Haber Detayı
‘Bir tarafımız tüy, bir tarafımız çelik gibi’
Sivas’ta 9 çocuklu bir ailede doğdu. Müziğe âşıktı ama kendini oyunculuk bölümünde buldu. Mesleğini öyle sevdi ki; tiyatro, sinema ve televizyonda başarılarla dolu bir kariyer yolu çizdi. Bu sezon beyazperdede onu ilk olarak 3 Ekim’de vizyona girecek ‘Aşk ve Yemek’te göreceğiz. Ardından başka sinema filmleri de geliyor. Hatice Aslan’la buluşuyoruz; hayatından, anne olmaktan, aşk ve yemekten konuşuyoruz: “Ben dudağından bir öpücük kondurduğum zaman yol kalbine gidiyor.”
O hep çok kibar, her zaman çok asil.
İnsanı büyüleyen bir enerjisi var.
Yüzünde en ufak bir müdahale yok, doğal ve o ne kadar mütevazı davransa da her zaman çok çekici ve güzel.
Hatice Aslan’la başlıyoruz muhabbete...◊ Yeni filmin ‘Aşk ve Yemek’ 3 Ekim’de vizyonda.
Filmin adının bizi götürdüğü ilk soruyla başlayalım.
Aşk ve yemek arasında sence nasıl bir bağlantı var?Yıllar önce Lily Prior’un yazdığı ‘Aşk Mutfağı’ adlı kitabını okumuş ve çok etkilenmiştim.
Birbirleriyle ne kadar iç içe olduklarını düşünmüştüm.
İkisi de heyecanlandıran tatlar.
Yemek yapmanın da bir aşkı, ritüeli var.
Malzemeler bellidir ama yemeğin tadı her elde farklıdır.
İlişkilerde de öyle; arkadaşlık olsun, kadın-erkek ilişkisi olsun...
O malzemeyi iyi değerlendirdiğin, doğru ateşte, doğru ısıda tuttuğun zaman ortaya gerçekten lezzetli bir şeyler çıkıyor.
Bir de o sofra birlikte kuruluyorsa, paylaşılıyorsa insanın ruhunu ve bedenini doyuran bir güzelliği vardır. ◊ Peki, birini tercih etmen gerekse iyi bir aşkı mı yoksa iyi bir yemeği mi seçerdin?Aşkla yapılan her şey diyelim...◊ Sence aşkı iyi hale getiren şey nedir?Aşkın kendi iyi bir haldir zaten.◊ ‘Kalbe giden yol mideden geçer’ sözüne katılıyor musun?Bu konuda biraz kafanı karıştıracağım.◊ Neden?
İnanmaz mısın?
Farklı bir yerden bakalım.
Mesela bir araba ön panelini düşün, yağ ya da benzin gibi uyarılarını oradan takip edersin.
Bizim aslında yüzümüz de bir panel.
Eğer karaciğerinle ilgili bir sorunun varsa gözünde onunla ilgili sinyaller görebilirsin.
Kulak zaten böbrek şeklindedir ve böbrekteki bir sorun oraya yansıyabilir.
Midenin göstergesi dudak.
Dilin ne?◊ Nedir?Kalp.
Ne oldu?
Kalbe giden yol mideden geçiyor.
Ben dudağından bir öpücük kondurduğum zaman yol kalbine gidiyor.
Ben olaya oradan bakıyorum.◊ Nuri Bilge Ceylan filminde de komedilerde de rol aldın.
Hem bağımsız hem popüler işlerin vardı.
Hangisi daha çok keyif veriyor?Nuri Bilge gibi bir yönetmenle sinema dünyasına adım atmam büyük şans.
İlk sinema filmim onunla.
Sonrasında çalıştığım yönetmenlerimden de keyif alarak ve hepsine kafa yorarak çalıştım.
Yönetmenlerimin her birinden bir şey öğrenerek ve öğrenme açlığıyla o işlere girişiyorum. ◊ ‘Aşk ve Yemek’te nasıl bir karakterde izleyeceğiz seni?Nisan biraz kibirli bir karakter.
Tokat’ın ileri gelenlerinden biri.
Orada büyümüş, oranın tarihine saygı duyuyor, çok şık bir restoranı var, kızıyla işletiyor.
Bir anda pat diye bir Adanalının yolu oraya düşüyor ve tam karşısına dumanı tüten bir kebapçı açıyor.
Ve hem çatışma hem aşk başlıyor.◊ Başka projelerin var mı?Bu sıralarda rol aldığım filmler çok çeşitli. ‘Aşk ve Yemek’, ‘Yan Yana’, ‘Cam Sehpa’, ‘Derun’...
Dizimiz ‘Bahar’ da devam ediyor.
Nevra karakteri bu sezon çok enteresan bir yere evriliyor.
O, sorundan, problemden kaçan bir kadın.
Bu kaçışı da bir şekilde bir yere sığınarak yapmaya çalışıyor.
Bu sefer oğlunu kaybettiği için kendini bir anda spiritüel bir kampta buluyor.
Dumanlar, tütsüler içinde bir Nevra.◊ O da çok ses getiren bir kadın işi oldu.
Kadın olmayı nasıl anlatırsın?Kadın olmak nasıl anlatılır ki?
Bir tarafımız tüy gibi, bir tarafımız çelik gibi... ◊ Seni son dönemde zor anne karakterlerinde izliyoruz.
Peki, sen nasıl bir annesin?
Ekin ve sonrasında da manevi kızım Ece’ye söylediğim tek şey vardı, yalan asla hayatına girmesin, yalanın rengi olmaz.
Beyaz ya da pembe yalan yok.
Aslında zaten biz de yalandan vazgeçersek yalan dünyadan da vazgeçmiş olacağız.
Oynadığım karakterlerde de zaten bir şeylere ayna tutmak amacımız.‘Şarkı söylemeye bayılıyordum’◊ Sivas’ta 9 çocuklu bir ailenin 6’ncı çocuğusun.
Başın sağ olsun, daha sonra iki kardeşini kaybediyorsun.
Kalabalık bir ailede büyümenin hayatına etkisi ne oldu?İyi bir aileyse, doğru, dürüst yetiştirdilerse olumlu etkisi çok.
Biz anne-babamdan hiç ayrım görmedik.
Bize dürüstlüğü, cömertliği öğrettiler.
Sonradan fark ettim bunları ve ‘ne güzel bir anne babaya doğmuşuz’ dedim.
Bizim evde dedikodu yoktu.
Annem kapıya gelene bile mutlaka bir şey ikram ederdi.
Babam çok dürüsttü, devlet memuruydu ve bizi okutmak için ek iş alırdı.
Abim bir kere babamın muhasebe defteri doldurmak için işyerinden getirdiği kalemi aldı diye “Sen devletin malını nasıl kullanırsın, kalemin yok mu” diye azarlamış.
Abim hep anlatırdı.◊ Oyunculuk nasıl aklını çeldi?Babamın işyeri Devlet Demiryolları.
O dönemler devlet tarafından kültürel destek olarak sinema kartı veriliyordu.
O kartla sinemalara giderdik.
Türk ve yabancı filmler izliyor, hayaller kuruyordum. ◊ Öyle mi başladı?Aslında şarkı söylemeye bayılıyordum, eve gelince binbir çeşit kıyafet, binbir çeşit roller, kardeşlerimle beraber oynuyorduk.
Babamın “ Kızımın sesi çok güzel, konservatuvara vereceğim” demesiyle kulağıma kar suyu kaçmış demek ki...
Ablam Ankara’daydı, lise bitince onun yanına gittim.
Hayat öyle bir şey ki, aslında insan kendini birazcık bıraksa sana o çizgiyi çiziyor.
Müzik bölümünde okuyacağım diyordum ama konservatuvara giriş için yapılan bütün sınavlar bitmişti.
Sadece kontenjan boşluğu sebebiyle tiyatro bölümüne bir sınav daha açılmıştı, kader işte.
Sonra bir anda kendimi yatılı okulda, Ankara’da konservatuvarın tiyatro bölümünde buldum.‘Sadece Hatice’yle ilgileniyorum’◊ Türk sinemasının en güzel kadınlarından birisin...Öyle mi?◊ Öyle...Teşekkür ederim.◊ Bu güzellik kavramı hayatını nasıl etkiledi?Audrey Hepburn’ün ilham veren sözleri vardır, mesela biri; “Nasıl bu kadar ince kalabiliyorsunuz” diye soruyorlar, “Çünkü ben yemeğimi başkalarına da kalsın diye tüketiyorum” diyor.
Başka ilham veren şeyler de var, aslında seçtiğin cümleler, birine bakışın, eleştirmeden, yargılamadan tarafsız bir kalple olanlara bakman, tüm varlıkları anlamaya çalışman ve sevmen seni daha güzel yapıyor.
Güzellik burun ya da dudakla sınırlı değil.◊ Çok mütevazısın...
Yooo, bir sürü insan benim yerimde olsa kendini güzel bulmayıp kaşını, gözünü, dudağını yaptırmış olabilirdi ama bu iş gerçekten içte bitiyor.
İç dünyanın yani zihnin temizliği çok önemli.
Doğru mu?
Yararlı mı?
Zamanı mı?
Anahtar sorularımdır.◊ Senin sırrın bunlar mı?
Dürüstlük, içtenlik, kendin gibi olmak...
Ve tabii cesaret.
Korkularının köküne inmek. ‘Elâlem ne der’ kelimesi var ya, hiç oralara takılmıyorum, sadece Hatice’yle ilgileniyorum.◊ Estetiğin var mı?Yok.