Haber Detayı
Toplumsal Barış Beklentisi Yüzde 77
SETA Vakfı tarafından yapılan bir anket sonuçlarına göre, katılımcıların %77'si toplumsal barış beklentisi taşıdığını ifade ederken, şiddet olaylarının yeniden artabileceğine dair endişeler de bulunuyor. Komisyon çalışmaları hakkında bilgi veren yetkililer, toplumsal rıza ve adaletin sağlanmasının önemine vurgu yaptı.
'TOPLUMSAL BARIŞ BEKLENTİSİ YÜZDE 77'SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof.
Dr.
Murat Yeşiltaş, komisyon üyelerine sunum yaptı.
Yeşiltaş, SETA Vakfı'nın terörsüz Türkiye süreci ile ilgili yaptığı anket sonuçlarını paylaşarak, "Katılımcıların yüzde 62'si sürecin başarısız olması halinde şiddet olaylarının yeniden artacağını düşünmektedir.
Dolayısıyla hukuki derinlik; toplumsal güveni inşa etmek ve toplumsal birlikteliği sürece dahil etmek bakımından son derece hayati görülmektedir.
Siyasi ve toplumsal içselleştirme, silah bırakma süreci yalnızca devletin tek taraflı iradesi olarak görülürse kalıcı olmaz.
Toplumun farklı kesimlerinin süreci sahiplenmesi son derece kritiktir.
Bu anlamda ortak bir anlatı çerçevesinde toplumun bir arada olması, siyasi ve toplumsal verimliliği kazanmak anlamında hayati derecede önemlidir.
Toplumun bu süreci içselleştirme ve beklentisine baktığımızda ise toplumsal barış beklentisi yüzde 77, güvenlik kayıplarının bitmesini isteyenlerin oranı yüzde 76, terörün sona ermesini isteyenlerin oranının ise yüzde 75 olduğunu görüyoruz.
Bu, toplumun hem barış hem de güvenlik bağlamında süreci sahiplendiğini ortaya koyan bir yaklaşımdır" diye konuştu. 'KOMİSYONDAN BEKLENTİLER VAR'DİTAM Başkanı Mesut Azizoğlu, komisyonun çalışmaları ile ilgili, "Komisyon şu anda dinlemeleri yapıyor, komisyondan beklentiler var.
Öncelikle olarak sürecin hukuksal altyapısının oluşturulması için beklentiler var.
Toplumsal rızanın üretilmesi, adalet duygusunun sağlanması ve geleceğe yönelik ortaklaşma ile ilgili beklentiler var.
Öncelikle toplumun ikna edilmesi ve adalet duygusunun tesisi ile ilgili çözüm için ikna edilmesi gereken kesim Türkler, adalet duygusunun sağlanması ile ilgili muhatap ise Kürtlerdir" dedi.'KÜRTLERİN YÜZDE 65'İ SİLAHA KARŞI'Rawest Araştırma Direktörü Roj Esir Girasun, terörsüz Türkiye sürecinin Kürtlerin sosyolojik değişimi ile bölgesel gelişmelerin yarattığı doğal bir sonuç olduğunu ifade etti.
Girasun, "Süreçten önce yaptığımız araştırmalarda; Kürtlerin yüzde 65'i silahla hak aranmasına kategorik olarak karşı.
Geriye kalan yüzde 35'i oluşturan yüzde 20'lik kesim ise kaygılı ve tereddütlü.
Sadece yüzde 15'lik kesim silahla hak aramaya onay veriyor.
Bu oran 1990'lardan bugüne kadar yaşanan büyük değişimi de gösteriyor" diye konuştu. 'KÜRT SORUNU GERÇEKTE BİR ORTA DOĞU SORUNUDUR'KSC Başkanı İbrahim Reha Ruhavioğlu, Kürtlerin süreci yüzde 80, Türklerin ise süreci yüzde 60 oranında desteklediğini ancak kamuoyunda umut ve güven duygularının artmadığını söyledi.
EKEAV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tarık Çelenk de Kürt sorununun çözümünün son 100 yıla oranla çok yüksek olduğunu aktararak, "Kürt sorunu gerçekte bir Orta Doğu sorunudur.
Türkiye kendi içindeki Kürtlerin sorunlarını çözerken dış akrabalara ilişkin; kapsayıcı, yumuşak güç siyaseti üretmek durumundadır.
Bu doğru tavır, Türkmen kardeşlerimizin de güvenliğini sağlayabilir.
Bunları, İran da dahil olmak üzere, bölgeyi karış karış gezen birisi olarak söylemekteyim.
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin yolu, Erbil kadar Süleymaniye ve Kobani'ye de düşebilmelidir" dedi.