Haber Detayı
Dişiniz kırıldı diye üzülmeyin! Ne implant ne porselen, bilim doğal dişi geri getirecek! 2 farklı kök hücre ile...
Tokyo Bilim Enstitüsü’ndeki araştırmacılar diş kökleriyle çene kemiğini oluşturan iki ayrı kök hücre hattını tanımlayarak diş gelişiminin en gizemli aşamasına ışık tuttu. Bu keşif bir gün kaybedilen dişlerin tamamen yeniden çıkmasını mümkün kılabilecek devrim niteliğinde bir adım olarak görülüyor.
Bugüne kadar diş kaybı yaşayan milyonlarca insan, implant veya protez gibi yapay çözümlerle yaşamına devam etti.
Ancak bu yöntemler, doğal dişin biyolojik yapısını ve sinir bağlantılarını tam olarak taklit edemiyor.
Bilim dünyası bu nedenle yıllardır 'doğal dişin yeniden büyümesi' fikrinin peşinde.
Scitechdaily sitesinde yer alan habere göre, yeni araştırma diş kökü ile onu çeneye sabitleyen alveolar kemiğin nasıl birlikte geliştiğini moleküler düzeyde anlamaya odaklandı.
Ortaya çıkan sonuçlar diş oluşumundaki karmaşık hücresel etkileşimleri çözerek gelecekteki biyolojik tedavilere yol gösterebilir.
Kök Hücrelerin İzinde Uluslararası İş Birliği Tokyo Bilim Enstitüsü'nden Doç.
Dr.
Mizuki Nagata ile Teksas Sağlık Bilimleri Merkezi'nden Dr.
Wanida Ono'nun yürüttüğü çalışma, Michigan Üniversitesi'nden bilim insanlarının desteğiyle gerçekleştirildi.
Genetik olarak değiştirilmiş fareler üzerinde yapılan deneylerde araştırmacılar kök hücrelerin diş gelişimi sırasında hangi sinyallerle farklılaştığını izledi.
Bulgular, Nature Communications dergisinin 2025 Temmuz sayısında iki ayrı makale olarak yayımlandı.
İki Farklı Hücre Hattı: Diş ve Kemiğin Ayrı Kökenleri Bilim insanları daha önce tanımlanmamış bir mezenkimal kök hücre grubunun iki farklı hatta ayrıldığını ortaya koydu.
İlk grup, diş kökünün ucundaki apikal papilla adlı yumuşak dokuda bulundu.
Bu hücreler, kemik iliğinde de rol oynayan CXCL12 proteinini üretiyor. 'Wnt' adı verilen bir sinyal sistemiyle aktive olduklarında dentin (dişin ana maddesi), sement (dişi sabitleyen tabaka) ve kemik dokusunu oluşturan hücrelere dönüşebiliyor.
İkinci grup ise gelişmekte olan dişi çevreleyen dental folikül içinde yer alıyor.
Bu hücreler PTHrP proteini taşıyor ve belirli koşullar altında diş bağ dokusunu, sementi ve alveolar kemiği oluşturabiliyor.
Ancak bu dönüşüm yalnızca Hedgehog–Foxf sinyal yolunun baskılandığı durumlarda gerçekleşiyor.
Dr.
Nagata, bu mekanizmayı 'diş dokularına özgü bir aç-kapa sistemi' olarak tanımlıyor ve bunun kemik oluşumunu son derece hassas bir şekilde yönettiğini belirtiyor.
Geleceğin Diş Tedavileri İçin Bilimsel Zemin Araştırma, diş kökü ve çevresindeki kemiğin doğal olarak nasıl biçimlendiğini bugüne kadar görülmemiş bir detayla ortaya koydu.
Bu bilgiler diş ve kemik dokularının yeniden üretilebileceği kök hücre tabanlı tedaviler için sağlam bir temel sunuyor.
Dr.
Nagata, çalışmanın önemini şu sözlerle özetledi: Yeni Bir Dönemin Eşiğinde Bilim dünyası, bu keşfin diş hekimliğinde bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyor.
Eğer bu mekanizmalar insanlar üzerinde güvenli bir şekilde taklit edilebilirse, gelecekte kaybedilen dişlerin yerine yapay implantlar değil, tamamen doğal yeni dişler gelebilir.