Haber Detayı

‘Ferhan Şensoy gibi babaydı: Çok muzır, çok muzip, çok yaramaz...’
Kelebek hurriyet.com.tr
28/09/2025 07:00 (3 ay önce)

‘Ferhan Şensoy gibi babaydı: Çok muzır, çok muzip, çok yaramaz...’

Ferhan Şensoy’un hayatını anlatan ‘Ferhangi Bir Yaşam’ belgeselinde Şensoy’un eserlerinin ve hayatındaki önemli isimlerin yanı sıra şimdiye dek görmediğimiz arşiv görüntüleri de var. Yönetmenliğini Selçuk Metin’in üstlendiği belgeseli ve 2021’de kaybettiğimiz usta tiyatrocuyu konuşmak için kızları Derya ve Müjgân Ferhan Şensoy’la bir araya geldik.

Onu kitaplarından, yazdığı ve sahnelediği oyunlardan, filmlerinden ve en çok kendine özgü diliyle kurduğu, kimseye benzemeyen mizahından tanıyoruz.

Şimdi 31 Ağustos 2021’de kaybettiğimiz Ferhan Şensoy’un hayatı Selçuk Metin’in yönettiği ‘Ferhangi Bir Yaşam’ belgeseliyle karşımızda.

Sanatçının bilinenler kadar bilinmeyen yönlerini, eserlerini ve hayatındaki önemli isimleri daha önce hiç paylaşılmamış arşiv görüntüleriyle bir araya getiren belgesel, 5 Eylül’de prömiyerini yaptı.

Belgesel vesilesiyle, ‘evdeki’ Ferhan Şensoy’u konuşmak için sanatçının kızları Derya ve Müjgân Ferhan Şensoy’la Ses-1885 Ortaoyuncular Tiyatrosu’nda buluştuk.- Belgesel fikri nasıl ortaya çıktı?

Derya Şensoy: Babam hayattayken yönetmenimiz Selçuk Metin babamı arıyor. “Böyle bir belgesel yapmak istiyoruz” diyor, anlaşıyorlar.

Buluşacakları gün, babam “Çok iyi hissetmiyorum Selçuk, başka bir gün yaparız” diyor.

Onlar buluşamadan babam vefat ediyor.

Vefatından kısa bir süre sonra Selçuk Metin bana ulaştı.

O dönem belgesel yapabilecek bir durumda olmadığımız için prensipte sözleştik. - Sürece ne kadar dahil oldunuz?

Ferhan Şensoy: En başından beri toplantılara dahildik.

Daha önce kimseyi almadığımız bazı arşiv odalarına yönetmenimizi aldık.

Belgeselde olacak isimlerle ilgili de tekliflerimiz oldu.- Belgeseli ilk izlediğinizde neler hissettiniz?Ferhan Şensoy: Çok ağladım.

Hem çok ağladım hem çok mutlu oldum ortaya çıkan işi görünce...

O hayatın hakkını veren bir belgesel olduğunu düşünüyorum.Derya Şensoy: Biraz da bir iş olarak değerlendirmemiz gerekiyordu.

Ama bunu daha sonra yapabildik.

Sindirmek için kendimize zaman verdik, ağladık, öyle değerlendirdik.- En çok kime ağladınız?

Ferhan Şensoy: Ben en çok anneme ağladım.

Sürpriz oldu.Derya Şensoy: Annem bana da biraz sürpriz oldu.- Belgeselde Ferhan Şensoy en çok hangi yönüyle öne çıkmış sizce?Derya Şensoy: Sanatçı kişiliği, cesareti, direnişi ve hiç pes etmemesi bence bütün taktığı şapkaların altında en çok öne çıkan duygular. - Babanızın bu belgeseli izleme şansı olsaydı sizce ne düşünürdü?

Derya Şensoy: Hayatta olsaydı belgeselin hikâyesi ve kurgusu bambaşka olurdu.

Çünkü o kendi hikâyesini mutlaka kendi dilinden anlatmak isterdi.

Yine de şu anki kurguyu beğeneceğine inanıyorum çünkü belgeselde onun mizahına selam çakan bir üslup var.- Bugün bu röportajı da yaptığımız, babanız için çok özel bir yer olan Ses Tiyatrosu’nda işler nasıl gidiyor?

Babanızdan sonra idari işleri siz üstlendiniz diye biliyorum...

Derya Şensoy: Ortaoyuncular çok büyük bir aile.

Çocukluğumuzdan tanıdığımız abilerimiz, ablalarımız hâlâ burada sahneye çıkıyor.

Sanatsal anlamda Ortaoyuncular ailesi olarak hareket ediyoruz.

Ama sanatçı olarak hiç kimsenin ilgisini çekmeyen işleri tiyatroda daha çok ben yürütüyorum denilebilir.Ferhan Şensoy: İnsan buranın içinde büyüyüp bu insanlarla beraber bir hayat geçirince çok da uzaklaşamıyor.

Biz ‘zorunlu olarak bunu yapıyoruz’ gibi bir yerde değiliz.- Derya Hanım yaptığınız bir sosyal medya paylaşımında “Hayatı senin gibi yaşıyorum” ifadesini kullanıyorsunuz. ‘Hayatı Ferhan Şensoy gibi yaşamak’ ne demek?

Derya Şensoy: Burada biraz tiyatronun idaresi ve yaşatılması gibi süreçlerden bahsediyorum.

Karar alırken kendime hep şunu sordum: ‘Babam olsa ne yapardı’, hayır denmesi gerekiyorsa, onun nasıl davranacağını düşünürüm.

Babam bu konularda hep çok netti.

Onun netliğinde bir yere gelmeye çalışmak üzerinden söylemiştim bu sözü de.

Babamı kaybettikten sonraki kaotik süreçte içimdeki Ferhan Şensoy genlerini çok hızlı yeşerttim.Ferhan Şensoy: Babamın bazı konularda neden çok katı durduğunu ya da neden “Hayır” dediğini daha iyi anlamaya başladık. “Seni anlıyoruz baba” dediğimiz çok oluyor.- Biriniz annenizin, diğeriniz babanızın ismini taşıyorsunuz.

Küçükken bu bir kavga sebebi miydi?

Birbirinizin ismini kıskandığınız olur muydu?

Derya Şensoy: Hiç düşünmedim.

Kimse de sormadı daha önce.Ferhan Şensoy: Benim de hiç aklıma bile gelmedi.

Sadece bazen yalnızca isimlerden dolayı beni babama, Derya’yı anneme çok benzetiyorlar ama bence tam tersi.  ‘ANNEMLE BABAM BAYAĞI YETKİLİ BİRİLERİ HERHALDE’ - Ferhan Şensoy nasıl bir babaydı?

Ferhan Şensoy: Ferhan Şensoy gibi bir babaydı.

Çok muzır, çok muzip, çok yaramaz… Bizim ailemizde onun yazar kişiliği de çok büyük bir yer kaplıyordu.

Çok güler, oynar, eğlenirdik ama evin içinde ona hasret kaldığımız anlar da çok olurdu.- Babanız üzerinde ailesinin nasıl bir etkisi vardı?Ferhan Şensoy: Dedemiz Çarşamba’da belediye başkanlığı yapmış, sert mizacıyla bilinen, duygularını çok göstermeyen bir Karadenizliydi.

Babamın tiyatro yolculuğunda da en başta karşısına çıkan bir engel oldu.

Bence bu onun mücadeleci ruhunu tetikledi.Derya Şensoy: Evde bir yandan da çok canlı bir ortam vardı; geniş sofralar kurulurdu, sürekli misafir ağırlanırdı.

Dedem bir sinema satın alıp Ferhan Sineması’nı açmıştı.

Babam küçük yaşta gizlice oraya gidermiş.

Aynı zamanda iyi bir okuyucuydu, geniş bir kütüphanesi vardı.

İlk başta karşı çıkmış ama babamın sanatsal yönünü besleyen de o olmuş. - Küçükken insanların anne ya da babanıza olan ilgisi size garip geliyor muydu?

Derya Şensoy: Biz anne-babamızın ünlü olmasını çok geç fark ettik.

Büyüyünce bizle de fotoğraf çektirilecek gibi düşünüyordum.

İnsanlar büyür, büyüyen insanlarla da fotoğraf çektirilir gibi bir yerdeydim.Ferhan Şensoy: Alışveriş merkezinde, sokakta, yolda insanlar gelip yanaklarımızı falan sıkıştırıyordu.

Okulda da biraz fark etmiştim.

Özellikle Türkçe, edebiyat öğretmenleri bize ayrı bir ilgi duyardı.

Annemi görünce de heyecanlanırlardı.

O zaman ‘Annemle babam bayağı yetkili birileri herhalde’ diye düşünürdüm.

İlgili Sitenin Haberleri