Haber Detayı
Yeni dünyanın kodları
Yeni dünyanın kodları
Günümüzün en çok konuşulan konusu, yeni dünya düzeni.
Geleceğin nasıl şekilleneceği, hegemonyanın el değiştirip değiştirmeyeceği, Avrasya-Atlantik çekişmesi, çok kutupluluğun inşası, ulus devletin yükselişi, finans-kapitalin çöküşü...
Tüm bu tartışmalar gösteriyor ki; artık dünya eski kalıplarına sığmıyor.
Sanki bir doğa kanunuymuş gibi, her 100 yılda bir tüm uluslararası sistemi değiştirecek ülkeler ortaya çıkıyor. 17. yüzyılda Kardinal Richelieu'nun merkezi devleti, 18. yüzyılda Büyük Britanya'nın güç dengesi, 19. yüzyılda Metternich'in Avrupa Anlaşması, Bismarck'ın Kan ve Demir'i ile 20. yüzyılda ABD emperyalizmi...
Fakat Vestfalya Barışı 150 yıl sürerken, Viyana Konferansı 100 yıl, Soğuk Savaş'la kurulan düzen ise yalnızca 40 yıl yaşadı.
Yani kurulan uluslararası sistemlerin de ömrü giderek azalıyor.
Öyleyse yeni dünyayı geçmişin kırık tuğlalarıyla değil, büyük bir düşünsel devrimle yaratmalı.
Aslında ŞİÖ’nün son liderler doruğunda da odak noktası burasıydı.
Yeni dünyanın üzerinde yükseleceği değerler şöyle sıralandı: Daha adil, eşitlikçi, paylaşımcı, güvene ve eşit temsile dayanan, egemenliklere ve medeniyetlerin farklılıklarına saygılı, barışçıl bir işbirliği ile ortak kalkınmayı hedefleyen çok kutuplu bir dünya düzeni.
Sizce de bu hedeflerin hepsi; Türk Milleti’nin özlemleriyle birleşmiyor mu?
Ancak yeni dünya kurulurken Türkiye’ye de sorumluluklar düşüyor.
Sonuçta “Bizans kubbesi, İran çinisi, Arap mukarnası ve Avrupa vitrayı; Türk camisinde birleşiyor.” Şimdi bu büyük birikimi, Asya ile harmanlama zamanı.