Haber Detayı

Osmanlı'dan kalma tapular Kudüs'ün asırlardır Müslüman şehri olduğunu kanıtlıyor!
Güncel takvim.com.tr
18/09/2025 16:14 (3 ay önce)

Osmanlı'dan kalma tapular Kudüs'ün asırlardır Müslüman şehri olduğunu kanıtlıyor!

Katliamcı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, ömrü boyunca Filistin davasının savunucu olan Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak Kudüs'ün bir Müslüman şehri olmadığına yönelik açıklamaları, Osmanlı Devleti'nden kalma şehir tapuları ve belgelerin önemini bir kez daha hatırlattı. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün Arşiv Dairesi'nde yer alan tapular, Kudüs'ün asırlardır Müslüman şehri olduğunu kanıtlıyor. Tapu ve kadastro uzmanı Hakkı Şahin, bu tapuları göstererek gündeme ilişkin soruları A Haber'e yanıtladı.

Soykırımcı İsrail'in Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistin davasını savunmaktan bir an olsun geri adım atmayan Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak, 'Kudüs şehri bizim' açıklaması ve 27 yıl önce Başkan Erdoğan'ın, Siloam Yazıtı'nı kendilerine vermediğine yönelik itirafı, Türkiye'nin elindeki Kudüs tapularını gündemin birinci maddesi haline getirdi. 'Kudüs'ün tapusu kimin?

Kudüs kimlerin şehri?' soruları ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi'nin yolunu tutan A Haber ekibi, gündeme ilişkin merak edilenleri, Tapu ve kadastro uzmanı Hakkı Şahin'e sordu.

Şahin'in gündeme ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde: 'Üç kıta üzerinde oldukça geniş bir coğrafyada hakimiyet kuran Osmanlı Devleti, birçok milleti ve inanışı bünyesinde barındırmış, arşivciliğe büyük önem vermiştir.

Bu belgelerin muhafaza edildiği en önemli arşivlerden birisi de Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşividir.

Osmanlı'dan devraldığımız bu zengin tarihi miras, sadece Türkiye için değil, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde devlet kurmuş birçok milletin milli ve ortak tarihlerinin tespiti ve yazılmasında başvurulabilecek en önemli kaynaklardır.

Ekran görüntüsü / A Haber BELGELERİN TAMAMI KUDÜS'E AİT Tabii Kudüs'e ait arşivimizde mülkiyet öncesi ve mülkiyetle birlikte tutulan kayıtlar vardır.

Buradaki kayıtların tamamı Kudüs'e ait. 26 ülkenin de kayıtları var.

Biz hepsini en iyi şekilde muhafaza ediyoruz.

Osmanlı Devleti'nde toprak düzeninin temelini mülkiyeti devlete, istifadesi fertlere ait olan miri arazi rejimi oluşturuyordu.

Osmanlı, hudutları dahilindeki tüm bölgelerde arazi, nüfus, yetiştirilen hayvan ve ürünlerin çeşit ve miktarları ile gelirlerini kayıt altına alarak tapu tahrir defterlerini oluşturmuştur.

Ekran görüntüsü / A Haber OSMANLI'NIN KUDÜS HASSASİYETİ Burada bazı defterler mülkiyet öncesi döneme ait, askeri, idari ve mali konuları kapsayan bir nevi vergi defterleridir.

Bunların üç ana unsuru vardır.

Mufassal, icmal ve evkaf defterleridir.

Bu Kuds-i Şerif'in mufassal defteridir ve 1562 tarihlidir.

Osmanlı Kudüs'e hiçbir zaman Kudüs dememiş.

Hep Kuds-i Şerif demiş.

Kayıtlarda hep Kuds-i Şerif diye geçer.

Ki Kanuni Sultan Süleyman döneminde vakıf defterimiz var: Defter-i Liva-i Kuds-i Şerif.

Yani Kudüs vakıflar defteri. 1562 yılında hazırlanmış.

Ve burada 144 tane vakfın kayıtları var.

Bunların isimleri, gelir ve gider kalemleri ayrıntılı olarak yazılmıştır.

Hatta ilk kayıtta Halil-ur Rahman Vakfı'na aittir.

Halen güncel olarak yaşayan faaliyetlerini sürdüren vakıflar vardır burada.

Biz Kudüs Evkaf Defteri'yle alakalı 2015 yılında bir çalışma gerçekleştirdik.

Hem tıpkıbasımını hem de transkribini 2015 yılında yayınladık ve ilim camiasının hizmetine sunduk.

Bu tapu tahrir defterleri yerli ve yabancı araştırmacıların araştırmasına açıktır.

Aslında buradan bir de davet olsun ilim ve bilim insanlarımıza.

Burada hazine yatıyor.

Bunlarla ilgili araştırmalar, yayınlar çıkarılması gerekiyor.

Tarihsel gerçekler arşiv belgeleriyle açığa çıkıyor.

Ekran görüntüsü / A Haber BU TAPULARIN BUGÜN GEÇERLİLİĞİ VAR MI?

Tabii, gerek tapu kayıtları olsun gerek vakıf kayıtları olsun, bunlar birer hukuki delildir, ispat vesikasıdır.

Ahkam-ül Evkaf, yani vakıflar hukuku uluslararası alanda da geçerlidir.

Bu kayıtlarla ilgili bir hani mülkiyet tespitinde kullanılır, mülkiyetle ilgili araziyle ilgili bir uyuşmazlık varsa o orada ispat vesikası olarak kullanılır.

Hatta sınır ihtilaflarında dahi bu kayıtlar bir mesnet teşkil eder.

Daha da ilerisine gittiğiniz zaman, örneğin tapu kayıtlarındaki malik isimlerini incelediğinizde o yöredeki nüfusun yapısına da el atmış olursunuz.

Yani oradaki nüfusun yapısını da az çok öğrenmiş olursunuz.

Ekran görüntüsü / A Haber OSMANLI'DA TAPU SİSTEMİ Tabii Osmanlı'daki kayıt sistemi çok farklı.

Yani her şeyi titizlikle kaydetmiş.

Hepsi deftere kaydedilsin mantığıyla her şeyi kayıt altına almış Osmanlı ki bu zabıt kayıt defterleri, 1839 tarihli Tanzimat Fermanı'nın etkisiyle mülkiyet hakkının tanınarak taşınmazların kayıt altına alınması 21 Mayıs 1847 yılında başlıyor.

Ve hak sahiplerine Turalı Tapu Senedi veriliyor.

Bu görevi yerine getirmekle de Defterhane-i Amire Kalemi, yani bugünkü Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü yetkili kılınıyor.

MUTLAKA KOPYALAR MUHAFAZA EDİLİYOR Bu defterler iki nüsha oluşturulur.

Birisi işlemin yapıldığı mahalli birimde kalır, bir diğer nüshası Defterhaneye merkeze gönderilir.

Mahallinde bu kayıtlara bir zarar geldiğinde işte doğal afet, yangın, sel gibi hemen merkezden bunun nüshaları nüshalandırır tekrar ilgili yere gönderilir.

Kopyası muhafaza ediliyor mutlaka.

Yani o 26 ülkenin kayıtlarının tamamı bizde.

Bir nüshaları da onlarda olması gerekiyor ama günümüze onlar çok getirememişler, intikal edememişler.

Ama biz onlara gözümüz gibi bakıyoruz.

Ekran görüntüsü / A Haber KUDÜS KAYITLARI VE OSMANLI'NIN İNSAN YAKLAŞIMI Bunlar da Kudüs'e ait. burada Kubbe altında Münevver, Atik Kuds-ü, Kudüs Mufassal Defteri diye yazıyor.

Yani yine bunlar tahrir defterinin ana unsuru olan mufassal defterdir.

Bu defterler tafsilatlıdır.

Yani adı üzerinde, her şey ayrıntısıyla yazar.

Defterin başında tahrire yaptıran padişahın tuğrası vardır.

Devamında orada uygulanacak nizamlara ilişkin bir kanunname vardır ve kayıtlar vergiye tabi erkek nüfusun baba adıyla birlikte yazılarak başlar.

Ha bunun yanında vergiden muafiyeti olanlar da belirtilir.

Hatta bir kaydı gördüğümüzde biz de çok duygulandık.

Osmanlı'nın insana bakış açısını çok iyi gösteriyor.

Diyor ki: Yek çeşm.

Yani bir gözü görür.

Onu vergiden muaf tutuyor.

Yani bir gözü kör demiyor.

Buraya dikkat etmek lazım.

Yani Osmanlı'nın insana yaklaşımı burada çok çok önemli.

Biz de bu kayıtları görünce tabii hem duygulandık hem de gururlandık.

Ekran görüntüsü / A Haber BAĞIMIZ OLAN ÜLKELERE TAM DESTEK Şimdi Filistin'in genelinde bizde 650 bin kayıt var.

Biz bu kayıtları dijital ortama aktardık ve transkribini de yaptık.

Hatta Filistin'den ya da diğer tarihi bağımız olan ülkelerden bir talep geldiğinde biz isme göre sorgulama yapıp bu kayıtları tespit edebiliyoruz.

Ve ilgililerine de gönderiyoruz.

Hatta bununla ilgili uluslararası talepler de oluyor Dışişleri Bakanlığımız kanalıyla.

Biz bu tarihi bağımız olan diğer ülkelere hep arşiv desteğini sağlıyoruz.

Çünkü onların arşivleri bizde.

İLHAK VE İŞGALİN ÖNÜNE GEÇEN KAYITLAR Uluslararası geçerliliği var.

Yani bunların hepsi hukuki bir delildir, ispat vesikasıdır.

Hatta Filistin'den önceki yıllarda hep ziyaretimize gelirlerdi üst düzey yöneticilerimiz ve bize de bu anlamda Türkiye'ye özellikle Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorlardı.

Arşivlerle ilgili yapılan çalışmalar, gelişmeler, işte bunların dijital ortama aktarılması, çok önemli ve diyorlardı ki: 'Sizden aldığımız, hatta şu defter için Kudüs Evkaf Defteri için, çünkü Ahkam-ül Evkaf'ın hukuku ayrıdır, uluslararası alanda da geçerlidir.

Sizin bu yaptığınız yayından dolayı biz bunları aldık.

Çünkü onlara veriyoruz kayıtları ve o İsrail'in işgalci politikasının bir nebze önüne geçiyoruz.' dedi. 'Bunları biz hep hukuki delil olarak kullanıyoruz.' dedi ve ülkemize çok teşekkür ettiler.

Biz de bundan gururlandık.

Siloam Yazıtı nedir, tarihsel önemi ne, nerede sergileniyor?

Katil Netenyahunun istediği Siloam Silvan Yazıtında yer alan İbranice kelimeler ne anlama geliyor?

Netanyahudan 27 yıl sonra gelen Başkan Erdoğan itirafı | Silvan yazıtları İsrail için neden bu kadar önemli?

İlgili Sitenin Haberleri