Haber Detayı

Herkes gidiyor
Recep genel nefes.com.tr
22/10/2025 06:00 (2 ay önce)

Herkes gidiyor

Sonunda mücevherciler de isyan etti. 200 firma yurt dışına taşınıp, 15 bin kişi işini kaybedince bıçak kemiğe dayandı. “Harakiri yapacak...

Sonunda mücevherciler de isyan etti. 200 firma yurt dışına taşınıp, 15 bin kişi işini kaybedince bıçak kemiğe dayandı. “Harakiri yapacak noktaya geldik” dediler.

Türkiye’nin en güçlü sektörlerinden tekstil, zaten tam bir çıkmaza sürüklendi.

Patronlar zevahiri kurtarmak için Kahire’nin yolunu tuttu.Konkordato ve iflaslarda rekor üstüne rekor kırıyoruz.

Ekonomi daha nasıl alarm versin, bilemiyorum.Maliyet baskısı, kapanan kredi muslukları, ısrarla kontrol altında tutulan döviz, iş dünyasının iflahını kesti.

Yurt dışı pazarlarda rekabet edemez hale geldiler, havlu atıyorlar.

Mısır’a yatırım yapan Türk şirketlerinin sayısı 1.700’ü aştı.

Sadece Mısır’a değil, Avrupa’ya, Balkanlar’a da gidiyorlar… Ama görünen o ki; iktidar onların da sesini duymuyor.

Hâlâ “Dezenflasyon programı başarıyla işliyor” demeye devam ediyorlar.

Hiçbir program devreye almasalar, ekonomi bu kadar çaresiz olmazdı.

Battığımızı, umudumuzu kestiğimizi gösteren başka nasıl bir işaret bekliyorlar?Sanayici fabrikasını yurt dışına taşıyor.

Üretime devam edenler de yönetim merkezini başka ülkelere kaydırıyor.

Türkler, yurt dışı borsalara 20 milyar dolarlık yatırım yaptı.

Vatandaşlar son bir yılda yurt dışında gayrimenkule 2.5 milyar dolar verdi.Kimden tavsiye istesen “Yurt dışında iş kur”, “Evini yurt dışından al”, “Bir yolunu bul, çocukları gönder” diyor.KAÇAN KAÇANAGençler üniversiteyi bitirince yurt dışına kapağı atmanın bir yolunu arıyor.

Gücü yetenler daha liseden itibaren çocuklarını yurt dışında okutuyor.Doktorlar gitti, öğrenciler gitti… Ustalar gitti, çıraklar gitti… İş insanları da gidiyor… “Türkiye dünyada parmakla gösterilen ülkeler arasına girdi” derken, herkes gemiden inmeye başladı.

Nasıl ama şahane bir Türkiye Yüzyılı oldu.

Ülkede kalmak isteyen yok.

Kaçan kaçana… Kaçamayan da kendisini çaresiz hissediyor.Yastık altındaki parayı büyütmeyinYastık altındaki servet 500 milyar doları buluyor.

Hiçbir teşvik, önlem o paranın yastık altından çıkıp finansal sisteme girmesini sağlamaya yetmedi.

Meclis’e gelen 11. yargı paketindeki bazı hükümler, yastık altındaki paranın katlanarak artacağına işaret ediyor.

Yeni tasarıya göre nitelikli hırsızlık, dolandırıcılık, banka ya da kredi kartını kötüye kullanım gibi suçlarda, ilgili banka hesabı 3 gün askıya alınabilecek.

Hatta gecikmesinde sakınca olduğunda savcı yazılı emirle banka hesabına el koyabilecek.

Yasa taslağını hazırlayanların iyi niyetinden hiç kuşkum yok.

Ancak, savcının hesaplara el koyabilecek olması endişeyi, korkuyu artırmaktan başka bir işe yaramayacak.

Kara parayla, dolandırıcılıkla mücadele önlem almayı tabii ki gerektirir.

Fakat “hesaba el koyma yetkisi” herkesin tüylerini diken diken edecektir.Çünkü bu ülkede her zaman “güven” sorunu yaşıyoruz. “Yarın ne olacağı belli olmaz” prensibi iliklerimize kadar işledi.

Üstelik bu kuşkuyla hareket edenler, parayı kasada tutanlar, günün sonunda hep haklı çıktı.

Bu memleket kayıt dışı ekonomi üzerinde yükseliyor.

Bu tasarıyla birlikte “Hesabıma el konulur mu” korkusu tavan yapacaktır.

Büyük patronların bile serveti yurt dışında tutma geleneği varken, yangına körükle gitmenin bir anlamı var mı?

Bilemiyorum… En azından bu tür düzenlemelerde “panik” faktörünün dikkate alınması gerekmez mi?

İlgili Sitenin Haberleri