Haber Detayı
90'lı yıllarda zenginlik
Meyve suyu kutusuyla büyümek: Evde toz karışım yerine dolaptan kutu meyve suyu çıkarılıyorsa, o evde refah seviyesi 'orta üst' demekti. Bir de o meyve suyu misafire değil, çocuklara içiriliyorsa: 'Bizimkiler zengin galiba' fısıltısı başlardı. Evde ikinci televizyon: Salon dışında bir odada daha televizyon…
Meyve suyu kutusuyla büyümek: Evde toz karışım yerine dolaptan kutu meyve suyu çıkarılıyorsa, o evde refah seviyesi 'orta üst' demekti.
Bir de o meyve suyu misafire değil, çocuklara içiriliyorsa: 'Bizimkiler zengin galiba' fısıltısı başlardı.
Evde ikinci televizyon: Salon dışında bir odada daha televizyon varsa, o evde hem ekonomi hem özgürlük vardı.
Biri haber izlerken diğeri çizgi film açabiliyordu, bu 90'lar için neredeyse medeniyet göstergesiydi.
Oyun salonuna gitmeyip evde oynamak: Mahallede herkes jeton biriktirirken, sen evde joystick takıp oynuyorsan: 'Zengin değil ama rahat' kategorisindeydin.
Arabanın içinde klima: Yaz sıcağında cam açmak yerine düğmeye basıp serinliyorsan, o bir statüydü.
Yoldaki herkes bunu fark etsin diye cam hafif aralık tutulurdu.
Kablosuz telefonla yürümek: 'Ev telefonu var' demek sıradandı, ama konuşurken mutfağa kadar gezebilmek o bambaşka bir seviyeydi.
Sinyal kopmasa bile arada 'Alo alo, geliyor mu?' demek şarttı.
Bilgisayar sahibi olmak: Evde kocaman bir monitörün üstünde dantelli örtü varsa, o sadece teknoloji değil, statüydü.
Bir Word dosyası açmak bile 'geleceğe yatırım' sayılırdı.
Kabanın astarında ipek dokusu varsa: İçi parlak kumaşlı, ütülü, ağır duran bir kaban: 'Benim babam iyi bir işe sahip' mesajıydı.
Soğuk havalarda cebinden elini çıkarıp düğmeleri kapatmak, o zenginliğin teatral ifadesiydi.
Çamaşır makinesi tam otomatikse: Elde ön yıkama devri bitmişti.
Makine deterjanı kendi alıyorsa, o evde çağ atlanmış demekti.
Evde video oynatıcı bulunması: Televizyonda ne varsa onu değil, ne istersek onu izlemek...
Kasedin içine 'Tatil 94' yazmak bile zenginliğin samimi versiyonuydu.
Salonun kullanılmaması: Zenginliğin son aşaması: misafire saklanan salon.
Koltuklar naylonla kaplı, halıların kenarları muntazam, odaya sadece bayramda girilirdi.
Bir oda, sırf 'göstermek için' varsa, o ev zengindi.