Haber Detayı

Ömrünü vatan ve emek davasına adadı! Ahmet Say’ın hatırası ödüllerle yaşatılıyor
Kültür sanat aydinlik.com.tr
26/10/2025 00:00 (2 ay önce)

Ömrünü vatan ve emek davasına adadı! Ahmet Say’ın hatırası ödüllerle yaşatılıyor

Türkiye’nin en seçkin aydınlarından olan Ahmet Say anısına düzenlenen Edebiyat ve Müzik Ödülleri sahiplerini buldu. Törene Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan da katıldı.

Çankaya Belediyesinin Ahmet Say adına düzenlediği Edebiyat ve Müzik Ödülleri’nin sahipleri belli oldu.

Edebiyat alanında Murathan Mungan, müzik alanında Nil Venditti ödüle layık görüldü.

Atatürk Sanat Merkezi’nde düzenlenen törende Murathan Mungan ödülünü Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner’in, Nil Venditti de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk’ün elinden aldı.

Törende Say ailesi adına konuşan Fahri Özdemir, Ahmet Say’ın ömrünü eşitlik ve özgürlük idealine adadığını söyledi.

Özdemir, “O, hayatına dair bütün hevesini eşitlik ve özgürlük idealine adadığı için ‘Akıllı ol Ahmet Say’ diyenleri hep yolun sağına atmış bir kişiydi.

Akıllı insanların yaptıklarına itibar etmemekle geçti hayatı.” ifadelerini kullandı.

HAYSİYETLİ AYDINLAR KUŞAĞININ TEMSİLCİSİYDİ Ahmet Telli’ye atıf yapan Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Ahmet ağabeyin vasıfları burada anlatmakla bitmeyecek.

Ne söylesem hep de eksik kalacak.

Doğrusunu isterseniz bir araba laf yerine çarpıcı bir dize oturtmak az şairlere özgü, ben şair değilim.

Dostum ve ağabeyim Ahmet Telli’nin dediği gibi: ‘Ahmet Say, haysiyetli aydınlar kuşağının bir temsilcisi olarak bu dünyaya veda ederken Türkiye’de ağaçların çiçekleri solgundur biraz.

Koca kurt, son numarasını çekerken kapitalizmin açıkgözlü kedisi halıya ters binmekte ve güneşin savrulduğu yerde Bingöl’ün karlı ovaları ürpermektedir.

Ben hayatın yalın, anlaşılır cümlelerini onunla kurdum.” Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner ise Say’ın sorgulayan ve üretken bir sanat anlayışının temsilcisi olduğunu dile getirdi.

Güner, “Biliyoruz ki, onun adı yalnızca kitaplarda ya da noter defterlerinde değil, bu ülkenin vicdanında, sanatın onurunda, aydınlık bir Türkiye idealinde yaşamaya devam ediyor.

Ahmet Say, yaşamı boyunca edebiyle, sözüyle, düşüncesiyle özgür, sorgulayan, üretken bir sanat anlayışının temsilcisi oldu.

Müziği edebiyatla, halk kültürünü evrensel sanatla buluşturdu.

Onun için sanat yalnızca estetik bir uğraş değil, halkın sesi, bireyin özgürleşme biçimiydi.” dedi. ‘FAZIL SAY’LA BERABER BÜYÜDÜK’ Ulusal Kanal’a konuşan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, “Fazıl Say, ülkemizin çok kıymetli sanatçılarımızın başına gelen bir isim.

Aynı zamanda da konservatuar dönemlerinden bizim sınıf arkadaşımız, birlikte büyüdük.

Onun böyle anlamlı bir gecesine ben de iştirak etmek istedim.” ifadelerini kullandı.  ‘TÜRKİYE’NİN EN SEÇKİN ENTELEKTÜELLERİNDENDİ Ödül töreninin davetlileri arasında yer alan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan, emeği geçen herkese teşekkür etti.

Ahmet Say’ın Türkiye’nin en seçkin entelektüellerinden biri olduğunu belirten Reyhan, “Bugün ülkemizin seçkin sanatçılarından Fazıl Say’ın konseri olacak.

Babası Ahmet Say Türkiye’nin en seçkin entelektüellerinden biriydi.

Ömrünü vatan ve emek davasına adamış, Aydınlık’ta yazmış çok seçkin bir isimdi.

Onu da rahmetle anıyoruz.” diye konuştu.

AYDINLANMAYA ADANAN BİR ÖMÜR: AHMET SAY Cumhuriyet’in kuruluş dönemi eğitimcilerimizden matematik öğretmeni ve matematik kitapları yazarı Fazıl Say ile felsefe öğretmeni Nüzhet Say’ın oğlu olan Ahmet Say, 1935’te İstanbul’da doğdu.

Küçük yaşta özel dersler alarak piyanoya başladı, ortaokul ve lise öğreniminin yanı sıra, 1946’da Ferdi Statzer’in isteği üzerine girdiği İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda, 1945-50 yılları arasında Verda Ün ile piyano, Demirhan Altuğ ile teori ve Raşit Abed ile armoni çalıştı.

İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra Almanya’ya gitti, 1954-60 yılları arasında bu ülkede basın-yayın öğrenimi yaptı.

Bir yandan da müzikolog Kurt Köhler’in özendirmesiyle müzikolojiye ilgi gösterdi. 1960’ta Türkiye’ye dönünce Bingöl ilimize giderek büyük bir istekle öğretmen, halk eğitimcisi ve amatör folklorcu olarak görev yaptı.

Türkü, ağıt, masal ve destanlar derledi, halk müziği koroları, halk dansları toplulukları kurdu (1960-64).

Bingöl izlenimlerini edebiyat alanında değerlendirdi, ödüller aldı.

Say, 1967 yılında Türk Solu adlı derginin yazı işleri müdürü oldu. 12 Mart 1971 tarihinde verilen muhtıra sonrası 4 kez gözaltına alınan Say, toplam 17 ay hapis yattı.

Hapisten çıktıktan sonra 1976 yılında “Kocakurt” romanını yazdı. 1977’de Türkiye’nin önde gelen edebiyatçı arkadaşlarıyla “Türkiye Yazıları” adlı aylık edebiyat dergisini yayımlamaya başlayan Say, derginin yayımını 1980 askeri darbesini izleyen iki yılda da sürdürdü. 1985 yılında “Müzik Ansiklopedisi Yayınları”nı kuran Ahmet Say, Türkiye’de konservatuarlar, üniversitelerin müzik eğitimi bölümleri, müzikçiler ve müziksever aydınlar tarafından ilgiyle karşılanan kitaplar yazdı.

Türkiye’nin önde gelen gazete ve dergilerinde yayımlanan yüzlerce müzik eleştirisi ve sanat sorunları üzerine yazdığı ilginç yazılarıyla tanınan Say, uluslararası ve ulusal müzik toplantılarında yankı uyandıran, incelediği sorunların çözüm yollarını gösteren bildiriler sundu.

Say’ın roman ve hikâyeleriyle aldığı ödüllerin önde gelenleri şunlardır: 1970 TRT Hikâye Ödülü, 1974 Sabahattin Ali Hikâye Ödülü, 1975 Antalya Film Festivali Hikâye Yarışması Ödülü; 1974 Milliyet Gazetesi Roman Yarışması’nda mansiyon.

Yazarın 1982’de yayımlanan “İpek Halıya Ters Binen Kedi” adlı hikâye kitabı Almanca’ya çevrilerek 1985’te Berlin’de yayımlandı.

İlgili Sitenin Haberleri