Haber Detayı
Antalya’nın Akra Meze Festivali
Akra Antalya ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Meze Festivali dün akşam Akra’nın nefis manzaralı Asmani restoranında katılımcı restoranların tanışma yemeğiyle başladı. Bugün ve yarın devam edecek. Türkiye’den ve dünyadan seçili 17 restoranı renkli stantlarıyla bir lezzet şöleni yaşatacak. Biletler satışa sunulduğu ilk dört saat içinde bitti. Çok sıkı takip edilen çok neşeli ve bence Türkiye’nin en lezzetli festivali.
Bu yıl San Sebastian’da gelen Gandarias geleneksel bir aile işletmesi.
Eski şehrin kalbinde geleneksel Bask mutfağı sunuyor, zengin bir pintxo barının yanı sıra, son derece kaliteli İber şarküteri ürünleri ve okyanusa odaklanan geniş bir menüsü var.
Benim favorim pil-pil soslu morina kokotxas.
Kokotxas Bask mutfağında oldukça özel bir yemek.
Morina (bacalao) veya berlam (merluza) gibi balıkların çene altı, gırtlak veya yanak kısmındaki etli ve jelatinli parça nefis bir sosla servis edilir.
Pinxto her yerde vardır ama Kokotxas uzmanlık ister.
Kalkanı da güzel yaparlar tabii ama bizim profesörün yaptığı gibi olmaz.
Zarif ve şık Gandarias pandemi döneminde mutfakta, depoda ne varsa pişirip evde kapalı kalan hemşerilerine dağıttı.
Ailenin sanırım üçüncü kuşağı Şef Oihane “Antalya Meze Festivali için iddialı bir sunum hazırladım” diyor, bakalım göreceğiz…Bu yılın seçkisinde ayrıca Çiğdem Seferoğlu Hodan (İstanbul), Ayşe Nur Mıhçı Asma Yaprağı (Alaçatı) var, Şef Oihane ile birlikte 3 kadın şefin mezeye dokunuşu farklı olacaktır.
Ayrımcılık yapacağım tabii ki sonuçta gastronominin şahane kadınları Akra Meze Festivali sofrasında olacak.Antalya deyince akla gelen en güzel şeylerden biri de 7 Mehmet elbette.
Bu yıl yine geleneksel tatları en ince iyi malzemeyle sunacak, yine en çok akılda kalan olacak hiç şüphemiz yok.Güzelburç Antakya Restoran (Hatay), Lokanta Feriye (İstanbul), Tola (Bursa), Millocal (Nevşehir), Kurul Bitez (Bodrum), Yunanistan’dan Ai Giorgis Restaurant, Kıbrıs’tan Niazi’s, Rusya’dan Londri, Viyana’dan Umarfisch Meze festivalinin bu yıl ki seçkisinde yer alıyor.
Merakla akşamın olmasını bekliyorum.Meze festivali, yalnızca bir lezzet deneyimi sunmakla kalmıyor; meze kültürüne, geleneğine ve paylaşım ruhuna derin bir saygı duruşunda bulunuyor.
Son üç yıldır festivalin ayrılmaz bir parçası olan, sevgili Tolga Atalay'la birlikte söyleşiler planlıyor ve kültürel zenginliği pekiştirmek için birbirinden kıymetli konuşmacılarla derinlere dalıyoruz.
Bu yıl deniz, balık, teknik, tarihi bir arada konuşacağız.Sevgili Nilhan Aras ile Van Denizi'nden girip Beyşehir Gölü'den çıkacağız ve tuzlanmış balık öykülerine bakacağız.
Antalya Phaselis’in kurucusu Lakios tuzlu balık karşılığında bu toprağı bir çobandan aldığı söylenir, hatta Phaselis’in simgesi olur tuzlu balık, sikkelerin üzerinde yer alır.
Bugün Antalya’da tuzlu balıktan iz yok, belki hatırlatırız, yeniden Antalya gastronomisine kazandırırız…Doç.
Dr.
Ahmet Uhri ile fermantasyonun kültür tarihini ve Doç.
Dr.
Elif Gözler Çamur ile Lykia sofrasında Roma tadını konuşacağızSinop lakerda tekniğini yaşatan hem çok güzel anlatan hem harika lakerdalar yapan Sevgili Aylin Örnek ile Lakerda Atölyesi yapacağız.Şef ve içerik üreticisi Ferhat Bora ve içki ve puro kültürü uzmanı Çağdaş Arman Bulut ile “Takipçi Sayısından Çok Fazlası” oturumunda konuşacağız yarın.
Antalya gastronomi okullarından pırıl pırıl gençlerle birlikte olacağız.Bazı oteller vardır, hafızanızı tazeler.
Benim için Akra Antalya, en eski haliyle Dedeman Otel 30 yılın üzerinde neredeyse her yıl geldiğim, hem tazelendiğim, hem de hafızamı tazelediğim en sevdiğim otellerden.
Burada kapıdan girdiğiniz andan itibaren incelikler, detaylar sizi sarıp sarmalar.
Yaz burada biter benim için, geçmişte Antalya Film Festivali ile kapatırdım yazı şimdilerde meze festivali ile vedalaşıyoruz denizle, güneşle.
Bu 30 yılı aşan sürede otel üç kez yenilendi, odalar değişti.
Bu son değişim çok zarif dokunuşlarla gerçekleşmiş, çok beğendim.Ben Akra’dan Antalya körfezine her baktığımda kalbim titrerdi.
Çok güzel bir şehir, dünya da eşi benzeri olmayan bir şehir Antalya.
Ve burası “Gençlik” olarak çıkıyor dijital konumlarda.
Evet, gençliğim, güzel anılarım, neşem, tatlı düşlerim hepsi bu güzel otel odasından uçsuz bucaksız Akdeniz’e bakarken hafızamda canlanıyor.O zaman bir selam göndereyim Yavuzer Çetinkaya’ya, Şahin Kaygun’a ve Tanju Gürsu’ya…