.

Bu küçük beynin içinde yetişkinlere özgü duygu ve düşünceler bulunmadığı gibi davranışları yöneten çok sayıda fonksiyon da henüz gelişmemiştir.

Oysa yaşam, diğer adıyla ‘müesses nizam’ durmadan bireyin öğrenmesini, gelişmesini ve uyumunu talep eder.

Çocuk bir genetik mirasa sahip olsa da öğrenme süreçlerini, örnek alarak ve taklit ederek yürütür.

İşte bu yüzden hem anne baba hem de çocuğun yetişmesinde sorumluluk alan diğerleri iyi bir model olmak zorundadır.”‘HAYIR’ DEMESİNİ BİLİN“İyi bir model olarak doğrunun ne olduğunu göstermenin yanı sıra çocukla kurulacak sevgi ve güven bağının da çok önemli olduğunu belirten Emre Konuk, ailelere önerilerini şöyle sıralıyor:- Bir kural koyup sonradan geri adım atmayın.- Onlara sık sık aslında ihtiyacı olmayan hediyeler almayın.

Aldığınız hediyeler aşırı olmasın.- “Hayır” demeniz gereken yerde “Evet” deme döngüsünü kırın.

Basit, ama değiştirmesi son derece zor bir alışkanlık bu.

Taleplere boyun eğerek öfke krizlerinden kaçınmak daha kolay.

Ancak bu durumda çocuğunuz karar verme gücünün, yetişkinlerde değil kendisinde olduğunu öğrenir. “Hayır” demeye başladığınız zaman çok büyük bir tepkiye hazır olun.

Bu olağan bir şey ama eğer yalvarmalara, öfke nöbetlerine ya da sızlanmalara teslim olursanız, tepki giderek artar ve büsbütün beter hale doğru ilerler.- Kararlarınız için iyi bir nedeniniz varsa ve kararlarınızı değiştirmezseniz, çocuklarınız size ve söylediklerinize gerçekten daha çok saygı duyar.ONLARLA VAKİT GEÇİRİN- Aile zamanına öncelik verin.

Çocukları şımartmamızın en büyük nedenlerinden biri, ebeveyn olarak onlarla gerektiği kadar zaman geçirmemekten kaynaklanan suçluluk duygusudur.

Ne yapıp edip çocuklarınızla birlikte olacağınız zamanlar yaratmalısınız, ister beraber sofraya oturulacak bir öğün olsun, ister sadece rahat bir ortamda sohbet etmek.- Sınırları belirleyin.

Çocuğunuzu ya da çocuklarınızı aile yaşamının kurallarıyla tanıştırın.

Bu kuralları kimin koyduğu konusu gayet net ve açık olmalı.

Yetişkin olan sizsiniz ve siz herkesin daha iyi olmasına yardım ediyorsunuz.

Çocuklara bu kuralları sevmeseler de bunlara uymaları gerektiğini anlatın.- Tutarlı olun.

Bir kez kural koyduğunuzda ona bağlı kalın.

Bunu yapmazsanız, çocuğunuz sizinle pazarlık edebileceğini, kuralları esnetebileceğini hatta yok sayabileceğini öğrenir.

Eğer ona ‘Tek kurabiye yiyebilirsin’ dediyseniz, sonradan bunun iyi bir fikir olmadığını, ikincisini de yese iyi olacağını düşünseniz bile ilk söylediğinize sadık kalın.

Bu durum gözünüze büyük bir mesele gibi gözükmeyebilir ama itiraz ve ısrar alışkanlığına kapı aralayabilir.AĞLAMAYA TESLİM OLMAYIN- Mızmızlanmaya, şikâyetlere ya da yalvarmaya teslim olmayın.

Bir kere “hayır” dediyseniz ya da belli bir davranışa bir ceza verdiyseniz kararınızdan dönmeyin.- Boş tehditlerden kaçının.

Onu veremeyeceğiniz ya da sonuna kadar götüremeyeceğiniz cezalarla tehdit etmeyin.

Zamanla çocuğunuz blöfünüzü görür ve uyarılarınız etkisini yitirir.- Herkese açık olan bir yerde gösterdiğiniz bu tutum utanç verici ve bunaltıcı olabilir ama yine de ısrara teslim olmaktan iyidir.

Mecbur kalırsanız bulunduğunuz mekândan ayrılın ve çocukla evde uğraşın.- Topluma açık yerlerde insanlara karşı nazik olun.

Bir şey satın alırken dükkân çalışanlarına, yemek ısmarlarken restoranlarda hizmet verenlere “Lütfen” ve “Teşekkür ederim” deyin.

Yolda yanlışlıkla birisine çarparsanız ya da birinin sözünü keserseniz, “Kusura bakmayın” deyin.

Çocuklarınızı bu davranış örnekleriyle büyütün.ÇALIŞMAYI ÖĞRETİN- Çocuğunuza bazı şeyler için çalışmayı öğretin.

Mesela ev işleri yaparak para kazanmasına ve biriktirmesine yardım edin.

Daha pahalı istekleri için paranın bir kısmını biriktirmesini ve gerisini de sizin tamamlayacağınızı söyleyebilirsiniz.- Eğer talebini bütçeniz izin vermediği için karşılayamıyorsanız özür dilemeyin.

Sadece doğruyu söyleyin: ‘Bunu sana almak isterdim ama alamayacağım.

Belki doğum günün gibi özel bir günde alabilirim.’- Eğer bir ceza verdiyseniz bunun için de özür dilemeyin.

Yapılan hatanın sonuçları olması hayatın bir parçasıdır ve çocuğunuzun her zaman keyfi, istediği gibi davranamayacağını öğrenmesi gerekir.

Özür dilemeyi gerçekten yanlış bir şey yaptığınız zamana saklayın.- Sizlerden daha az şanslı olanlara yardım etmek için gönüllü olun.

Yakınınızdaki bir hayvan barınağında ya da muhtaç insanlara gıda-eşya desteği sağlayan yerlerde çocuğunuzla birlikte  gönüllü olarak çalışın.

Yardım etmek çocuklarınızın kendilerini iyi hissetmesini ve  aynı zamanda ellerinde olanların kıymetini bilmelerini sağlar.EV İŞLERİNİ BİRLİKTE YAPIN- Ev işlerine birlikte girişin.

Odasını temizlemek ya da bulaşıkları yıkamak çocukların tek başına altından kalkamayacağı işler olabilir.

Bu yüzden birlikte çalışın.

Hem böylece işleri doğru yapmasını öğretme fırsatı da bulursunuz.

Ayrıca çocuklar da kendilerini daha rahat ve becerikli hissederler.- Birlikte plan yapın, hedef koyun.

Örneğin bir gezi planlayın ama bunun için önce belli bir para biriktirmeniz gerekeceğini anlatın.

Beklediğiniz ve planladığınız için bu gezinin büsbütün keyifli olacağının altını özellikle çizin.- Çocuğunuzun  sizin de her istediğinizi elde edemediğinize şahit olmasını sağlayın.

Örneğin beğendiğiniz bir giysi görürseniz ve almamanız gerektiğini düşünüyorsanız, ‘Belki de indirime girmesini beklemeliyim, şimdilik evdekilerle idare edebilirim’ deyin.- Manevi ödüller üstünde durun.

Bütçeniz müsait olsa da çocuğunuza her istediğini almamak daha doğrudur.

Özellikle iyi davranışları sadece maddi nesnelerle ödüllendirmek yerine onunla birlikte eğlenceli bir şeyler yapın.- Armağanlar yerine teşvik ederek ödüllendirin.

Çocuğunuz eve mükemmel bir karne getirirse ona kendisiyle son derece gururlandığınızı söyleyin.

Ona sarılın ve birlikte bisiklete binmek, sinemaya gitmek gibi bir etkinlik teklif edin.

İlgili Sitenin Haberleri