Haber Detayı

TABLODAKİ SIR: Osmanlı'nın ilk kadın ressamının gizemli imzası
Türkiye cnnturk.com
06/10/2025 08:23 (2 ay önce)

TABLODAKİ SIR: Osmanlı'nın ilk kadın ressamının gizemli imzası

İzmirde bir evin duvarında yarım asırdır asılı duran Boğaziçi tablosu, Osmanlının ilk kadın ressam kuşağından Muide Esada ait çıktı. Sadullah Paşanın torunu, ilk Milli Kongrenin kurucusu Esad Işık Paşanın kızı Esad, 1914te kızlar için açılan Güzel Sanatlar Akademisinin 2 numaralı öğrencisiydi...

1972 yılında, İstanbuldan İzmire kesin dönüş yapan diş hekimi Efe Erginer ve ailesinin hayatına beklenmedik bir resim girdi.

Şair İdris Puranın veda yemeğinde hediye ettiği iki tablodan biri, tuval üzerine yağlıboya bir peyzajdı.

Diğeri ise kâğıt üzerine o dönemlerde örneği pek olmayan guaj boya tekniğiyle yapılmış bir İstanbul manzarasıydı.İlk bakışta sıradan bir suluboya gibi duran bu resim, eve gelen misafirlerin de yıllarca ilgisini çekti.

Bir gün Erginer resmi yakından incelendi.

Efe Erginer KANDİLLİ TEPELERİ YELKENLİLER...Kandilli tepeleri, feraceli kadın figürü, yelkenliler, martılar, koylar ve renklerin canlılığı dikkatini çekti.

Erginer, sol alttaki küçük harflere büyüteçle baktığında Muide Esad imzasını gördü.

O andan sonra evdeki tablonun ressamının izini sürmeye başladı.

Efe Erginer, ressamın ismini önce İzmirde tanıdığı sanat tarihçilerine ve Devlet Resim ve Heykel Müzesi yetkililerine sordu.

Ancak kimse bu imzayı bilmiyordu.

Yalnızca resmin usta işi olduğu söyleniyor, ressamın kimliği meçhul kalıyordu.

Arayış İstanbulda devam etti.ADALARA GÖTÜRÜP RUMLARA SORDUMNişantaşı ve Teşvikiyedeki galerilerin yanı sıra Maçka Mezatın, antika uzmanı Rafi Portakal gibi isimlerin de kapısını çaldı.

Herkes resmi övdü ama kimse Muide Esad adını duymamıştı.

Erginer, Muide Esad ile ilgili ulaştığı bilgileri şöyle anlattı: Bazı sanat tarihçileri, resmin sarayda yaşayan kadınlarından biri tarafından yapılmış olabileceğini söyledi.

Çünkü o dönemde haremin yetenekli kadınlarına özel resim dersleri veriliyordu.

İçime en sinen yanıt bu olmuştu.

Bir de resmin İstanbulun hangi semtine ait olduğu da merak konusuydu.

Boğaz mıydı, Adalar mıydı?

Cevabı bulmak için tabloyu Adalara götürdüm.

Aya Yorgide rastladığım yaşlı Rum kadınlar resmi uzun uzun inceledi.

İçlerinden biri buranın Paşabahçeden Kandilliye, uzakta da Bebek sahillerine baktığını söyledi.

Gül Cemal Vapurunu, sahillerin kıvrımlarını, Boğazın ışığını tanıdı.

O anda tablo bir resim olmaktan çıktı aslında.

İstanbulun o günlerini yansıtan bir belgeye dönüştü.HIFZI TOPUZ TEYİT ETTİYıllar geçti.

Bir gün İzmirdeki bir kitapçıda gazeteci Hıfzı Topuzun imza günü vardı.

Orada kendisinin Çamlıcanın Üç Gülü kitabını aldım.

Bir ay sonra kitabı okurken kitabın içinde ilk Milli Kongre Cemiyetinin kurucusu Göz Doktoru Prof.

Dr.

Esad Işık Paşanın kızı Muide ile ilgili bir bilgi geçiyordu.

Bu benim aradığım kişi olabilirdi.

Hemen yayınevi üzerinden Hıfzı Topuza ulaşmaya çalıştım.

Ve resimden söz ettim.

Bir süre sonra Hıfzı Bey ile görüştük ve tabloyu gördüğü anda tanıdı.

Evet, bu tabloyu yapan Muide Esaddır.

Prof.

Dr.

Esad Paşanın kızıdır.

Bizim de akrabamızdır.

Çocukluğumda onu birkaç kez görmüştüm dedi.

Ardından resmin arkasına kendi el yazısıyla not düştü: Bu resmi yapan Muide Esad Hanım, Prof.

Dr.

Esad Işık Paşanın kızıdır.

Böylece yıllardır süren belirsizlik son buldu.

Artık imzanın sahibi, Osmanlının son döneminde sanat sahnesine adım atan ama adı unutulan bir kadın ressam olarak doğrulanmıştı.AKADEMİNİN İKİ NUMARALI ÖĞRENCİSİEfe Erginer, Muide Esadın izini sürerken ilk kadın ressamların sınıfına da ulaşmış: Muide Esad, İnas Sanayi-i Nefise Mektebinin yani bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin temelini oluşturan kadınlara özel Güzel Sanatlar Akademisinin 2 numaralı öğrencisi olarak tarihe adını yazdırmış.

Akademinin bir numaralı öğrencisi Müzdat Sait Arelin yanı sıra Belkıs Mustafa, Nazire Hanım, Fahrünnisa Zeyd ve ileride Türkiyenin başbakanı olacak Bülent Ecevitin annesi Nazlı Ecevit de vardı. 33 öğrenciden oluşan bu sınıf, Türk sanat tarihinde kadınların ilk defa resmi anlamda akademiye adım attığı kuşak olarak biliniyor.Muide Esadın Güzel Sanatlar Akademisindeki sınıfı...

DUVARDAKİ RESİM ROMANINI YAZDIMMuide Esadın önemi Galatasaray Sergilerinde de biliniyor.

Muide Hanım iki kez bu sergilere katılmış.

Türkiyede eserleri çok az görülüyor. 1976da Taksim Sanat Galerisinde bir karma sergide ismine rastlanıyor. 2023te ise Vehbi Koç Vakfının Meşher Galerisinde küçük ebatlı bir tablosu sergilendi.

Ama genel olarak Muide Esad çok önemli biri olmasına rağmen sanat literatüründe yok sayılan yitik ressamlardan biri olmuş ne yazık ki.

Ben de tüm bunlardan yola çıkıp hikâyesini kendi tablosundaki ağaç ile birleştirerek Duvardaki Resim romanını kaleme aldım.SADULLAH PAŞANIN TORUNUMuide Esadın annesinin babası Tanzimat Döneminin önemli devlet adamlarından ve Boğazda hâlâ varlığını sürdüren yalısıyla bilinen Sadullah Paşa.

Babası ise ilk Milli Kongreyi düzenleyen göz doktoru Esad Paşa.

Babasının ikinci eşinden olan kardeşi ise ileride Dışişleri Bakanı olacak Hasan Esat Işık.

Muide Esad, babasının asistanı olan Mısırlı bir doktorla evlenip Kahireye yerleşmiş.

Soyadı Amin olmuş, iki çocuğu dünyaya gelmiş.

Onlar Mısırdan Avusturalyaya göç etmişler.KAYNAK: HÜRRYET/ Zülal ATAGÜN

İlgili Sitenin Haberleri