Haber Detayı
Sahibinden Rahmet, Barselo (Altın Portakal Film Festivali Günlükleri #2)
Sahibinden Rahmet, Barselo (Altın Portakal Film Festivali Günlükleri #2)
Altın Portakal Film Festivali'nde 12 filmden oluşan Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması ilk 2 filmin gösterimleriyle başladı.
Antalya Kültür Merkezi'nde, Aspendos salonu yarışma filmlerine ev sahipliği yapıyor.
Emre Sert ve Gözde Yetişkin'in yönetmenliğini üstlendiği Sahibinden Rahmet ve Erdem Yener'in yönettiği Barselo filmleri seyirciyle buluştu.
Filmleri kısaca yorumlayalım.
Sahibinden Rahmet - Emre Sert / Gözde Yetişkin Emre Sert ve Gözde Yetişkin’in birlikte çalıştıkları dördüncü film olan Sahibinden Rahmet, ikilinin ilk uzun metraj filmi.
Aslı İnandık, Cem Yiğit Üzümoğlu, Pınar Çağlar Gençtürk, Sarp Akkaya ve Ozan Çelik’in başrollerini üstlendiği filmde Anadolu’nun ücra bir köyüne konuk oluyoruz.
Her yeni günün aynı olduğu köyde bir gece gökyüzünden düşmekte olan bir meteor görülür ve o andan itibaren köyün kaderi değişir.
Kısa bir süre içinde meteordan düşen bazı parçalar köylüler tarafından bulunur.
Taş parçalarının para ettiğini göre halk ise işi gücü bırakarak “rahmet” adını verdikleri taş avına başlar.
Köyde kendi halinde mütevazı bir evde ailesiyle yaşan İrfan’ın başına ise talih kuşu konar.
En büyük taş parçası, rüyalarına giren yerde karşısına çıkar.
Bu durum “saf ve temiz” köylü İrfan’ın çözülüşünün başlangıcı olacaktır.
Annesini henüz yeni kaybetmiş olan ve ablası ile eşinin miras bölme olaylarının içinde kendisini bulan İrfan bir yandan da taşı daha yüksek fiyata satmanın hayallerini kurar.
Taşın karşılığının büyük paralar olması İrfan’ın bir anda etrafında köyün muhtarı da dahil pek çok insanın dolaşmasına neden olur.
Paranın ismi dahi insanları kısa sürede değiştirir.
Paranın yozlaştırıcı etkisi Anadolu insanı ekseninde anlatılır.
Yönetmenlerin bu konuda söyleyecek çok şeyleri olmalı ki bu durum filmin geneline yayılmış ve İrfan’ın öyküsü ince ince anlatılmış.
Anadolu köylüsünün olaylara bakış açısı da filmin mizahi yönünü başarılı bir şekilde sırtlamış.
Ana hikayeye büyük katkısı olmayan arı detayı gibi sahneler de filmde olumsuz olarak değerlendirebileceğimiz kısımlardan.
Açgözlülük, iktidar hırsı, paranın insan üzerindeki etkisi, para ve güç arasındaki denklem, aile ilişkileri, insanın din ile olan etkileşimi gibi konuları başarılı bir şekilde harmanlayan ve genel olarak iyi bir film olarak bahsedebileceğimiz Sahibinden Rahmet’in finali itibarıyla biraz zayıf kaldığını söylemek mümkün.
Elbette daha vurucu finaller yapılabilirdi bu konu özelinde.
Oyunculuklar genel olarak başarılı olsa da Cem Yiğit Üzümoğlu’na ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
Üzümoğlu, son yıllardaki başarılı oyunculuklarına bir yenisini daha ekliyor ve Ulusal Yarışma’da ödüle göz kırpan bir performans sergiliyor.
Barselo – Erdem Yener Birçok kişinin Güldür Güldür ekibinden tanıdığı Alper Kul ve Erdem Yener iş birliğinde hazırlanan bir film Barselo.
Alper Kul’un daha önce senaryosunu yazdığı ve sahnelenen oyunu bu kez beyazperdede çıkıyor karşımıza.
Yönetmen koltuğunda ise Erdem Yener oturuyor.
İlk yönetmenlik deneyiminde Yener’in kalite kokan bir işe imza attığını belirtmek gerek.
Karşımızda son yıllarda Türk Sineması’nda örneğini çok az gördüğümüz bir yapım bulunuyor.
Son derece sert bir film Barselo.
Yer yer rahatsız edici sahneler de bulunuyor.
Bu sebeple yeraltı ve kara film olarak kategorilendirmemize neden oluyor.
İzlerken kimi sahnelerde akıllara Serdar Akar’ın filmleri Gemide ve Barda geliyor.
Barda kadar sertlik dozajı bulunmasa da ona yakın bir profilde olduğu söylemek gerek.
Bir şehrin otogarındayız.
Toplum hafızasında genelde karanlık ve izbe yerler olarak bilinen otogarlardan birisi bu da ve hatta çok daha fazlası.
Otobüs şoförlüğü yapan iki arkadaş, yanlarında çalışan muavini ilk cinsel deneyimini yaşaması için gizli bir eğlence mekanına götürür. 3 kadının bulunduğu bu mekanı işleten Pepe adlı kişi eğlence yerini kilitleyerek gider ve karakterlerle baş başa kalırız.
Bu esnadan sonra gerilim dolu dakikalar başlar.
Tek mekan bir film kurgulayıp izleyiciyi filmde tutmayı ve gerilim dozunu ayarlamayı çok iyi başarıyor yönetmen.
Dinamik temposu ile bir an dahi dikkatimizin dağılmasına izin vermiyor.
Aslında filmde espri olmamasına rağmen yer yer güldüren bir yapıya da sahip.
Kara mizah öğeleri sahnelere ustaca yerleştirilmiş.
Senaryoyu yazan ve filmi yöneten isimlerin kariyerlerinde tiyatro sahnesinde komedi oyunculukları da yapmış olmaları bu sahnelerin verimini artırmış diyebiliriz.
Alper Kul, filmin senaryosunun gerçek olaylardan esinlenerek yazıldığını belirtiyor.
Kısa bir süre Esener Otogarı’nda çalıştığını ifade eden Kul, burada gördüğü olayları ve duyguları biriktiriyor ve yıllar sonra ortaya bu senaryo çıkıyor.
Son yıllarda birbirinin aynısı senaryolardan sıkılanlar ve farklı bir sinema deneyimi yaşamak isteyenler için +18 uyarısını da ekleyerek önerilebilecek bir film Barselo.
Yıllar geçtikçe klasikleşen bir yapım olacağını tahmin ediyorum.