Haber Detayı
AYM'den mahrem imam kararı
Anayasa Mahkemesi, gizli tanık Garson'un itiraflarında adı geçen ve FETÖ'nün emniyet mahrem imamı olduğu gerekçesiyle cezalandırılan sanığın başvurusunu kabul edilemez buldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ’nün emniyet mahrem hizmetler yapılanması kapsamında M.
Ş. hakkında "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan iddianame düzenlendi.
İddianamede özetle M.
Ş.'nin, Garson isimli gizli tanıktan ele geçen dijital materyallerde Selim kod adı ile BB Ege İzmir bölgesinde personel/sekreter olarak görev yaptığı ve "A" vasfında tanımlandığı, ByLock kullandığı ve yine şüpheliler S.M.Ç. ile E.Ş.G.'nin, M.
Ş.'nin emniyet mahrem imamının sohbetlerini organize eden mahrem imamlardan biri olduğuna dair beyanlarda bulundukları belirtildi.
MAHKEMENİN İLK YARGILAMASI İddianamenin kabulüyle açılan dava, Ankara 25.
Ağır Ceza Mahkemesince görüldü.
Mahkemece M.
Ş.'nin "silahlı terör örgütüne üye olma" suçunu işlediği sabit kabul edilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle 12 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, resmî belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarından ise beraatine karar verildi.
Mahkemenin gerekçeli kararında; M.
Ş.'nin Garson isimli gizli tanıktan ele geçen dijital materyallerde Selim kod adı ile BB Ege İzmir bölgesinde personel/sekreter olarak kodlandığı, sorgu raporuna göre kullandığı GSM hattı üzerinden ByLock kullandığının tespit edildiği, Bank Asya hesabında 31 Aralık 2013 tarihinden sonra artış yapıldığı, tanıklar S.M.Ç. ve E.Ş.G. ile gizli tanık Garson'un beyanlarına göre M.
Ş.'nin emniyet yapılanmasında mahrem imam olarak görev aldığı hususlarına dayanıldı. 10 YIL HAPİS CEZASI M.
Ş.'nin tanık sorgulama hakkına yönelik şikayetini de içeren istinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.
Ceza Dairesince esastan reddedildi.
Yargıtay 3.
Ceza Dairesi ise kararı bozdu.
Bunun üzerine yerel mahkeme bozma sonrası yaptığı 3 Şubat 2022 tarihli celsede sanık hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 10 yıl hapis cezası verdi.
Yargıtay 3.
Ceza Dairesi mahkeme kararını onayınca sanık avukatı, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
Başvuru dilekçesinde tanığın, sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkan verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddia edildi.
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü ise iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.
GEREKÇEDEN Kararın gerekçesinde şöyle denildi: "Somut olayda başvurucunun Mahkemenin mahkûmiyet kararında dayandığı ve aleyhine beyanda bulunan tanıkların istinabe mahkemelerinde dinlenmesine bağlı olarak tanıkları sorgulayamadığına ilişkin şikâyetini temyiz kanun yolunda ileri sürmediği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla başvurucunun tanık sorgulama hakkına dair ihlal iddialarını yargılama sürecinde dile getirmediği, bu iddialarına ilişkin bilgi veya belge sunmadığı ve böylece başvuru yollarını usulüne uygun tüketmediği anlaşılmaktadır."
