Haber Detayı

Tatları kulaklarımız ile duyuyoruz
Pazar yeniasir.com.tr
26/10/2025 06:50 (2 ay önce)

Tatları kulaklarımız ile duyuyoruz

Yemek yerken duyduğumuz seslerin tat duygusuna olumlu ya da olumsuz etkisi var. Örneğin Taylor Swift’i dinlerken bir Çin yemeğinin lezzeti artıyor. Rock müzik baharatlı yiyecekleri zenginleştirirken, klasik besteler İtalyan yemeği yerken daha iyi duyuluyor...

Amerikalı Taylor Swift gibi pop müzik sanatçılarını dinlemenin, bir Çin yemeğinin lezzetini artırabileceği kanıtlandı.

Rock müziğin baharatlı yiyecekleri zenginleştireceği, klasik bestelerin ise İtalyan yemeği yerken daha iyi duyulduğu iddia edildi.

Yemek/müzik ilişkisi, bu kadarla kalmıyor.

Yemek yerken, çevremizde duyduğumuz seslerin tat duygusuna olumlu ya da olumsuz etkisi var. 1930'larda, 'Bifteği değil zırtıyı sat' sloganıyla ünlenen efsanevi Kuzey Amerik pazarlamacı Elmer Wheeler, konuyu ilk kez gündeme getiren kişiydi.

Müşterilerin dikkatini çekmek için sesin gücüne işaret ediyordu.

Sonuçta, hepimiz kendimizi bir restoranda masalardan birine getirilen cızırtılı yiyeceklere bakarken bulmadık mi?

Hazırlama ve dökme sesleri, neyi dinlemesi gerektiğini bilenler için yararlı bilgiler sağlıyor.

Örneğin, birçok kişi farkında olmasa da, bir içeceğin sıcak mı soğuk mu olduğunu, bardağa dökülürken çıkardığı sesten anlayabilirsi niz.

Dahası, insanlar karbonatlaşma seslerinden de içeceğin türü hakkında bir şeyler söyleyebilirler.

Son araştırmalar. insanların soda, maden suyu, meyve suyu, içme suyu seslerini, görmeden ayırt edebildiğini ortaya koydu.

Leicester Üniversitesi'nden Doktor Adrian North 'Her türlü sofistikelik, zenginlik ve servet çağrışımlarına sahip ve sizi biraz gösterişli hissettiriyor.

Bir restoranda, bunun biraz daha fazla para harcamanıza neden olma etkisi var' diyor.

SAĞLIKLI BESLENMEYE TEŞVİK Güney Florida Üniversitesi'nden Doktor Dipayan Biswas da, bir kafede çalan müziğin sesinin seçtiğimiz yiyecekleri etkilediğina inanıyor.

Araştırması, sessiz bir müzik parçasının (55 desibelin altındaki her şey) bizi dikkatli, düşünülmüş ve nihayetinde daha sağlıklı beslenme seçimleri yapmaya teşvik ettiğini ortaya koyuyor.

Ancak 70 desibel veya daha fazlasına maruz kaldığımızda tatlı ve yağlı yiyeceklere yönelme olasılığımız yüzde 20 daha fazla artıyor.

Şekerli tatların tiz bir müzikle daha belirgin hale geldiği, acılık tatlarının ise düşük frekanslı müzikle belirginleştiği ortaya kondu.

Bu sadece tuhaf bir bilim değil.

Gerçek uygulamaları da var.

Sosyal bilince sahip bazı restoran sahipleri, tatlarından ödün vermeden kek ve pastaların şeker içeriğini nasıl azaltacaklarını araştırıyorlar.

Tüm müzikler damak tadımıza hitap etmez.

Aslında yemeğimizin tadını çıkarabilmemiz için bazı sesler engellenmesi gerekir.

Bir uçak motorunun uğultusu tat alma duyularımıza zararlı bir etki yapar.

Bunun nedeni, 90 desibel veya üzeri gu tatları kaydetme kapasitemizi körelttiğinin kanıtlanmış olmasıdır.

Bazı şefler, sesin unutulmuş lezzet duygusu olduğunu savunuyor.

İnsanların bir içeceğin karbonatlaşmasına ilişkin algısı, köpürme sesinin yükseltilmesiyle geliştirilebiliyor.

Kremsi bir dokunun bile bir ses olduğunu belirtmekte fayda var.

Bardaktaki buzun şıngırtı sesinin, bir içeceğin ne kadar soğuk olarak derecelendirileceği üzerinde de bir etkisi olabileceği tahmin edilebiliyor.

Şıngırtı sesleri yükseltilirse bir içecek daha soğuk olarak derecelendirilebilir mi?

Daha tatlı sesli müzik çalındığında insanlar, daha tatlı bir içecek karıştırma eğilimindeyken, ekşi sesli arka plan müziği, insanların biraz daha ekşi bir içecek algılamasını kolaylaştırıyor.

HEAVY METAL İŞTAHI KAÇIRIYOR Michelin yıldızlı bir restoranda, 'heavy metal' çalmanın, müşteri iştahını nasıl bozabileceğini anlamak zor değil...

Bir konserde sizi hareket ettiren aynı yüksek enerjili parça, bir restoranda son ses açıldığında rahatsız edici gelebilir. 'Journal of the Academy of Marketing Sciences' da yayınlanan bir araştırma, bir restoranın müziği ne kadar yüksekse, müşterilerin muhtemelen artan uyarılma ve stres nedeniyle sağlıksız yiyecekler sipariş etme olasılığının o kadar yüksek olduğunu buldu.

Annelerimiz, 'Yiyecekle şarkı söylenmez.

Otur yerine ve sessizce, doğru dürüst yemeğini ye' diye uyarırlardı.

Görünüşe göre herkes bu uyarıyı dikkate almamış...

İlgili Sitenin Haberleri