Haber Detayı
Seoul Kitchen’ın şefi Jimmy: ‘Aileye, dostluğa, sofraya verdiğimiz değer çok benzer’
Bomonti’nin yeni Korelisi Seoul Kitchen’ın şefi Jimmy Türkiye’de Kore yemeklerine ve kültürüne olan ilgiliyi doğal bulduğunu anlatıyor: “Kore ve Türkiye’nin kültürleri aslında düşündüğümüzden çok daha yakın. Aileye, dostluğa, paylaşıma, sofrada birlikte olmaya verdiğimiz değer çok benzer. Yemek bizim için sadece “karın doyurmak” değil, bir iletişim biçimi.”
AYDİL DURGUNaydil.durgun@dunya.comYemeklerinden güzellik ürünlerine müziğinden dizilerine Güney Kore popüler kültür dalgası etkisi altında tutmaya devam ediyor.
Öyle ki bu fenomenin bir adı bile var: Hallyu.
Türkiye de hallyuu’dan nasibini alıyor.Hallyu’nnun kıyılarımıza getirdiği son ürün Bomontiada’ya açılan Seoul Kitchen oldu.
Kore sokak lezzetleri sunan Pop-up mekanın ocak ayına kadar açık kalması planlanıyor şimdilik.
Ama gördüğü ilgiye bakılırsa bu süre uzatılabilir.Mekanın tasarımı da menüsüyle uyumlu.
Neon ışıklar, renkli tabelalarla tasarlanan mekanda kendinizi Kore’de bir sokakta gibi hissediyorsunuz.
Kapalı bir alanda açık hava hissi yaratmasıyla bir diğer Kore fenomeni “Squid Game” dizisinin oyun alanlarını anımsatıyor.
Bir diğer dikkat çeken ayrıntı ise siparişlerin masalardaki tabletler üzerinden verilmesi.
Yani zaman zaman mekanlarda yaşanan servis elemanıyla göz göze gelebilecek miyim, sesimi duyurabilecek miyim gerginliğine son!Karaoke yapabileceğiniz alan ise yemekten sonra gece bitmesin, eğlence katlansın diyenler için ideal.Yemeklere gelince… Kızarmış tavuklar, tteokbokki’ler kimbap’lar, kimchi’ler… Dizilerden, filmlerden gördüğünüz meşhur Kore yemekleri burada.
Ayrıntıları mekanın şefi Jimmy’den dinledik…Menüye hangi Kore yemeklerini edeceğinize nasıl karar verdiniz?
Menüde tahin ve Antep fıstığı gibi yerel malzemeler de var.
Sizce bu malzemeler Kore yemekleriyle iyi uyum sağlıyor mu?
Menümüzü oluştururken amacımız sadece “Kore yemekleri yapmak” değildi, aynı zamanda Kore sokak kültürünün enerjisini ve paylaşım ruhunu da yaşatmak istedik.Seoul Kitchen’ın menüsü bu yüzden hem tanıdık hem de sürprizlerle dolu.
Korean fried chicken, tteokbokki, jajangmyeon ve kimbap gibi yemekleri seçmemizin nedeni, bunların Seul sokaklarının kalbinde yer alması.
Bu yemekler Kore’de günlük yaşamın bir parçasıdır — iş çıkışı, arkadaşlarla buluşurken, gece eğlenceden sonra mutlaka yenir.Ayrıca İstanbul’da olmanın bize sunduğu harika bir avantaj var: Çok güçlü bir yerel mutfak kültürü ve inanılmaz malzemeler!
Tahin, Antep fıstığı gibi ürünleri bazı tariflerde küçük dokunuşlar olarak kullanıyoruz.
Bu malzemeler, Kore mutfağındaki susam, yer fıstığı ve kavruk aromalara çok güzel uyum sağlıyor.
Bence iki mutfak da “yoğun tatları dengelemek” konusunda benzer bir ruha sahip.“Dizilerde gördükleri hissi yaşatmaya çalışıyoruz” İlk kez Kore mutfağını deneyecek birine hangi yemeği önerirsiniz?
Kesinlikle Korean fried chicken!
Bu yemek Kore mutfağını ilk kez deneyen biri için mükemmel bir başlangıç.
Çünkü hem tanıdık bir lezzet – sonuçta hepimiz kızarmış tavuğu severiz – hem de Kore mutfağının tatlı, acı ve umami dengelerini çok iyi yansıtıyor.
Üzerine sürülen gochujang bazlı sos, hem damakta kalan bir baharatlı tat verir hem de insanı ikinci lokmayı almaya davet eder.Daha hafif bir başlangıç isteyenlere ise Kimbap öneririm; sebzesi, pirinci ve hafif soslarıyla herkesin sevebileceği bir lezzet.Son yıllarda Türkiye’de Kore kültürü — özellikle Kore yemekleri ve müziği — oldukça popüler.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce Türkiye’de Kore yemeklerini neden bu kadar çok seviyor?
Ben bu ilgiyi çok doğal buluyorum.
Kore ve Türkiye’nin kültürleri aslında düşündüğümüzden çok daha yakın.
Aileye, dostluğa, paylaşıma, sofrada birlikte olmaya verdiğimiz değer çok benzer.
Yemek bizim için sadece “karın doyurmak” değil, bir iletişim biçimi.
Bence Türk insanı Kore yemeklerini bu yüzden seviyor: çünkü yemeklerin içinde bir hikaye, bir duygu var.
Ayrıca tabii ki K-pop, K-drama gibi kültürel akımlar Kore mutfağına olan ilgiyi artırdı.
İnsanlar dizilerde gördükleri yemekleri burada denemek istiyor.
Biz de Seoul Kitchen’da tam olarak o hissi yaşatmaya çalışıyoruz: “bir Kore sokağında yürürken burnuna gelen o mis gibi gochujang kokusu.”İstanbul’da Kore restoranlarını denediniz mi?
Siz otantik Kore mutfağını nasıl tanımlarsınız?
Ve misafirleriniz Seoul Kitchen’da otantik bir Kore deneyimi yaşayacak mı?
Evet, İstanbul’da birkaç Kore restoranını denedim ve açıkçası bazıları beni gerçekten şaşırttı — çok iyi işler yapılıyor!
Tabii her ülke, kendi damak zevkine göre bazı uyarlamalar yapıyor.
Mesela acılık seviyesi, kullanılan et türü veya sebzeler değişebiliyor.
Ama bence “otantiklik” sadece tarifte değil, ruhta saklı.Bir yemeği hazırlarken niyetiniz “kültürünüzü yaşatmak” ise o yemek zaten otantik olur.
Biz Seoul Kitchen’da malzemelerimizi özenle seçiyoruz, birçok sosu Kore’den getiriyoruz.
Aynı zamanda Türk damak tadına da saygı duyuyoruz.
Yani evet — burada yemek yiyen biri, Seul’deki bir sokakta oturuyormuş gibi hissedecek ama yanında bir sıcak Türk misafirperverliği de bulacak.“Türk mutfağı beni büyüledi” Türk yemeklerini denediğinizi söylemiştiniz.
Nasıl buldunuz?
Türk mutfağı beni büyüledi diyebilirim.
Lezzetler o kadar derin, tarih o kadar zengin ki… Her bölgenin kendine özgü bir karakteri var.
Özellikle meze kültürünüzü ve baharat kullanımınızı çok seviyorum.
Bu yönüyle Kore mutfağına biraz benziyor aslında — farklı tabakların bir arada sunulması, çeşitlilik, paylaşım kültürü.
Bir kebabı ya da mantıyı tattığınızda, o yemeğin sadece “tat” değil, bir geçmişi olduğunu hissediyorsunuz.
Türk mutfağı gerçekten kalpten pişirilen bir mutfak.Türk mutfağından yalnızca bir malzeme alıp ülkenize götürebilseydiniz, bu hangi malzeme olurdu?
Zor bir soru ama sanırım tahin derdim.
Kore mutfağında susam ve susam yağı çok kullanılır, bu yüzden tahinin o derin, kavruk aroması bana çok tanıdık geliyor.
Tatlılarda, soslarda ya da et marinasyonlarında müthiş bir malzeme olurdu.Ama ikinci sıraya bir şey koymam gerekirse… Kesinlikle Antep fıstığı!
Tatlılar için değil sadece; tuzlu yemeklerde de harika bir dokunuş katıyor.