Haber Detayı

Sanatla evrilen otel kimliği
Dünya+ dunya.com
31/10/2025 00:00 (1 ay önce)

Sanatla evrilen otel kimliği

Anda Barut Otelleri çatısı altında yedi yıldır düzenlenen Çağdaş Genç Sanatçılar Buluşması bu yıl, Delice Yarımadası’nda Anda Barut Collection’da gerçekleşti. Sanatçılara özgür ve konforlu bir çalışma haftası yaşatan otel, ortaya çıkan işleri kalıcı olarak koleksiyonuna dahil ederken tüm süreci bir tür sanat belleği oluşturma çabası olarak görüyor.

Meltem KERRARmeltemkerrar@gmail.comSon yıllarda marka, firma ve kurumların içerik ve konseptlerine sanatı dahil ederek marka değerlerini farklı bir yere taşımalarına tanık olmak sevindirici.

Tüm dünyada yükse­len ‘sessiz lüks’ trendinin içinde de sanatsal dokunuşların etki­si büyük.

Moda sektöründe eti­keti bağıran kıyafetlerin epeyce geride kalması gibi, turizmde de yadsınamayacak sayıda tüketici için, daha dingin, rafine zevkleri yansıtan, doğaya saygılı ve için­de sanat barındıran seçenekler ön plana çıkıyor.

Geniş metre­karelere sahip farklı otellerinin iç ve dış mekanlarında çağdaş Türk sanatçılarının çalışmala­rına yer veren Anda Barut Otel­leri de Türkiye’deki bu konsepte verebileceğimiz iyi örneklerden biri.

Genç sanatçılara destek ol­mayı ve onlara bir hafta boyun­ca özgür bir çalışma/paylaşma alanı sağlamayı amaçlayan Genç Sanatçılar buluşması yedi yıldır düzenleniyor.

Bu yıl, Delice Ya­rımadası’ndaki Anda Barut Col­lection’da gerçekleşen çalışmaya Ayça Selcen Korgun, Ayşe Avşar, Batuhan Daşdemir, Daniela Bu­dișteanu, Derin Çokşenim, Eda Ağaoğlu, Emir Yağmurca, Erman Gürcüm, Selin Sezgin ve onur ko­nuğu Bahri Genç katıldı.Etkinliğin koordinatörü Hakan Kürklü ve Anda Barut Collection Genel Müdürü Cem Karacan ile konuştuk.Genç sanatçı buluşmaları fikri nasıl başladı?

Hakan Kürklü: Ben daha ön­ce de sanatçı çalıştayları düzen­liyordum. 2018’de otelden gelen benzer bir çalışma içerik dave­tiyle Lara Barut’ta başladık ça­lışmaya. 10 genç sanatçı olsun, başlarında da bir usta sanatçı bu­lunsun dedik, burada pozitif bir ayrımcılıkla kadın sayısını daha yüksek tuttuk.

Çok keyifli bir ça­lıştay oldu, sonrasında da yıllar­dır devam ediyor.Cem Karacan: Anda Barut Col­lection olarak yalnızca turizm alanında değil, kültür sanat ala­nında da değer üretmeyi misyon edindik.

Bu bakış açısıyla, 2018 yılında Lara Barut Collection’da başlattığımız ve bu yıl da Anda Barut Collection’da gerçekleş­tirdiğimiz ‘Çağdaş Genç Sanat­çılar Buluşması’, genç yetenek­leri desteklemek, sanata alan açmak ve otellerimizin misafir­lerine ilham verici bir atmosfer sunmak amacıyla doğdu.

Her yıl farklı disiplinlerden genç sanat­çılar, bir hafta boyunca otelleri­mizde konaklayarak kendi öz­gün eserlerini üretme fırsatı bu­luyor.

Bu süreç, hem sanatçılar için üretim alanı hem de misa­firlerimiz için sanatın yaratım sürecine tanıklık etme fırsatı ya­ratıyor.

Bugün geldiğimiz nokta­da, bu etkinlik sadece bir sanat projesi değil, aynı zamanda Ba­rut markasının kültürel kimliği­ni temsil eden kalıcı bir gelenek haline de geldi.Etkinliği bu yıl Anda Barut Collection’a taşımanızdaki sebepler neler oldu?

C.K.: Anda Barut Collection, Barut Hotels’in sanatla ve doğay­la bütünleşen yeni nesil yaşam felsefesini en iyi yansıtan des­tinasyonlarımızdan biri.

Delice Yarımadası’nın doğal güzellik­leriyle çevrili bu özel alan, sana­tın özgürce üretilebileceği ilham verici bir atmosfer sunuyor.

Da­ha önceki altı buluşmamızı La­ra Barut Collection’da gerçekleş­tirdikten sonra, bu yıl yedincisini Anda Barut Collection’a taşıya­rak hem bu yeni otelimizin ru­hunu sanatla buluşturmak hem de Ege’nin farklı enerjisini genç sanatçıların üretim süreçlerine yansıtmak istedik.

Didim’deki bu yeni dönem, projenin doğal bir evrimi oldu diyebiliriz.Kültürle tanımlanan lüks Bu çalışmalar sonucunda yıllar içinde giderek büyüyen bir Anda Barut koleksiyonu da oluşuyor.

Bu anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz sanat­çı işlerini?

C.K.: Genç sanatçıların üret­tikleri eserler, sadece sergi süre­since değil aynı zamanda kalıcı olarak otelimizin koleksiyonu­na da katılıyor.

Anda Barut Col­lection’ın iç ve dış mekanlarında yer alacak olan bu eserler, meka­nın estetiğini zenginleştirirken, sanatçının imzasını da yaşatmış oluyor.

Her eser, o yılın teması­nı ve sanatçının özgün bakış açı­sını yansıtan bir hikaye taşıyor.

Zamanla oluşan bu koleksiyon, otelimizin sanat kimliğini ve ay­nı zamanda, çağdaş Türk sana­tının son yıllardaki evrimini de yansıtan bir arşiv haline geldi.

Bu açıdan bakıldığında, biz bu süreci bir ‘koleksiyon yaratımı’ değil, bir ‘sanat belleği oluşturma’ çabası olarak görüyoruz.Koordinatör olarak sanat­çılarını nasıl seçiyorsunuz?

Genç sanatçılara nasıl bir çalış­ma olanağı sunuluyor otelde?

H.K.: Biraz Mavi Yolculuk gi­bi görüyorum bu süreci aslında.

Küçük bir teknedesiniz, arkadaş­larınızla bir aradasınız ama içi­nizden biri huysuzluk yaparsa tatsızlık olur ve tatil biter.

Bu an­lamda grubun uyumu çok önemli.

Sanatçıları tüm yıl süren atölye ziyaretlerim sonunda seçiyorum.

Kadro belli olduktan sonra bura­ya gelmeden önce, boya seçimle­rine kadar tercihlerini soruyo­rum.

Malzeme kullanımında da tema da özgürler.Otellerinizin iç ve dış mekan­larında çağdaş Türk sanatının temsilcilerine de yer veriyor­sunuz.

Sizce sanatı mekanla birleştirmek marka değerini­ze neler katıyor?

Müşteri algısı üzerinde nasıl etkileri var?

C.K.: Bizim için lüks, yalnız­ca konforla değil, kültürle de ta­nımlanıyor.

Sanatı mekanın ay­rılmaz bir parçası haline getir­mek, misafirlerimize duygusal bir bağ ve estetik bir deneyim sunmamızı sağlıyor.

Bu etkile­şim, markamızın ‘yaşayan sanat’ anlayışını güçlendiriyor.

Eser­lerle çevrili bir atmosferde geçi­rilen her an, misafir deneyimini farklılaştırıyor ve bizi klasik bir konaklama markasından çok, kültürel bir yaşam alanı haline getiriyor.

Sonuçta bu yaklaşım, hem marka değerimizi yüksel­tiyor hem de misafir sadakatini derinleştiriyor.

Çünkü günün so­nunda insanlar, dokundukları ve hissettikleri deneyimleri hatır­lıyorlar, sanat da tam olarak bu­nu sağlıyor.

İlgili Sitenin Haberleri