Haber Detayı
İşte caydırıcılığın özü: Rusya'dan nükleer üçlüyü ileri taşıyan füze... Sınırsız menzil, günlerce havada kalma kabiliyeti
Klasik nükleer doktirinin sınırlarını yıkan Burevestnik, kendi reaktörüyle günlerce havada kalabiliyor: Hedefi belirsiz, menzili küresel. Füze caydırıcılığın tanımını yeniden yazarken, Trump ABD ordusunun elinde olmayan bu güce ancak klavyesinden yanıt verebiliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in duyurduğu Burevestnik seyir füzesiyle ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. 9M730 Burevestnik, nükleer güç ünitesiyle donatılmış bir yerden fırlatılan alçak irtifa seyir füzesi.
Bu yeni tip güç sistemi, turbojet veya turbofan motorlarla ulaşılamayacak kadar uzun süreli ve geniş menzilli uçuşlara imkân tanıyor.
Moskova'nın “durdurulamaz” olarak tanımladığı yeni füze “nükleer üçlü” doktrinini başka bir seviyeye taşıyor.ASKIDA KALAN TEHDİT NATO tarafından “SSC-X-9 Skyfall” olarak adlandırılan füze, hem nükleer başlık taşıyabiliyor hem de kendi nükleer enerji kaynağı sayesinde hedefe ulaşmadan önce günlerce havada kalabiliyor.
ABD merkezli nükleer güvenlik kuruluşu Nuclear Threat Initiative (NTI) Burevestnik’in birkaç gün boyunca uçabileceğini belirtiyor.
Kuruluşun daha 2019 tarihli raporunda şu ifadeler yer alıyor: “Burevestnik operasyon sırasında nükleer başlık(lar) taşıyacak, yeryüzüne çok yakın irtifada uçacak, hava savunma sistemleri ve arazi engellerini aşarak küresel çapta dolanacak ve başlık(lar)ı öngörülemeyen noktalarda bırakacak.”'YENİLMEZ' FÜZE Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov’un cumartesi günü Putin’e sunduğu brifinge göre füze 21 Ekim’de yapılan son testte 14 bin kilometrelik uçuş yaptı ve yaklaşık 15 saat boyunca havada kaldı.
Moskova, Burevestnik’i mevcut ve gelecekteki tüm hava savunma sistemlerine karşı “yenilmez” olarak tanımlıyor.
Rus kaynaklara göre füze neredeyse sınırsız menzile ve öngörülemeyen bir uçuş rotasına sahip.KISKANÇLIK KOKUSU ABD Başkanı Donald Trump, Burevestnik’le ilgili yaptığı ilk yorumda “Rusya’yı vurmak için 12 bin kilometre uçmamıza gerek yok.” ifadelerini kullandı.
Trump sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlar bizimle oyun oynamıyor, biz de onlarla oynamıyoruz.
Burevestnik füzesinden endişe duymuyoruz çünkü Amerikan nükleer denizaltıları zaten Rusya kıyılarının açıklarında.” Başkan’ın bu açıklamaları, yalnızca Rus stratejik denizaltılarının da ABD açıklarında devriye gezdiği gerçeğini görmezden gelmekle kalmıyor; aynı zamanda Amerikan ordusunun envanterinde bulunmayan, nükleer üçlüyü ileri bir seviyeye taşıyan bir sistemin stratejik getirilerini de hiçe sayıyor.'HİÇ KİMSEDE BENZERİ YOK' Putin, Ukrayna’daki savaşı yöneten generallerle yaptığı toplantıda kamuflaj üniformasıyla kameraların karşısına çıkarak “Bu, dünyada başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı benzersiz bir silahtır” dedi.
Rus lider, bazı uzmanların geçmişte bu sistemin teknik olarak imkânsız olduğunu düşündüğünü ancak artık “kritik test sürecinin başarıyla tamamlandığını” vurguladı.
Putin ayrıca Gerasimov’a Burevestnik’in sınıflandırılması ve konuşlandırılması için altyapı hazırlıklarının başlatılması talimatını verdi.
Putin bu açıklamadan bir gün önce, Rusya’nın kara, deniz ve hava unsurlarını kapsayan stratejik nükleer güç tatbikatını bizzat yönetmişti.
Tatbikat sonrası “Nükleer caydırıcı güçlerimizin modernizasyon seviyesi dünyadaki tüm nükleer güçlerden daha yüksek bir noktadadır” ifadesini kullanmıştı.MÜHENDİSLİK EŞİĞİ: NÜKLEER TAHRİK ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı Ulusal Hava ve Uzay İstihbarat Merkezi (NASIC), 2021’de yayımladığı raporda nükleer motorlu bir seyir füzesinin “Rusya’ya kıtalararası menzil sağlayan eşsiz bir silah” kazandıracağını belirtti.
Aynı yıl Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (IISS), nükleer tahrik ünitesinin güvenli ve istikrarlı çalışmasının “önemli bir mühendislik eşiği” olduğunu vurguladı.
Rapora göre füzenin menzili 10 bin ila 20 bin kilometre arasında değişiyor ve 50 ila 100 metre irtifada uçabiliyor.
Bu da onu radar sistemlerinden saklanabilen, geleneksel hava savunmalarını aşabilecek bir silah hâline getiriyor.DOKTRİN YENİDEN YAZILIYOR Burevestnik, nükleer üçlünün (karadan, denizden ve havadan fırlatılan nükleer sistemler) ötesine geçen bir konsept olarak değerlendiriliyor.
Bu durum, nükleer dengenin doğasını da değiştiriyor.
Klasik üçleme “karşılıklı yok oluş riski” dengesine dayanırken, Burevestnik’le birlikte bu denge “istikrarlı tehdit” modeline geçiş yapıyor.
Sınırsız menzil ve uzun havada kalma süresi sunan sistem, Rusya’ya stratejik belirsizlik ve caydırıcılık avantajı kazandıracak.