Haber Detayı

Devlet Bahçeli neden “kırgın ve kızgın”
Aytunç erkin nefes.com.tr
01/11/2025 06:00 (1 ay önce)

Devlet Bahçeli neden “kırgın ve kızgın”

Tam “Ankara koridorlarından aldığım Bahçeli neden kızgın? “başlıklı yazıma hazırlanıyordum ki bir sosyal medya paylaşımı önüme...

Tam “Ankara koridorlarından aldığım Bahçeli neden kızgın? “başlıklı yazıma hazırlanıyordum ki bir sosyal medya paylaşımı önüme düştü.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Batı dünyasının ikiyüzlülüğü ve Türkiye’nin üstlenmesi gereken küresel misyon” başlıklı yazısını şu cümlelerle bitirdi: “Maşeri vicdan, Batı’nın ikiyüzlülüğünü ve gönüllü İsrail seviciliğini yargılayıp mahkum edecektir.

Genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği Türkiye-Rusya-Çin ittifakı seçeneğinde olduğu gibi, ülkemiz; yeni, akılcı, adil ve eşitlikçi ittifak arayışlarını sürdürecektir, sürdürmelidir.

Türkiye mazlum Filistin halkının yanındadır, bütün gücüyle yanında durmaya devam edecektir.”Tam da bu noktada kulislerden bir notu size aktarayım: Bahçeli, 18 Eylül’de Kudüs meselesinin önemini vurgulayarak ABD ve İsrail’i eleştirmiş ve şu öneriyi gündeme getirmişti: “Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek TRÇ ittifakının inşa ve ihya edilmesidir.

TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir.” 22 Eylül’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu görüşmeleri için bulunduğu New York’ta, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ) ittifakı” önerisine yanıt verdi.

Erdoğan, “Doğrusu ben onu tam takip edemedim, hayırlısı olsun inşallah” ifadelerini kullandı.“Doğrusu ben onu takip edemedim” cümlesinin MHP lideri tarafından “şaşkınlıkla” karşılandığını öğrendim.

Bir dostum “Sadece şaşırmadı aynı zamanda kırıldı da” diye ekledi.

Semih Yalçın’ın dünkü “TRÇ ittifakı” vurgusunu da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor!Peki Devlet Bahçeli’nin “kırgın” olmasının ve 29 Ekim resepsiyonuna katılmamasının altında başka neler yatıyor?Federasyon vurgusunun şifresi!Dün köşe yazarlarının ana gündem maddesi Bahçeli’nin 29 Ekim resepsiyonuna katılmamasıydı.

Tabii ki birinci madde KKTC seçimleri!

Tam da bu noktada Bahçeli’nin, 19 Ekim’de Tufan Erhürman’ın kazandığı seçim sonrasında yaptığı açıklamayı hatırlatayım: “KKTC’de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir.

Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır.

Seçim sonucu, seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır.”Bahçeli’nin bu açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AKP yöneticileri ve bakanlar KKTC seçim sonuçları konusunda daha “serinkanlı” değerlendirmeler yaptı.Bahçeli daha sonra da salı günü yapılan grup toplantısında “KTTC 82’nci il olmalı” çağrısında bulundu.MHP liderinin bu çıkışını da Odatv Yazı İşleri Müdürü Can Özçelik’e yaptığı ziyaretteki şu cümlelerle okumalıyız:“Seçim öncesinde TV kanallarında ‘federasyon mu iki devletli çözüm mü’ tartışmaları çok yapıldı.

Bu yüzden federasyon fikrini savunan bir adayın kazanmasıyla o küçücük federasyon kıvılcımının ateşe dönüşmemesi gerektiğini düşündüğüm için hemen açıklama yaptım.

Çünkü bunun beklenti haline gelmesi Türkiye açısından çok tehlikeli bir durum oluşturur.

KKTC’de federasyon, Suriye’deki federasyon amaçlayan güçleri de tetikler.

Bu da Türkiye açısından kabul edilemez.

Bu kapsamda baktığımızda en doğru kararın KKTC’nin Türkiye’ye katılması olacaktır. (23 Ekim 2025)” MHP koridorlarında da “KKTC’de federasyon Suriye’de federasyon sonrasında da Türkiye’de federasyonu tetikler” tespitinin yapıldığı anlatılıyor.“Kırgınlık” ve “kızgınlık” nedenlerine devam edelim.“Paralel yapı” soruşturması açılmadığı için…Geçen eylül ayı.Devlet Bahçeli dedi ki: “Suç, suçlu, suçluluk ve cezalandırma karmaşasını kaos üretmek maksadıyla istismar eden ‘yeni bir paralel yapının’ milli bünyemize sızmış olup olmadığını derhal sorgulamak gerekmektedir.”Ardından MHP’nin yayın organı Türkgün Gazetesi’nin başyazarı Yıldıray Çiçek kaleme aldı: “Sayın Devlet Bahçeli’nin “yeni bir paralel yapının izleri”ne dikkat çekmesi ne tesadüf ne de yersiz bir endişedir. ‘Milli güvenlik’ ancak bu nitelikteki kadrolarla korunabilir.

Bu kadrolara karşı da her zaman vefalı olunmalı, onların mücadele motivasyonunu güçlendiren bir hassasiyet özenle gösterilmelidir. (15 Eylül 2025)”Bu açıklama ve yazının muhatabının İçişleri Bakanlığı olduğu yazıldı, çizildi.

Çünkü; Resmi Gazete’de 10 Eylül’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 37 ile yeni emniyet müdürü atandı, 22 ilin emniyet müdürü merkeze alındı.

Kararnameyle MHP’ye yakın bazı emniyet müdürlerinin tasfiye edildiği öne sürüldü.

Bahçeli’nin “… ‘Yeni bir paralel yapının’ milli bünyemize sızmış olup olmadığını derhal sorgulamak gerekmektedir” cümlesindeki “Derhal sorgulamak gerekir”in hayata geçirilmediği ve bir soruşturmanın açılmadığı bunun da MHP lideri tarafından tepkiyle karşılandığı iddialardan biri.Peki bu durum Cumhur İttifakı’nda nasıl bir sorun yaratır?

MHP koridorlarına göre; Bahçeli, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin ardından ete kemiğe bürünen ittifakın bozulmasından yana değil ama sorunların da “halı altına” süpürülmemesi gerektiğini düşünüyor.

MHP’nin “edilgen” bir durumda olmadığının altı çiziliyor.

Peki salı günü grup toplantısında ne olur?

Onu da bekleyip, göreceğiz!

İlgili Sitenin Haberleri