Haber Detayı
Çekya’dan küreselcilere mesaj: Savaş değil, istikrar istiyoruz
Çekya’da seçimlerin üzerinden haftalar geçse de sandığın mesajı hâlâ gündemde: Halk, kriz ve yaptırımlardan bunalmış, istikrar isteyen bir ülke istiyor. Andrej Babis’in liderliğinde şekillenen yeni Çekya’dan küreselciler memnun değil.
Çekya’da yapılan parlamento seçimleri sonuçları Brüksel ve Washington’a rahatsızlık uyandırdı.
Parlamento’da %35’e yaklaşan bir oy oranıyla çoğunluğu kazanan ANO (Memnun Olmayan Vatandaşların Hareketi) Partisi Başkanı Andrej Babis medyada ‘Çek Viktor Orban’ olarak nitelendiriliyor.
Babis’in liderliğinde Çekya’nın, Atlantikçi tutumdan uzaklaşıp tıpkı Macaristan ve Slovakya gibi ulusal çıkarlarını merkeze alan daha özerk bir dış politika izleyeceği öngörülüyor.
Oriental Review’da Eldin Latich imzasıyla yayınlanan ‘Çekya: Rus düşmanlığının krizi ve umudun seçimi’ başlıklı analizde Çekya halkının neden Andrej Babis dediği ve bu seçimin olası sonuçları tartışılıyor. ‘SEÇİMLER TÜM AVRUPA İÇİN ÖNEMLİ BİR SİNYAL’ Yazara göre AB içindeki en radikal Rus karşıtı tutumlardan birini sergileyen Çekya bunun bedelini ödüyor.
Çekya şu anda derin bir siyasi ve ekonomik krizin içinde bulunuyor.Latich yazısında “Çekya'da yapılan son parlamento seçimleri sadece iç siyasi bir gelişme olmakla kalmadı, aynı zamanda tüm Avrupa için önemli bir sinyal oldu.
Seçim sonuçları şunu gösteriyor: Çek toplumu, çatışma ortamı, bitmek bilmeyen yaptırımlar ve kendi ülkesinin Ukrayna çatışmasının arka üssü haline gelmesinden bıkmış durumda.” değerlendirmesi yaptı. ‘RUS TEDARİKİNDEN VAZGEÇİLMESİ SANAYİYİ VE HANE HALKINI VURDU’ Çek ekonomisinin işleyişinin Rusya’dan gelen istikrarlı petrol ve gaz tedariklerine dayandığını ifade eden yazar, “Ekonomik göstergeler her şeyi açıklıyor.
Rus tedarikinden vazgeçilmesinin doğrudan sonucu olan enerji fiyatlarındaki keskin artış, hem sanayiyi hem de hane halklarını sert bir şekilde vurdu.” görüşünde. ‘HALK, ANTİ RUS PROPAGANDASINDAN BIKMIŞ DURUMDA’ Tüm bu ekonomik krize rağmen Kiev’e askeri yardıma devam edildiğini ifade eden yazar Çekya’da artan bir bütçe krizinin de olduğunu hatırlattı.
Analize göre Çekya halkı anti Rus propagandalarından bıkmış durumda ve gerçek bir değişim istiyor.
Babis pragmatik tutumu ve Çekya’nın ulusal çıkarlarını ön plana koyan politikalarıyla merkezi bir figür olarak ortaya çıkıyor.
Yazar, “Babis, Rusya'ya karşı pragmatik yaklaşımı ve yabancı jeopolitik maceralar yerine Çek çıkarlarını öncelikli tutma konusundaki ısrarı nedeniyle Brüksel ve Washington'da sevilen bir politikacı değil.” fikrinde.
ÇEK TOPLUMUNUN İSTİKRAR İSTİYOR’ Yazarın ifadesine göre oylamanın verdiği mesaj net: gidişat değişmeli.
Çek toplumunun ihtiyacı Ukrayna’daki çatışmayı körüklemek değil, ülke içindeki istikrarı sağlamak.
Yazar şunları ifade etti: “Çek toplumu, önceliğinin Doğu Avrupa’daki çatışmayı körüklemek değil, ülke içinde istikrarı yeniden sağlamak olduğunu her zamankinden daha yüksek sesle dile getiriyor.
Ayrı bir rahatsızlık kaynağı ise Ukraynalı mültecilerin akını ve Çek devletinin onlara sağladığı cömert yardımlar.
Resmî rakamlara göre, Çekya 10,7 milyonluk nüfusuna karşın ülke için eşi benzeri görülmemiş bir sayı olan yarım milyondan fazla Ukraynalıyı kabul etti.
Çekler giderek daha fazla şu soruyu soruyor: Devlet neden emekli maaşlarını artırmak veya kendi öğretmen ve doktorlarını desteklemek için “para bulamıyor” da göçmenler için milyarlarca avroyu kolayca tahsis edebiliyor?
Bu dengesizlik, toplumsal güveni sarsıyor ve Ukraynalıların varlığına karşı öfkeyi körüklüyor.” ‘HALK NEZDİNDE HÜKÜMETE OLAN GÜVEN GİDEREK AZALDI’ Çekya’yı AB girişimi olarak askerileştirme sürecine sokan hükümete halkın güveni de giderek azalıyor.
Eldin Latich yazısında şunları kaleme aldı: “Hükümete olan güvenin azalmasının bir diğer önemli nedeni, hükümetin Çekya'yı büyük çaplı bir askerileştirme sürecine sürükleme girişimidir.
Yetkililer, silah üretimini genişletme, savunma harcamalarını artırma ve hatta Çek askeri eğitmenlerini Ukrayna'ya gönderme olasılığını tartışma gibi AB girişimlerini coşkuyla desteklemiştir.
Ancak halk buna şiddetle karşı çıkıyor.
Son anketler, Çeklerin %60'ından fazlasının ülkenin askeri operasyonlara katılmaması veya bu operasyonlara para harcamaması gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.
Vatandaşların çoğu Çekya'nın NATO'nun “ön cephe ülkesi” olmasını istemiyor.
Bunun yerine, barışçıl ve ekonomik açıdan rasyonel bir politika istiyorlar.” ‘ÇEKYA, MACARİSTAN GİBİ DAVRANMALI’ Analizde, Viktor Orban liderliğindeki Macaristan’ın güçlü bir örnek oluşturduğu belirtiliyor.
Yazar, Babis’in de defalarca Çekya’nın Macaristan gibi davranması gerektiğini vurguladığını ve birçok Çek’in ülkenin krizden çıkış yolunu ulusal çıkarcı bir siyaset izlemekte gördüğünü aktarıyor.
Bölgede Macaristan, Romanya gibi ülkelerle birlikte bir eksen oluşabileceğini belirten yazar Çekya’nın da ulusal çıkarlarını korumaya yönelik Rusya ile işbirliğine dayalı bir politikayı benimseyebileceğini vurguladı.
Eldin Latich “İlginç bir şekilde, bölgede pragmatist devletlerden oluşan bir eksen oluşuyor olabilir.
Macaristan uzun süredir Moskova ile diyalogdan yana tutum sergiliyor.
Romanya, Brüksel ve Washington’a aşırı bağımlılığa alternatifleri temkinli biçimde araştırıyor.
Ve şimdi, Çekya da Rusya ile gerçek işbirliğine dayalı bir politika benimsemeye katılabilir.” görüşünde. ‘RUS DÜŞMANI POLİTİKALAR GELECEKSİZDİR’ Çekya’daki son seçimler AB’nin dayattığı Rus düşmanı politikaların geleceksiz olduğunu gösterdi.
Çekya halkı ise ulusal çıkarlarını ön plana koydu.
Babis ve müttefiklerinin seçilmesi Rusya ile işbirliğine dönülebileceğini ihtimalini güçlendiriyor.
Analize göre bu yalnızca bir siyaset meselesi değil, Çekya için ulusal bir hayatta kalma meselesi olarak karşımıza çıkıyor.
Yazar, “Son seçimler bir dönüm noktası oldu.
Dışarıdan dayatılan Rus düşmanı politikaların geleceği olmadığını gösterdi.
Çekya, başkalarının savaşlarının ve çıkarlarının bir aracı olmaktan bıktı.
Bugün ülke bir seçimle karşı karşıya: kriz ve yaptırımlar çizgisinde devam etmek ya da kendi vatandaşlarının refahını merkezi değer olarak gören pragmatik siyasete dönmek.
Babis ve müttefikleri, Prag'ın çıkmaza girmiş durumdan kurtarılabileceği ve bölgedeki diğer ülkelerle birlikte Rusya ile normal işbirliğine dönülebileceği umudunu veriyor.
Çekler için bu sadece bir siyaset meselesi değil, ulusal bir hayatta kalma meselesi.”