Haber Detayı
Barrack’tan Orta Doğu doktrini: Suriye’yi kalkındır Hizbullah’ı silahsızlandır
Barrack, bölge için ABD’nin yol haritasını açıkladı. ‘Barışın eksik halkası Suriye, ikinci cephe Lübnan’ diyen Barrack, Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve Suudi Arabistan’ın İbrahim Anlaşmaları’na katılımının ‘yakın’ olduğunu söyledi. Barrack, ‘Lübnan’ın harekete geçme zamanı’ çağrısında bulundu.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, X hesabından bölgedeki gelişmelere dair kapsamlı bir değerlendirme paylaştı. “Kişisel Bir Bakış – Levant Barışı İçin Sıradaki Parçalar: Suriye ve Lübnan” başlıklı makalesinde Barrack, İbrahim Anlaşmaları’nın yeni bir aşamaya girdiğini, Suudi Arabistan’ın kısa sürede anlaşmaya dahil olacağını belirtti.
Barrack, bölgedeki barış sürecinde iki eksik halka bulunduğunu ifade ederek “Barışın eksik parçası Suriye, ikinci cephe Lübnan” dedi.
Yeni atanan Lübnan Büyükelçisi Michel Issa’nın Hizbullah’ın silahsızlandırılması sürecinde “başat rol” oynayacağını söyledi. 13 Ekim 2025’in “modern Orta Doğu diplomasisi açısından belirleyici bir gün” olduğunu söyleyen Barrack, şu ifadeleri kullandı: “Şarm el-Şeyh’te dünya liderleri yalnızca esirlerin serbest bırakılmasını, ateşkesi ve barış görüşmelerinin başlamasını kutlamakla kalmadı; Başkan Donald J.
Trump’ın bölgenin yenilenmesi, yeniden inşası ve ortak refahı için hazırladığı yirmi maddelik cesur vizyona destek verdiler.” ‘BARIŞIN EKSİK HALKASI SURİYE’ Orta Doğu’ya yönelik aşağılayıcı söylemlerini sürdüren Barrack, “Bir asır sonra ilk kez gerçek bir uzlaşma ortaya çıktı.
Kabile ve inanç farklılıklarıyla bölünmüş Orta Doğu, artık işbirliğiyle örülmüş yeni bir dokuma yaratabilir.
Gazze’de başlayan ateşkes, yenilenen ortaklık mozaiğinin ilk taşlarıdır.
İstikrar artık korkuyla değil, ortak fırsat vizyonuyla sağlanacak.
Barış, şiddete ara değil, refahın platformu olmalıdır.” dedi.
Makalesinde Suriye’ye özel bir bölüm ayıran Barrack, Sezar Yasası’nın kaldırılmasını şöyle açıkladı: “Yıllarca süren savaşın ardından yorgun düşen Suriye, bu yeni düzenin hem sembolü hem de sınavıdır.
Gazze’de esen uzlaşma rüzgârları, şimdi İsrail’in kuzey sınırını aşarak Suriye’nin yeniden doğuşuna nefes olmalıdır.
ABD Senatosu, Suriye’nin yeniden inşasına imkân tanımak için Sezar Yasası’nı kaldırma yönünde oy kullanarak ileri görüşlülük göstermiştir.
Bu yasa, önceki hain Esad rejimine karşı ahlaki amacına hizmet etmiş olsa da artık ayağa kalkmaya çalışan halkı boğmaktadır.
Temsilciler Meclisi’nin de aynı adımı atması gerekir.” Barrack, göreve başlayan yeni Suriye hükûmetinin Türkiye, Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Avrupa ile ilişkilerini yeniden kurduğunu, hatta İsrail’le sınır görüşmeleri yürüttüğünü hatırlatarak şunları söyledi: “13 Mayıs 2025’te Riyad’da Trump, Suriye yaptırımlarını kaldırma niyetini açıkladı. 1 Temmuz’da yürürlüğe giren karar, ABD politikasını cezalandırmadan ortaklığa dö-nüştürdü.
Bu adım, Suriye’nin enerji altyapısı, okulları ve hastanelerinin yeniden inşasını mümkün kılacak.
Ekonomik canlılık, aşırılığa karşı en güçlü panzehirdir.” Yaptırımların kaldırılmasının bir “yatıştırma” değil “gerçekçilik” olduğunu söyleyen Barrack, “Sezar Yasası’nı kaldırmak tarihi unutmak değil, onu yeniden şekillendirmektir.
Şimdi Suriye’ye bir şans verme zamanı.” ifadelerini kullandı. ‘İKİNCİ CEPHE LÜBNAN’ Barrack, makalesinde ikinci halkayı Lübnan olarak tanımladı: “Suriye komşularıyla istikrarı yeniden kurarken, bu durum İsrail’in kuzey güvenlik mimarisinin ilk ayağını oluşturuyor.
İkinci adım, Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve İsrail ile sınır güvenliği görüşmelerinin başlaması olmalıdır.” Biden yönetiminin öncülük ettiği 2024 Ateşkes Anlaşması’nın başarısız olduğunu söyleyen Barrack, “Lübnan, İsrail’le doğrudan temas kurmayı suç saydığı için anlaşma yürürlüğe giremedi.
İran, yaptırımlara rağmen Hizbullah’ı finanse etmeye devam ediyor.
Ordusu yetkisiz, hükûmeti kontrolsüz.” dedi.
ABD’nin yıl başında sunduğu “One More Try” planına değinen Barrack, “Lübnan bu planı Hizbullah’ın hükûmet üzerindeki etkisi nedeniyle reddetti.
İsrail, Lübnan’ın ‘iyi niyetli’ adımlarını samimi bulmadı.” ifadelerini kullandı.
İSRAİL SOPASINI GÖSTERDİ Şam’ın istikrara kavuştuğunu, buna karşın Hizbullah’ın tecrit olduğunu savunan Barrack, “Artık eylemsizliğin maliyeti, harekete geçmenin riskinden yüksek.
Lübnan ordusu ülke genelinde tek meşru güç olmalı, aksi halde İsrail tek taraflı harekete geçebilir.” uyarısında bulundu.
Hizbullah’ın silahsızlandırılmasının yalnızca İsrail’in güvenliği için değil, Lübnan’ın egemenliği ve yeniden doğuşu için de zorunlu olduğunu belirten Barrack, “ABD, Lübnan ordusuna 200 milyon dolarlık destek sözü vermiştir.
Washington, Hizbullah’ın siyasi dönüşümünü barışçıl biçimde yönetmeye ve Körfez yardımlarını ilerlemeye bağlamaya hazırdır.” dedi.
RİYAD İBRAHİM ANLAŞMALARINA KATILIYOR Trump’ın “20 Maddelik Planı” sayesinde genişletilmiş İbrahim Anlaşması’nın yolunun hiç olmadığı kadar açık olduğunu vurgulayan Barrack, “İran siyasi, ekonomik ve ahlaki açıdan zayıflamışken; Suudi Arabistan resmen sürece katılmak üzere.
Ardından diğerleri de izleyecek.
Barışın meyve verdiği, düşmanlıkların yerini işbirliğinin aldığı bu dönüm noktası, yüzyıllık çatışmaların yerini bir işbirliği kuşağına bırakacağı bir dönemin başlangıcı olarak hatırlanacak.
Trump’ın yeni atadığı Lübnan Büyükelçisi Michel Issa, önümüzdeki ay Beyrut’a giderek bu süreci yönetmeye yardımcı olacak.
Artık Lübnan’ın harekete geçme zamanı.” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.