Haber Detayı
Bir piyano, bir çello: Eklectric Duo
Klasik müziğin zarafetini elektronik tınıların enerjisiyle buluşturan Eklectric Duo, ilk kez Türkiyede sahne alıyor. Sanatta hiçbir sınır yoktur diyen piyanist Elisa Tomellini ve çellist Alberto Casadei, konser öncesi hikâyelerini anlattı.
Avrupa sahnelerinde güçlü yankı uyandıran, klasik müzik geleneğini modern seslerle yeniden biçimlendirerek müzikte sınırları zorlayan piyanist Elisa Tomellini ve çellist Alberto Casadeiden oluşan Eklectric Duo, Piazzolladan Paganiniye uzanan repertuvarlarıyla 8 Kasımda, BKM organizasyonuyla İstanbul Maximum Uniq Hallde sahne alacak.
Müziklerini enerjinin dönüşümü olarak tanımlayan ikilinin yolları 2017de bir klasik müzik konserinde kesişti.
Performanslarında film müziği, tango, pop ve rock unsurlarını kusursuz ve duyulmamışın büyüsünü yansıtan cesur bir füzyonla birleştiren ikiliyi eleştirmenler şöyle tanımlıyor: Büyüleyici seslerin vahşi bir ritimle kurduğu etkileyici karışım.
Sözü, Türkiyede ilk kez sahne alacak Eklectric Duoya bırakalım.
Sınırları aşan bir proje hayal ettik İkinizin de etkileyici müzikal yolculukları var.
Eleştirmenlerin de tanımları o yönde: Sınır tanımayan bir piyanist E.
Tomellini; Genç neslin en iyi çellistlerinden A.
Casadei Daha önce klasik müzik alanında çeşitli iş birlikleriniz olmuştu, ancak sonrasında klasik müzik ile diğer ifade biçimleri arasında bir köprü kurmak istediğinizi belirtip farklı bir projeye yöneldiniz ve Eklectric Duo doğdu.
Aslında ikiniz de farklı geçmişlerden geliyorsunuz.
Birbirinizi ilk kez duyduğunuzda, işte bu, bendeki eksik ses dedirten an ne zamandı?
Bir araya geliş hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Bizim yolculuğumuz 2017 yılında, İtalyanın Udine şehrinde bir klasik konser sırasında başladı.
İlk birlikte çaldığımız andan itibaren sanatsal bir bağ filizlendi.
Bu, kalıcı bir dostluğun temellerini atan neşeli bir deneyim oldu.
Dünya pandeminin zorluklarıyla karşı karşıya kaldığında, sanatsal kimliklerimizi özgün biçimde yansıtan bir şey yaratma isteği duyduk.
Bu pandemi döneminde, doğumunun yüzüncü yılı anısına, Astor Piazzollanın ünlü bestesi Le Grand Tangoyu yeni bir tonda yorumlamak için video kaydı çekmeye karar verdik.
Piazzolla, konserlerinde sıklıkla elektrikli enstrümanlar kullanan müzisyenlerle iş birliği yapardı.
Bu nedenle, bu beste projemizin açılışı için mükemmel bir seçim olarak görünüyordu.
O andan itibaren klasik köklerimizi farklı müzik etkileriyle harmanlayarak sınırları aşan bir proje hayal ettik.
Böylece Eklectric Duo doğdu; farklı geçmişlerimizin uyumlu bir birleşimiydi bu.
Başlangıç olarak, Eklectric Duo ismiyle yola çıkarken nasıl bir vizyon taşıyordunuz?
Eklectric Duo adı, müzikal kimliğimizin ve yenilik vizyonumuzun bir yansıması.
Sanatımızı hem eklektik hem de etkileyici bir şekilde sunmayı amaçlıyoruz; klasik eğitimimizi her performansa derin duygu ve teknik ustalık katmak için kullanıyoruz.
Bu kimlik, müzikte keşfedilmemiş alanları keşfetmemize ve yaratıcılığın sınırlarını zorlamamıza olanak tanıyor.
Müzikal yolculuğunuz nasıl başladı; sizinle ilk defa tanışacak müzikseverler için biraz kendinizden bahseder misiniz?
Alberto Casadei: Müzik, küçük yaşlardan beri hayatımın ayrılmaz bir parçası oldu.
Müzisyen bir ailede büyüdüm -babam bir çellist, annem bir flütçüydü- ve çello çalmaya üç yaşındayken başladım.
Müziğe bu erken dalış, enstrüman ve sanat formuyla iç içe geçen yaşamımı şekillendirdi.
Elisa Tomellini: Müzik eğitimi almaya beş yaşında, ailemin dinledikleri plakları kulaktan çalabildiğimi fark etmesinden sonra başladım; evde süs olarak duran eski piyanonun tuşlarını göremeyecek kadar küçüktüm.
Ailemde hiç kimse müzisyen değildi.
Beni, bir zamanlar gemilerde çalmış olan bir komşumuza götürdüler; o da kulaktan çalardı ve bana nota okumayı ve çok basit bir şekilde çalmayı öğretti.
İşte müzikle ve piyanoyla olan uzun yolculuğum böyle başladı, hayatımın her evresinde bana eşlik eden bir yol.
Yaptığınız müziği nasıl tarif ediyorsunuz?
Müzikte meramınız ve derdiniz nedir?
Yarattığımız müzik, her yaştan dinleyicide yankı bulmayı hedefliyor ve sanatın hiçbir sınır tanımadığını gösteriyor.
Amacımız, performanslarımız aracılığıyla derin duygular uyandırmak ve dinleyicilerimizin kalplerinde kalıcı bir yer edecek ortak deneyimler yaratmak.
Unutulmaz bir kutlamaya dönüştürüyor İtalyan müzik geleneği çoğu zaman melodik sıcaklıkla anılıyor.
Siz ise elektronik seslerle çalışırken bu sıcaklığı koruyabiliyorsunuz.
Buradaki başarınızın inceliği nedir?
İtalyan müzik geleneği, melodik sıcaklığıyla karakterize edilir; biz de bu özü elektronik seslerle yaptığımız çalışmalara taşıyoruz.
Aktarmak istediğimiz duygusal derinliğiyle uyumlu olması için her bir elektronik unsuru titizlikle işleyip şekillendiriyoruz; böylece yeni ses manzaralarını keşfederken o içsel sıcaklığı koruyoruz.
Müziğinizde hem duygusal hem de deneysel bir damar var.
Şarkılarınızı bestelerken öncelikleriniz ve olmazsa olmazlarınız neler?
İkili olarak müzikal anlamda en çok uyuştuğunuz ve anlaşmazlık yaşadığınız anlar hangisi?
İş birliğimiz, anlaşmazlıklar yerine yapıcı bir diyaloğa yol açan ortak bir vizyon etrafında şekilleniyor.
Beste yaparken kendimizi dinleyici olarak görüyoruz ve büyüleyici ve heyecan verici müzikler yaratmaya çalışıyoruz.
Bu bakış açısı, yalnızca şarkı yazım sürecimizi değil, aynı zamanda seçtiğimiz eserleri de şekillendiriyor; böylece her şeyin Eklectric Duonun özüne uygun olmasını sağlıyoruz.
Summer Rock şarkınızın videosu ilgi çekici.
Detayları öğrenebilir miyiz?
Summer Rock için hazırladığımız video, hem Vivaldiye bir saygı duruşu hem de iklim değişikliği üzerine dokunaklı bir yorum niteliği taşıyor.
Müziğin evrensel bir dil olduğuna inanıyoruz ve sanatçıların güncel sorunlara değinme veya ele alma sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz.
Bu şarkı yorumumuzla da çevre farkındalığının aciliyetine dikkat çekiyoruz, izleyicilere gezegenimizin geleceğinin ortak bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyoruz.
Canlı performanslarınızda sahneyle seyirci arasında güçlü bir enerji dolaşıyor.
O anlarda iç dünyanızda neler hissediyorsunuz?
Sahnedeki o yoğun enerji anlarında, müziğin güzelliğini izleyicilerimizle paylaşma fırsatı bulduğumuz için derin bir minnettarlık hissediyoruz.
Bu enerji alışverişi, benzersiz bir bağ yaratıyor ve her performansı sanatın unutulmaz bir kutlamasına dönüştürüyor.
Analog ve dijitalin kesiştiği bir çağdayız.
Siz üretim sürecinde hangi araçlarla düşünüyorsunuz?
Yaratıcı sürecimiz, analog ve dijital araçların uyumlu bir karışımından oluşuyor.
Klasik geçmişimizden ilham alarak enstrümantal parçalar hazırlıyor, ardından elektronik öğelerle katmanlar oluşturuyoruz.
Bu ikili yaklaşım, müziğimizi zenginleştirerek ses ve ifadenin yeni boyutlarını keşfetmemize olanak tanıyor.
Eklectric Duo ile yeni meydan okumam Dünyada elektronik müzik çok farklı formlara evriliyor, Berlinden Buenos Airese kadar.
Sizce İtalya bu sahnede nasıl bir sesle konuşuyor?
Dijital çağ, müziğin üretim ve dinlenme biçimlerini tamamen değiştirdi.
Sizce bu çağın sanatçıya sunduğu en büyük özgürlük ve tehlike nedir?
İtalya zengin bir müzik mirasına sahip; biz de bu mirasın sanatsal özgürlüğünü savunarak ve kendi bestelerimizle bu mirası sürdürerek küresel müzik sahnesine katkıda bulunduğumuza inanıyoruz.
Dijital çağ, yaratıcılık için olağanüstü fırsatlar sunarken, aynı zamanda zorluklar da getiriyor.
Müziği sınırsız bir ifade alanı olarak benimsiyor, sanatçıların sınırlar olmadan keşfetmelerini ve özgürlüğünü savunuyoruz.
Elisa Tomellini, 2017de Alplerdeki 14.700 fitlik Monte Rosa zirvesine tırmanarak dünyanın en yüksek piyano konçertosu olarak adlandırılan eseri seslendirdiniz.
Konser sadece kişisel bir deneyim değildi.
Filmin hakları, Katmanduda bir çocuk bakım evine bağışlandı.
Muazzam.
Dünyada, Paganininin Liszt Etütlerini 1838 tarihli yorumlanamaz ilk versiyonuyla kaydeden tek kadın sanatçısı oldunuz ve BBC Music Magazineden iki kez 5 yıldızla ödüllendirildiniz.
Bu verdiğim iki örnekte de imkânsız görünen şeyleri ters yüz etmeyi sevdiğinizi görüyorum.
Bu vakitler iç dünyanızda neler oluyor?
Monte Rosada, 4.500 metrede gerçekleşen konser benim için saf bir coşku anıydı; iki büyük tutkum olan doğa, bu durumda dağlar ve müziği bir araya getirme biçimiydi.
Bu, dünyayı keşfetmek ve müzik kariyerimden uzaklaşmak için geçirdiğim on dört yıllık sabbatical döneminin ardından sembolik olarak kişisel bir döngüyü kapattı.
Organizasyon zorluydu ve soğuk gerçekten aşırıydı, ama duygusal etkisi unutulmazdı.
YouTubeda İngilizce altyazılı olarak tüm filmi izlemenizi içtenlikle tavsiye ederim.
Liszt kaydı, bu sabbatical (ara verdiğim) dönemimden sonra üçüncü albümüm, benim konser hayatına ve virtüöziteye dönüşümüme işaret etti.
Paganini Etütlerinin 1838 tarihli ilk versiyonları, Lisztin kendisi ve kendilerine adandıkları Clara Schumann tarafından bile çalınamaz olarak kabul ediliyordu.
O eserleri kaydeden ve konserlerde defalarca çalan tarihteki tek kadın sanatçıyım.
Hem kayıt hem de canlı performans insanüstü bir meydan okumaydı.
Bu projeye ne kadar zaman harcadığımı bile hatırlamıyorum ancak benim için hiçbir şey gerçekten imkânsız değil.
Doğru yöntemi, doğru sistemi bulabilir ve metronomla sabırla ve titizlikle çalışabilirsem, gerekli hıza ulaşabileceğime ve en teknik olarak göz kamaştırıcı pasajlara bile müzikal anlam kazandırabileceğime inanıyordum.
Ve öyle oldu.
Yolumu buldum.
Sonuç, birçok müzisyen ve eleştirmen üzerinde derin bir etki bıraktı.
Şimdi, Eklectric Duo ile yeni meydan okumam, elektronik sesin büyüleyici dünyasını ve klasik müzikle olan diyaloğunu keşfetmek.
Alberto Casadei, İtalyanın Teramo kentindeki G.
Braga Müzik Konservatuvarında çello profesörü olarak görev alıyorsunuz.
Efsanevi Stradivari hanedanının son varisi Luca Natali Stradivari ile, müzikal mükemmelliğin simgesi olan Stradivari Uluslararası Müzik Akademisini kurdunuz.
Özgeçmişinize bakınca dünyanın en ikonik mekânlarında sahne aldığınızı görüyorum.
Türleri harmanlamayı, müzikal sınırları zorlamayı ve sesin yeni boyutlarını keşfetmeyi seven bir sanatçısınız.
Bunların sizdeki karşılığı nedir?
Sanatsal yolculuğumun her yönü derin bir önem taşıyor.
Müzik ve sanat dünyasına katkıda bulunma fırsatını değerlendiriyor, bu olağanüstü alanı anlamlı yollarla yüceltmeye ve ona hizmet etmeye çalışıyorum.
Bugünlerde size iyi gelen neler var; kitap, albüm, şarkı veya sergi ya da bir fotoğraf karesi gibi?
Günlük rutininizde sizi besleyen neler oluyor?
Elisa Tomellini: Doğa bana her gün ilham veriyor.
Özellikle denizin dalgaları -çünkü her gün sörf yaptığım için- ritmi, hareketi ve ifadeleriyle bana müziği hatırlatıyor.
Dağlar da, zirvelerine tırmanmaya adadığım uzun günlerde, ihtişamları ve enginlikleriyle bana derinden ilham veriyor.
Alberto Casadei: Hayatın kendisi benim en büyük ilham kaynağım.
Her an, düşünme ve bağlantı kurma fırsatı sunuyor; dünyaya dair anlayışımı derinleştiriyor ve sanatsal ruhumu zenginleştiriyor.
Bu sürekli keşif, yaratıcılığımı besliyor.
Ve klasik bir soru: İstanbulda sizi bekleyen hayranlarınız ve ilk defa sizi dinleyecek olanlar için, nasıl bir konser bekliyor gelenleri?
İstanbuldaki izleyicilerimiz ve bizi ilk kez dinleyecek olanlar için, duygusal olarak yoğun bir konsere hazır olun!
Amacımız, orada bulunan herkesle derin bir bağ kurmak ve müziğin güzelliğini, son notadan çok sonra bile uzun süre kalplerde yankılanacak şekilde paylaşmak.