Haber Detayı
Sudan'dan vahşet haberleri geliyor... Guardian: 'BAE, iç savaşta etnik temizlik yapan RSF'ye İngiliz silahları sağlıyor'
Abu Dabi'nin desteğiyle ayakta duran RSF'nin silahları İngiliz üretimi çıktı. Londra, BM'nin durumdan haberdar olmasına rağmen tedariki artırdı. RSF geçen pazar günü El-Fasher'i 500 günlük kuşatmanın ardından ele geçirerek katliamlara imza attı. On binlerce sivil hâlâ kapana kısılmış durumda.
Sudan iç savaşı son günlerde yeniden şiddetlendi.
Sudan hükümetiyle çatışan paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF), birkaç gün önce uzun bir kuşatmanın ardından El-Fasher kentini ele geçirdi.
İsyancıların bölgede “dehşet verici” sivil katliamları yaptığı haberleri gelirken İngiliz Guardian gazetesi, RSF'nin silah tedarikiyle ilgili önemli bir habere imza attı.
İngiliz yayını, Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin “geçen bir yıl boyunca Sudan’da etnik temizlik kampanyası yürüten paramiliter grupla gizli görüşmeler yürüttüğünü” bildirdi.
Gazeteye göre iç savaşın baş finansörü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İngiliz yapımı silah ve askerî teçhizatları RSF'ye veriyor.SİCİLİ BOZUK ZIRHLI TAŞIYICILAR Haberde, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin de gördüğü belirtilen iki dosya kaynak gösteriliyor.
Guardian’a göre Sudan’da bulunan teçhizatlar arasında İngiltere yapımı hafif silah hedefleme sistemleri ve personel taşıyıcı motorları yer alıyor.
Dosyada adı geçen motorlar, BAE yapımı zırhlı personel taşıyıcıları için özel olarak üretilmiş.
Bu araçlar daha önce de BM silah ambargolarını ihlal ederek Libya ve Yemen’de ortaya çıkmıştı.
Abu Dabi, 2023’ten bu yana Sudan hükûmetine karşı acımasız bir iç savaş yürüten RSF’ye sürekli silah sağlamakla suçlanıyor.TEDARİKİ ARTIRDI Londra’nın Sudan iç savaşını körüklemedeki rolünü vurgulayan Guardian, İngiliz hükûmetini açıkça suçlayan şu ifadeleri kullanıyor: “BM Güvenlik Konseyi’nin BAE’nin İngiliz yapımı malzemeleri RSF’ye sağlamış olabileceği yönündeki materyalleri ilk kez edinmesinden aylar sonra ortaya çıkan yeni veriler, İngiliz hükûmetinin aynı tür askerî teçhizatı Körfez ülkesine daha fazla miktarda göndermeyi onayladığını gösteriyor.”SAHA GELİŞMELERİ RSF şu anda Sudan’ın batı ve orta bölgelerinin çoğunu kontrol ediyor.
Sadece günler önce, Washington’daki ateşkes görüşmelerinin çökmesinin ardından paramiliter grup, Kuzey Darfur’daki 260 bin kişinin yaşadığı El-Fasher kentinin kontrolünü ele geçirdi.
Sudan ordusu bu hafta, batıdaki son kalesi olan kentten çekildiğini duyurdu.
El-Fasher, 500 günden fazla süren bir kuşatmanın ardından düştü.
On binlerce sivil hâlâ kapana kısılmış durumda; çoğu, ülkenin diğer bölgelerindeki akrabalarıyla iletişimini kaybetti.'VAHŞET RİSKİ' BM, son saldırı sırasında RSF tarafından işlenen “sivil infazları” da dâhil olmak üzere ciddi vahşet olayları konusunda uyardı.
Kentte yaşanan toplu katliamlarla ilgili çok sayıda rapor bulunuyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, “El-Fasher’de daha büyük çaplı, etnik kökenli ihlaller ve vahşet riskinin her geçen gün arttığını” söyledi.EBU-LULU: 'İKİ BİN KİŞİYİ ÖLDÜRDÜM' Washington Post, video ve uydu görüntülerinin yanı sıra sahadan alınan ifadelere de dayandırdığı haberinde RSF'nin kenti ele geçirdikten sonra vahşi bir katliam başlattığını belgeledi.
Gazete, bazıları paramiliter savaşçılar tarafından çekilen ve internette “gururla paylaşılan” videoların, El-Fasher'de yaşananlara dair korkunç bir görüntü sunduğunu belirtti.
Videolarda en dikkat çeken isimlerden biri, geçen pazartesi günü 2 binden fazla kişiyi öldürmüş olabileceğiyle övünen RSF'nin sözde “tuğgenerali”, Ebu Lulu lakaplı el-Fatih Abdullah İdris.KAN LEKELERİ Yale Üniversitesi İnsani Araştırma Laboratuvarının (HRL) yayımladığı uydu görüntüleri, RSF hareketleriyle tutarlı bölgelerde büyük kan lekeleri olduğunu gösterdi.
Yale HRL, bu görüntülerin insan vücutlarıyla tutarlı boyutlarda olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı: "Sosyal medya ve açık kaynaklarda El-Fasher’de toplu katliamlara dair çok sayıda güvenilir rapor tespit ettik.
RSF’nin ilerlemesi ve yardımlara uyguladığı kısıtlamalar, insanlığa karşı suçlar hatta soykırım riskini artırıyor." Middle East Eye sitesine konuşan kaynaklar, BAE’nin "El-Fasher’deki durumu ele almayı reddettiğini" belirtti.'RSF TERÖR ÖRGÜTÜ' Sudan hükümeti, RSF'yi destekleyen ülkelerden hesap sorulması çağrısında bulunarak, "Bu güçlerin son birkaç gündür El-Faşir'de işlediği vahşetler, onları her bakımdan terör örgütü olarak sınıflandırmaya yeter" dedi.
Sudan yönetimi, geçen ağustos ayında BAE'nin ülkede süren iç savaşta on binlerce yabancı paralı askeri sahaya sürdüğünü açıklamıştı.
Mayıs ayında ise BAE ile diplomatik ilişkileri kesmişti.
Gerekçe olarak, Abu Dabi'nin Sudan’daki “yerel ajanı” olarak tanımlanan RSF’ye silah ve destek sağlayarak ülkenin egemenliğini ihlal etmesi gösterilmişti.
General Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan yönetimi, Afrika Birliği ve Arap Ligi tarafından Sudan’ın meşru temsilcisi olarak tanınmaya devam ediyor.
Sivil yönetime geçiş taahhüdü de hâlâ masada, ancak bu sürecin önündeki en büyük engel RSF ve onun dış destekçileri.SÖZDE BAŞKAN RSF lideri Muhammed Hamdan Dagalo, geçen temmuz ayında kendisini başkan; Güney Kurdufan’daki silahlı isyancı lider Abdülaziz el-Hilu’yu yardımcısı, eski geçici hükümet üyelerinden Muhammed el-Ta’ayshi’yi de başbakan ilan etti.
Kâğıt üzerinde “özgürlük, adalet, eşitlik” vadeden bu yapının gerçekliği ise sivil katliamlar, yağmalar ve sistematik savaş suçlarıyla örtülmüş durumda.
Afrika Birliği, Arap Ligi ve Suudi Arabistan bu sözde hükümeti tanımadığını açıkça duyurdu.
Açıklamalarda, bu adımın Sudan’ı daha da böleceği, barışı sabote edeceği ve bölgesel güvenliği tehdit ettiği vurgulandı.HER TAŞIN ALTINDA BAE RSF’nin iki yıldır ayakta kalmasını sağlayan en önemli dış destekçi şüphesiz BAE oldu.
Sudan altınını finans sistemine sokan, silah sevkiyatı yapan, Çad üzerinden gizli askerî tedarik kanalları işleten Abu Dabi yönetimi, RSF’nin savaş kapasitesini ayakta tuttu.
Ancak bu destek artık sadece sorgulanmıyor, fiilen baskı altına da alınmış durumda.
Mart 2025’te ABD Kongresi, BAE’ye silah satışını askıya aldı.
Kararı destekleyen vekiller, Abu Dabi’nin Sudan’daki savaş suçlarına dolaylı ortaklık ettiğini açıkça ifade etti.Savaşın 2023’te başlamasından bu yana yaklaşık 150 bin kişi hayatını kaybetti ve 10 milyondan fazla kişi yerinden edildi.