Haber Detayı
Yanıt bellli oldu: Hamas'ın planı ne?
Hamas, cuma gününün son saatlerinde yaptığı açıklama ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planını kısmen kabul ettiğini duyurdu. Cumartesi günü ise öğleden önce İsrailin Gazze kentindeki saldırılarını askıya aldığı açıklandı. Peki Hamas'ın planı ne? İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Doç. Dr. Serhan Afacan, AA'ya yanıtladı.
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Doç.
Dr.
Serhan Afacan, Hamas'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze ateşkes planına verdiği yanıtı ve bu yanıtın arka planındaki dinamikleri AA Analiz için kaleme aldı.Hamas, 3 Ekim 2025 Cuma gününün son saatlerinde ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planını kabul ettiğini açıkladı.
Hamas tarafından yapılan açıklamada Gazze Şeridi'ndeki soykırımın sona erdirilmesi, esir takasının yapılması, yardımların derhal ulaştırılması, bölgenin işgalinin ve Filistin halkının buradan göç ettirilmesinin reddedilmesi çağrılarının takdirle karşılandığı belirtildi.
Ayrıca, yapılan açıklamada Gazze'nin yönetiminin Filistin ulusal mutabakatına dayalı, Arap ve İslam desteğine sahip Filistinli bağımsızlardan (teknokratlardan) oluşan bir kurula devredilmesine onay verildiği de yer aldı.
İLGİLİ HABER DÜNYA 6 soru 6 cevap!
Gazze'de barış umudu: Adım adım takip ediliyor Trump, Hamasın Gazze Şeridindeki kararlı halkımıza karşı yürütülen saldırganlık ve soykırımın sona erdirilmesi arzusuyla diye başlayan açıklamasını olduğu gibi sosyal medya hesabında paylaşırken ABD Başkan Yardımcısı James David Vance aynı mesajı Başkanımız ve tüm ekibimizle gurur duyuyoruz.
Barış için dua edin! notuyla paylaştı.Trump yönetimi bir anlamda derin bir nefes almış gibi duruyor.
Zira, Trump'ın temel amaçlarından biri Haması o ya da bu şekilde ikna etmekse diğer amacının da İsraili durdurmak olduğu açıktı.
Bu nedenle Trump yaptığı açıklamada, Hamasın olumlu yanıtını hatırlatarak İsrail, rehineleri güvenli ve hızlı bir şekilde kurtarabilmemiz için Gazzeye yönelik bombalamayı derhal durdurmalı ifadelerini kullandı.
Bununla da yetinmeyen Trump, bir dakikalık videolu mesaj paylaşarak süreçte rol oynayan devletlere teşekkür etti ve Herkes adil muamele görecek dedi.Nitekim, 4 Ekim Cumartesi günü öğleden önce İsrailin Gazze kentindeki saldırılarını askıya aldığı açıklandı.
Ancak İsrail cenahının gelişmelerden pek de memnun olmadığı ve hatta ülkedeki bazı çevrelerin Trumpı hedef aldığı görülüyor.Anlaşılan İsrailliler, Hamasın Trump'ın ateşkes planına ve esir takasına yanaşmayacağı ve bu tutumun Gazze Şeridini bütünüyle işgal etme konusunda kendilerine meşruiyet sağlayacağı varsayımıyla hareket ediyorlardı.
Zaten Netanyahu yönetimindeki İsrailin 9 Eylülde Hamasın Dohadaki siyasi bürosuna yaptığı saldırının temel amacı da Hamasın diplomatik hareket alanını daraltmaktı.
Zira İsrail, Hamasın siyasi kanadının da en az askeri kanadı kadar güçlü olduğunu biliyor.
Trump ise deklare ettiği amaçları gerçekleştirmek için bütün aktörleri doğrudan ya da dolaylı sürece dahil etmeye çalışıyor.Hamas 12 Mayısta ABD-İsrail çifte vatandaşı Edan Alexanderı serbest bıraktığında Trump bunu bu acımasız savaşa son verme ve tüm yaşayan rehineleri ve naaşları sevdiklerine iade etme çabalarına karşı iyi niyetle atılmış bir adım olarak nitelemişti.
Bir bütün olarak bakıldığında Hamasın diplomasiye kapı aralayan bu hamlesini daha iyi anlamak için arkasındaki nedenlere göz atmak gerekiyor.Hamas neden müzakereye evet dedi?Öncelikle Hamas, bu planı koşulsuz reddetmesi durumunda Gazzedeki ateşkes fırsatının belki aylarca dönmemek üzere kaçırılacağını biliyordu.
Bölgede katliamın ve kıtlığın tahammül sınırlarını çoktan aştığı dikkate alınırsa ateşkes fırsatını elinin tersiyle itmek Hamas için olumsuz sonuçlar doğurabilirdi.İkinci olarak Hamasın Trump yönetimindeki ABD ile doğrudan ya da dolaylı bir müzakere kapısını kapatması taktiksel olarak makul bir hamle olmazdı.
Genel anlamda ABDnin Filistin ve Gazze politikasının açık şekilde İsrail yanlısı olduğu bilinse de Trump selefi Joe Bidena nispetle görece daha şeffaf bir süreç yürütmekten yana görünüyor.
Trumpın daha öncelikli gördüğü bazı dosyalara eğilmek için Gazzedeki çatışmayı süratle durdurmak istediği de biliniyor.
Böylesi müzakereye açık bir ortamda Hamasın tüm inisiyatifi İsraile terk ederek sürecin tamamen dışında kalmasının Gazzeye olumlu yansımayacağı aşikardı.Hamasın (şartlı) olumlu yanıtının arkasındaki üçüncü nedense bölge ülkelerinin açık şekilde müzakereden yana bir tutum takınması oldu.
Nitekim Türkiye, Mısır, Katar ve Ürdün gibi bölge ülkeleri Hamasın görüşmelere zemin hazırlayacağını ve akan kanı durduracağını söyledikleri yanıtını olumlu bir adım olarak tanımladılar.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 4 Eylülde yaptığı açıklamada Hamasın barış planına verdiği cevabı memnuniyetle karşıladıklarını ve Hamasın daha önce defalarca yaptığı gibi barışa hazır olduğunu gösterdiğini söyledi.
Ayrıca Erdoğan, Böylece bölgemizde kalıcı barış için bir fırsat penceresi aralandı ifadelerini kullandı.Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus bulunuyor.
Trump 29 Eylül 2025'te ateşkes planını açıkladığında bölge ülkelerinin hiçbiri planın ayrıntısına girmemiş ve ilkesel pozisyonlarını paylaşmakla yetinmişti.
Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından Katar, Türkiye, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan ve Mısırın ortak bildiri olarak yayımladığı metinde tüm tarafların güvenliğini garanti altına alan bir güvenlik mekanizması inşa etme ve uluslararası hukuka uygun şekilde Gazzenin Batı Şeria ile bütünleşerek bir Filistin devleti oluşturulması anlamına gelen iki devletli çözüm temelinde adil bir barış vurgusu dile getirilmişti.Dolayısıyla, bu devletlerin Hamasa plandaki müzakereye açık yönleri işaret ederek diplomasiye yönelmesi telkininde bulunduğu anlaşılıyor.
Zaten açıklamalarına bakıldığında Hamasın plandaki olumsuz boyutların farkında olduğu ancak olumlu boyutları da ıskalamadığı anlaşılıyor.
Peki, Hamas buradan nereye varmak istiyor?Hamas'ın hesabı ne?Esasen Trumpın planı Hamas açısından bütünüyle olumsuz bir tablo içermiyor.
Nitekim, Hamasın esir takasını bir pazarlık aracı olarak gördüğü ve bu esirleri kalıcı ateşkes için gerekli koşulların oluşması durumunda salıvermek üzere tuttuğu bir sır değil.
Başından itibaren Hamas açısından bunun gerek koşulu, İsrail saldırılarının tekrar başlamamak üzere sona ermesiydi.Gazzeyi yönetmek üzere kurulacak teknokrat hükümet için de aynı şey geçerli.
Hamas Şubat 2025te ve takip eden aylarda belirli koşullar çerçevesinde Gazzenin yönetimini bu tarz bir hükümete devredebileceğini belirtmişti.
Zaten 3 Ekimde Trumpın planına verdiği yanıtta da hareketin bu husustaki tutarlı tavrına işaret edildi.Diğer yandan Hamasın yanıtında altı çizilmesi gereken satırlarından biri şudur: Bu bağlamda hareket, söz konusu anlaşmanın ayrıntılarını görüşmek üzere arabulucular vasıtasıyla derhal müzakerelere başlamaya hazır olduğunu vurgulamaktadır.Hamasa göre bu görüşmeler, Filistinin ulusal duruşuna ve ilgili uluslararası yasa ve kararlara dayanmalıdır.
Diğer bir ifadeyle konular kapsamlı bir Filistin ulusal çerçevesi içinde ele alınacak ve Hamas tüm sorumluluğuyla sürece katkıda bulunacaktır.
Yani aslında bu noktadan itibaren Hamasın farklı bir formatta da olsa Filistin davası konusunda daha etkili olacağı bir zemin oluşabilir.
Bu, süreç içinde gerek Hamasın gerekse de Ramallah yönetiminin atacağı adımlara bağlı olacaktır.Şu an için kritik önemde olsan husus Gazze'de ateşkes ivedilikle sağlandıktan sonra planda öngörülen diğer aşamaların pürüzsüz ilerleyemeyeceği dikkate alınarak İsrailin yeniden saldırılarına başlamasını engellemektir.
Bu ancak bölge devletlerinin kendi aralarında ve ABD ile temaslarıyla mümkün olabilir.
Hamas müzakereden yana olduğunu göstererek bu temasları mümkün hale getirdi.Kaldı ki Hamasın 7 Ekim ve sonrasındaki temel amacı Gazzeyi ve genel anlamda Filistin davasını yeniden bölgeselleştirmekti.
Bunun yalnızca askeri yöntemlerle gerçekleştirilemeyeceğini bilen Hamas, Trumpın planını peşinen kabul etmeden müzakereye hazır olduğu mesajını vererek önemli bir diplomatik manevra yapmış oldu.
Bu noktada, Hamasın plana yeşil ışık yakmasının arkasındaki temel nedenin de bu olduğu anlaşılıyor.