Haber Detayı

Kraliçe’nin hayırsız evladı
Yazarlar hurriyet.com.tr
22/10/2025 06:30 (2 ay önce)

Kraliçe’nin hayırsız evladı

Britanya Kralı Charles’ın kardeşi Prens Andrew, İngiltere siyasetine nur topu gibi yeni bir kriz hediye etti.

Andrew’un Amerikalı pedofili ve cinsel suç örgütü lideri Jeffrey Epstein ile dostluğu uzun süredir Kraliyet ailesinin üzerinde kara bir bulut gibi dolanıyor.Küçük yaşta Epstein çetesinin eline düşen Virginia Giuffre, henüz reşit değilken Andrew ile birlikte olmaya zorlandığını açıkladığında ilk darbe gelmişti.Daily Mail gazetesi 2011’de Andrew ile Giuffre’nin Londra’da çekilmiş fotoğrafını yayınlamış, buna rağmen Prens, BBC’deki söyleşisinde, “Hiçbir ilişkim olmadı.

Fotoğrafı hatırlamıyorum.

Bütün iddiaları şiddetle reddediyorum” demişti.Bu söyleşiden birkaç ay sonra 2020’de Andrew’ün askeri unvanlarından ve Kraliyet görevlerinden uzaklaştırıldığı duyuruldu.

Andrew, 2022’de ABD’de açılan cinsel istismar davasında Giuffre’ye resmi olarak açıklanmayan bir uzlaşı bedeli ödemeye razı oldu.

Bu rakamın 12 milyon dolar olduğu söyleniyor.Hatta uzlaşı için o dönem Kraliçe Elizabeth’in kendi hesabından Andrew’ya para verdiği de iddia edildi.Fakat olay burada bitmedi.

Suçlamaların sahibi Giuffre geçen nisan ayında yaşamına son verdi.

Ölmeden önce de bütün yaşadıklarını anlattığı bir kitap yazdı.Bu hafta piyasaya sürülen kitapta Kraliyet ailesinin kimsenin görmesini istemeyeceği detaylar var.Genç bir kadının bir pedofil çetesinin eline düşmesi ve dünyanın “en seçkin” olduğu iddiasındaki insanların ne kadar alçalabileceğine ilişkin haberler bir haftadır İngiliz gazetelerinin manşetinde.Bütün bu hengâme karşısında Kraliyet ailesi hafta sonunda apar topar Andrew’ün, York Dükü unvanından feragat ettiğini açıkladı.

Ancak “doğuştan gelen” prenslik unvanına dokunulmadı.Kraliyet ailesini yakından takip eden gazeteciler, Charles’tan sonra kral olması beklenen Prens William’ın bu konuda Kral’ın aksine amcasının saray ile bütün bağlarının koparılması görüşünde olduğunu iddia ediyor.Zaten iş biraz da zorunlu olarak bu yönde gelişecek gibi.Bu duyurudan bir gün sonra bu kez Andrew’ün koruma polisine, Virginia Guiffre’yi araştırması talimatı verdiği ve internette kadına karşı karalama kampanyası yapmak için bir trol ekibi kurduğu ortaya çıktı.Kamuoyunun tepkisiyle benzerine az görünecek şekilde Kraliyet ailesi ile Parlamento karşı karşıya geldi.Geleneksel olarak Britanya’da Parlamento’nun kamu fonlarının denetimi dışında Kraliyet ailesine yönelik bir soruşturma hakkı bulunmuyor.

Kraliyeti mecliste hükümet ve bakanlar temsil ediyor.Önceki gün İskoç Ulusal Partisi lideri Stephen Flynn, Birleşik Krallık hükümetini Andrew’ün unvanının elinden alınması için önerge vermeye çağırdı.

Buna iktidardaki İşçi Partisi’nin birkaç milletvekilinden de destek geldi.Böylece Prens Andrew, sadece hükümet değil, Britanya siyasetinde milletvekilleri açısından bile tabu olan bir kraliyet-meclis tartışmasını da tetiklemiş oldu.Birleşik Krallık parlamentosunda siyasi kariyerini kadın hakları ve istismar mağdurlarına destek sayesinde inşa etmiş milletvekilleri var.

Bu ortamda yüzyıllık teamüller Prens Andrew’ü kurtarmaya yetecek mi, göreceğiz.SARI YELEKLİLERİN İNTİKAMIPIcasso’ya atfedilen bir söz var. “İyi sanatçılar taklit eder, büyük sanatçılar çalar.”Sanırım Louvre Müzesi soygununu böyle yorumlamak mümkün.Bir tadilat işi görünümüyle müzenin önüne vinçle yanaşan sarı yelekli soyguncuların dünyanın en ünlü müzesinde 7 dakikada yaptığı operasyon simgesel bir performans sanatı sayılabilir.Hatırlarsınız, sarı yelekler 2018’de Fransa’yı kasıp kavuran sokak eylemlerin simgesi olmuştu.Akaryakıt vergisindeki artışa tepkiyle başlayıp ülkedeki sosyal adaletsizliğe karşı bir harekete dönüşen gösteriler Fransa’da hem sağ hem soldaki “elitizme” bir isyan olarak görülmüştü.Gösteriler bir süre sonra durulsa da Fransız siyasetinin o dönemden bu yana toparladığını söylemek pek mümkün değil.

Sarı yeleklilerin ülke siyasetinde “kalıcı bir hasar” bıraktığını düşünenler var.Bu yetmezmiş gibi şimdi koskoca Louvre Müzesi’ni gündüz vakti vinçle gelip soyan sarı yelekli birkaç kişi uzun zamandır sallanmakta olan Fransız siyaseti ve bürokrasine son darbeyi vuruyor.Çalınan hazine bulunur mu bilmem ama Fransızların övündüğü o devlet ciddiyetindeki kayıp pek onarılabileceğe benzemiyor.KEDİNİN ÜSTÜN YARARI İLKESİGeçen gün Hürriyet’te Özge Eğrikar imzalı şahane bir kedi haberi vardı.

Boşanma aşamasındaki bir çift aralarında protokol imzalayarak kedilerinin velayetini anneye bırakmışlar.Baba da kedinin bakım masraflarını üstlenmiş.Bu tip davalar son yıllarda Avrupa’da da çok arttı.

Türkiye’deki bazı hukukçular evcil hayvanların Medeni Kanun’daki konumu değişmediği için “çocuğun üstün yararı” ilkesinin evcil hayvanlara uygulanamayacağını düşünüyor.Ama kedi sahipleri iyi bilir ki ortada bir hukuki boşluk varsa kedi ne yapar eder o boşluktan girip “kendi üstün yararını” uygulatır.Normlar hiyerarşisinin en üstünde anayasa bulunuyorsa, onun üzerinde de bir kedi rahatça yayılıp yatmış olabilir.

Dahası buna itiraz edecek bir hukukçu çıkacağını da sanmam.BÜYÜK BİR ŞEYLERİN MÜJDECİSİ BİR ALBÜMMazhar Alanson ve Fuat Güner’in 1965-70 arasında kaydettikleri İngilizce şarkıları bir albüm olarak yayınlandı.Hem MFÖ’ye hem de grup üyelerinin bireysel albümlerine hayran bir müziksever olarak geçmişten gelen bu hediyeye çok sevindim.

İki liseli çocuğun, (yaşı daha küçük olan merhum Özkan Uğur’un katılımından önce) kaydettiği bu albüm 60 ve 70’lerdeki müziğin dünyadaki ilahi yükselişine inancımı tazeledi.Meşhur hikâyedir.

Lefter’in jübile yapacağı dönemde onu izleyen futbol bilgisi biraz kıt bir yabancı “Dikkat edin bu çocuk büyük topçu olacak” demiş.Benzer bir yorumda da ben bulunayım.Mazhar-Fuat’ın 60 yıl öncesinden kulaklarımıza ulaşan kayıtları büyük işlerin müjdecisi gibi.

Çok keyifli bir albüm.

Dikkat edin, iyi bir basçı da bulurlarsa bu çocuklar ileride çok büyük işler yapabilir.

İlgili Sitenin Haberleri